Hükümetin Enflasyona göre ücret zammı politikası 2022 yılının ilk üç ayında iflas etti, artan fiyatlar karşısında hepimiz ezildik hala da eziliyoruz.
Biz emekçiler açısından Ocak ayında düzenlenen yeni asgari ücret erimiş, Ocak-Şubat-Mart ayları için enflasyon farkı kadar alacağımız doğmuştur, bir zamanlar tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ülkemizde, en ucuz semt pazarında domatesin kilosu 25 TL, salatalığın kilosu 15 TL, biberin kilosu 20 TL oldu, artık meyve ve sebzeleri kiloyla değil de tane ile alabiliyoruz o da gücümüz yeterse.
Durum böyle iken Hükümet şimdi bazı ürünlerde fiyatları sabitlemeyi düşünüyor.
Tıpkı geçen aylarda tartıştığımız ekonomide Çin modeli gibi, düşük faiz oranları sonucunda fazla yatırım, üretim arzında genişleme, ihracat ve sonucunda zaman içinde cari açık kapanması olarak ifade edilen ekonomi modeli.
Oysa Merkez Bankası Şubat 2022 Ödemeler Dengesi verilerini açıkladı; Cari işlemler açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre 2.707 milyon ABD doları artarak 5.154 milyon ABD doları olarak gerçekleşti, bunun sonucunda on iki aylık cari işlemler açığı 21.845 milyon ABD doları oldu.
Ayrıca şuan enflasyon sorunu var, dün aldığımız bir ürünün fiyatı yarın değişiyor.
TÜİK, şubatta tüketici enflasyonu yüzde 54,44, ENAG ise şubat enflasyonunu yüzde 123,80 , TUİK Mart ayı enflasyonunu % 64,1 iken ENAG ise % 141 olarak açıkladı.Tarım ve hayvancılık çöktü, ithalata bağımlıyız, meralarımız işgal altında, verimli tarım toprakları terk edildi veya da maden ve taş ocakları tarafından talan edilerek çoraklaştı.
Fiyatların artmasının asıl sebebi, girdi maliyetlerinin artması ve yeterli üretimin yapılmamasıdır. Üretime yeterince desteğin yapılmamasıdır.
Üretim maliyetleri; gübre, ilaç, elektrik, motorin sürekli artarken ürünlerin fiyatlarını sabitlemek üreticinin üretim yapmaktan kaçınmasına neden olur. Ürünlerin fiyatları arttıkça, tüketicinin satın alma gücü düşer, raflarda ürün olsa dahi satın alamazsınız.
Nihayetinde emekleri ile geçimlerini sağlayan işçi-memur-emekliler yani hepimiz bugünkü fiyat düzeylerine yenik düşeriz.
Et fiyatlarına yapılan % 48 oranındaki zam sonrasında, 1 kilogram kıymanın fiyatı 56 TL'den 83 TL'ye, kilogramı 62,5 TL olan kuşbaşı ise 92 TL'ye yükseldi.
‘ Hayat pahalılığının önüne geçmek, vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek boynumuzun borcudur ‘’ cümlesini diline pelesenk eden hükümet, bugün çalışanların yaklaşık % 60‘ının 4.253- TL ortalama ücret haline dönüşen asgari ücret ile hayatta kalmaya çalıştıklarının farkında bile değil.
Geçen hafta Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e seslenerek yeni yılın ilk üç ayında vatandaşın enflasyon karşısında ezildiğini hatırlattı ve “İşçi-memur-emekli bugünkü fiyat düzeyine yenik düşmüştür. Temmuz ayı beklenmeden ücretler düzenlenerek iyileştirilmeli” dedi.
Hükümetin ekonomik zorluklar karşısında halkın yaşadığı çaresizliğe olan bakış açısındaki samimiyeti önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Bugün emekleri ile geçinen milyonlar ve aileleri yoksullukla mücadele edemez duruma gelmiştir,
Hal böyleyken Türkiye bu ekonomik buhrandan yeni kurallar, yeni kurumlar, yeni kadrolar ve yeni siyasal tercih ile kurtulacaktır.
Güçlü hukuk devleti, işleyen bir demokrasi, üretim ekonomisi, hakça paylaşım ve tüm bu unsurları sürdürülebilir kılmak toplumu refaha taşıyacaktır.