Hava kirliliği Türkiye’de ve dünyada kamu sağlığını tehdit eden en önemli risklerden biridir.
2013 yılında Dünya Sağlık Örgütü hava kirliliğini kansere yol açan çevresel sebepler arasında birinci sırada ilan etmiştir. Yani dış ortam hava kirliliğinin fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıktığını ifade etmektedir.
İskenderun Körfezinde, yaşam alanlarımızda hava kirliliği yüksek düzeylerde seyir izliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetimler Genel Müdürlüğü, 2017 yılı verileriyle hazırlamış olduğu Türkiye’nin Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporunda; hava Kirliliğinin 1. 2. ve 3. öncelikli sorun olduğu illeri alfabetik sırayla göstermiş olup, Doğu Akdeniz Bölgesinde yer alan Hatay-Adana-Mersin hava kirliliğinin 2. öncelikli sorun olduğu iller kapsamında olduğunu belirtmiştir.
Mevcut haliyle de epeyce kirli bir atmosferde yaşamımızı sürdürmeye çalışmaktayız. Dolayısıyla, yeni planlanan kömürlü termik santrallere izin verilmeden önce bu santrallerin olumsuz etkilerinin halen var olan kirleticiler ile birlikte kümülatif olarak değerlendirilmeli ve halk sağlığının korunmasının bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.
Kış aylarının yaşandığı şu günlerde halkın alım gücünün düşük olması nedeniyle kalitesi yakıt kullanılması, kalorisi yüksek kömür tercih edilmesi, trafikte motorlu taşıtlardan kaynaklanan emisyonlar(egzoz),yakılması uygun olmayan maddelerin yakılması hava kirliliğini arttıran önemli sebeplerdir.
Ayrıca Hatay-Adana-Mersin-Osmaniye bir bütün olarak değerlendirildiğinde jeolojik yapısı nedeniyle aynı hava hareketlerinin etkisi altındaki bir çanak içerisinde bulunduğu görülmektedir.
Aynı hava akımlarının etkisi altında kalan bu bölgede yan yana birden fazla termik santrale lisans verilmesi, hali hazırda var olan Demirçelik Fabrikaları, Organize Sanayi bölgeleri ve diğer sanayi tesisleri canlı yaşamının sürdürülebilmesini ve ekosistemlerin yaşayabilmesini olanaksız kılmaktadır.
Bilim İnsanları, Tarih boyunca iklim değişikliğinin toplumların yer değiştirmesine neden olduğunu, elitlerin bir şekilde yarattıkları çevresel-ekolojik yıkımdan kaçabildiklerinin ancak küresel iklim değişikliğinde elitlerinde kaçacak yeri olmayacağını belirtmektedir. (Bilim İnsanı Jared Diamond)
Dolayısıyla buradan şunu anlamalıyız ki; aynı gökyüzü altında yaşadığımız dünyamız, küresel iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında ve çocuklarımızın gelecekte yaşayabilmesi için, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz.
Mücadele için yarın çok geçtir. Değişim için fosil yakıtlardan hemen bugün vazgeçmeliyiz….
Nermin Yıldırım Kara
İskenderun Çevre Koruma Derneği Bşk.