Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli, münevver, entelektüel olarak tanımlıyor Türk Dil Kurumu “aydın” kavramını. Bu tanımlamada ana unsur okuma ve okuduklarıyla düşün yaşamını zenginleştirme ve davranışa dönüştürme anlaşılıyor. Türk toplumunun gelişiminde de aydın olarak ön plana çıkan kişiler de genellikle bu tanımlamaya uyan kişiler. Üreten, yazılı ya da görsel olarak bilgiyi paylaşan, yayan kişiler. Farklı disiplinlerde ürettikleriyle ön plana çıkan, toplumu aydınlatan insanların zengin olduğu topraklarda yaşıyoruz. Hatta öyle ki yerellikten evrenselliğe doğru tanınmaya, okunmaya varan aydınlarımız var. Örneğin şiir Nazım Hikmet, yazın Yaşar Kemal, piyano Fazıl Say, müzik Zülfü Livaneli, heykeltıraş Kemal Tufan, spor Lefter, bilim Gazi Yaşargil, sinema Nuri Bilge Ceylan mesleklerini uluslararası boyuta taşımış bu toprakların yetiştirdiği gerçek aydınlardandır. Bunların dışında alanlarında başarılı çok sayıda ismi de söyleyebiliriz. Yukarıdaki tanımlamalara örnek olarak gösterilen aydınlarımızın ortak özellikleri çağımızın teknolojilerinden sosyal medya gibi iletişim araçları ya da eğlence araçlarından yararlanmamalarıdır. Belki sinema, tv, tıp gibi alanlarda teknolojiyi kullanmanın gerekliliği yanında kültürel birikimlerini sosyal medya ile oluşturmamalarıdır. Türkiye toplumu hızlı bir değişim içerisindedir. Ekonomik olarak istenilen gelişme yaşanmasa da teknoloji alt-üst sınıf farkı gözetmeksizin tüm toplum kesimlerince sosyal medya yoğun olarak kullanılmaktadır. 81 milyon nüfusa sahip ülkemizde; • Nüfusun %67’sini oluşturan 54.3 milyon internet kullanıcısı • Nüfusun %54’ünü oluşturan 44 milyon aktif mobil sosyal medya kullanıcı Yetişkin insanların %98’i cep telefonu kullanırken, bunların %77’si akıllı telefon kullanıyor. İnsanlar internette günde ortalama 7 saat geçiriyorlar. Peki bu kullanıcılarımız en çok nerelerde vakit harcıyorlar: Günde ortalama 2 saat 48 dk sosyal medyada Günde ortalama 2 saat 44 dk televizyon başında Ve son olarak günde ortalama 1 saat 22 dk müzik dinleyerek. Bir de geçirilen vaktin sosyal medya içeresindeki dağılımına bakacak olursak: Kaynak: Sosyal medya istatistikleri “Digital in 2018 in Western Asia Dolayısıyla yeni okuma alışkanlığımız sosyal medya olmuştur diyebiliriz. Bu yaklaşımın sonucu yeni aydın türüdür. Daha öncekilerden farklı olarak argo kullanan, hakaret eden, içerikten, görgüden yoksun bencil ve hiçbir dayanağı olmayan hatta kendileri de olmayan sanal bir aydın türü karşımıza çıkıyor. Kaynağı olmayan, bilimsel temeli olmayan, geçerliliği ve güvenirliliği olmayan paylaşımların sıkça yapılması hızlı bir bilgi kirliliğine ve yaşamsal derecede kaosa bile neden olabilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 yılına ait verilere göre: 1 milli kütüphane, 1 146 halk kütüphanesi, 564 üniversite ve 26 bin 415 örgün ve yaygın eğitim kurumu olmak üzere toplam 28 bin 126 kütüphane faaliyet gösteriyor. Milli Kütüphanenin 26 bin 478, halk kütüphanelerinin 2 milyon 201 bin 39 ve üniversite kütüphanelerinin 3 milyon 814 bin 500 üyesi bulunuyor. Yani sosyal medya kullanıcılarının %11,8’i kadar bir nüfus kütüphane üyesi. Bir de üniversite kütüphanelerinin neredeyse zorunlu olduğunu düşünürsek endişe verici bir durum. 26 Ağustos 2018 günkü ulusal gazetelerin toplam tirajı ise 2 437 159. Başka bir ifadeyle bin kişiye 73 gazete düşüyor.123 milyon nüfuslu Japonya da gazetelerin tirajı 70.4 milyon, nüfusu ülkemize yakın olan 82.5 milyonluk Almanya’da ise tiraj 22.1 milyon. Yaş sınırı olmadan neredeyse 7 den 77’ye hepimizin kullandığı sosyal medyanın birikimli, kültürlü, münevver nesiller yetiştirmemize engel olmaması için okuma alışkanlığının belki de yeni bir seferberlikle yeniden ele alınması gerekiyor. Bu süreç bu şekilde devam ettiğinde sadece yaşamını yitirmiş aydınlarımızla avunacağımız günlere doğru gittiğimiz de maalesef görünen bir gerçektir.
Sosyal Medya Aydınlığı
Paylaş