İBB, 'Kadına Destek Hattı'nın açılışını “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde gerçekleştirdi. Şiddete karşı kadınların yanında olmayı amaçlayan; 444 80 86 numarası üzerinden Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Arapça dillerinde 7/24 hizmet verecek hattın tanıtım toplantısı, telekonferans yöntemiyle yapıldı. Moderatör Ebru Keser’in sunumuyla başlayan sanal toplantıda, ilk olarak hattın tanıtım videosu izlendi. İzlenilen ikinci videoda ise İBB Kadın Sığınma Evi’nde kalmış kadının paylaşımları yer aldı. Toplantının ilk konuşmalarını yapan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Şengül Altan Arslan, kadın mücadelesi ve hatla ilgili detaylı bilgiler paylaştı.
"KADIN VE ŞİDDETİN YAN YANA GELMESİ UTANÇ VERİCİ"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise 'kadın' ve 'şiddeti' yan yana konuşmanın utanç verici olduğunu vurguladı. “Ama toplumda böyle bir gerçek var” diyen İmamoğlu, “Tabii yeni hedefler koymak lazım. Cinsiyet eşitsizliği, erkeklerin kadına yönelik şiddet suçları, -bunları 21 yüzyılda konuşuyoruz- her geçen gün azalacağı yerde, daha fazla yer buluyor. Daha fazla can sıkıcı olaylar ya da ortamlar yaşıyoruz. Açıkçası gitgide de büyüyor. İstatistikler de böyle gösteriyor. Bu anlamda hem Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun hem İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalar var. Bizim de yaptığımız araştırmalar var. Tüm istatistikler gösteriyor ki, hızlı aksiyon göstermemiz gereken bir alanı konuşuyoruz. Toplu bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var” dedi.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMENİN GÜNDEME GETİRİLMESİ HEPİMİZİ ÜZDÜ"
Toplumun içerisinde kadının yerini güçlü kılmanın hayati önem taşıdığını belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ancak böylesi bir toplumla süreci çok azaltabiliriz, kadına şiddeti azaltabiliriz. Güzel şehrimizin adını taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz gündeme getirildi. Şiddetin olduğu ortamda bunu konuşmak, hepimiz adına üzücü. Huzurlu ve güvenli bir toplum, şiddetten uzak sevgi ve saygının sağlandığı ailelerle mümkün. Hayatın her alanında müthiş bir dayanışma örneği gösteren kadınlar, bir de bu konuda mücadele etmek durumunda kaldılar. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek gündeme geldiğinde, yine en ön saflarda kadınların önemli bir mücadelesini hep birlikte izledik. Bu ihtiyaç, Türkiye’de yaşananlardan dolayı doğuyor.
“ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE İHTİYAÇ VAR”
Araştırmalar, Türkiye’de şiddetin yaygınlığının yüzde 35’ler dolayında olduğunu gösteriyor. Bu anlamda bir seferberliğe ihtiyaç var. Hizmete alınan hat geçici bir çözüm. Esas çözüm, bahsettiğim o zihniyet değişimiydi. Yoksa kolluk kuvvetlerini arttırmak, bu anlamda uygun ortamları var etmek, şehrin her ortamını kadına şiddetin engellenmesini sağlayıcı, kadınların şehrin her ortamında güven duymalarını sağlayan düzenlemeler yapmak bizim sorumluluğumuz, vazifemiz. Ama yine ifade edeyim ki; esas olan, bir zihniyet değişimidir.
“KADIN YÖNETİCİ SAYISINI İKİ KATINA ÇIKARDIK"
Pandemi süreci kadına yönelik şiddet olaylarını da artırdı. Bütün bunları yenmek adına, işte bugün, bu adım atılıyor. Kadına şiddet hattımızın devreye alınmasıyla, umuyorum ki en acil biçimde, müdahalenin yapılmasını sağlayacağız. Belki de Allah korusun ki; kadınların hayatını kurtaracak bir hamle haline dönüşecek. Onları, tekrar umutlu bir şekilde toplumun içerisinde var olmalarını sağlayacak. Az önce söylediğim zihniyet değişimine dair neler yapıyoruz? Göreve geldiğimiz dönemde, 4 bin kadın çalışanı bünyemize kattık. Özellikle birçok alanda, birçok birimde, burada kadın çalışamaz denilen alanda şu an çok başarılı kadın çalışanlarımız var. Kadın yöneticilerimizde, ciddi anlamda, nerdeyse iki katına kadar artış sağladık. Bu daha da büyüyerek devam edecek. Kreş,önemli bir adım. İstanbul’un farklı köşelerinde, inşallah 150 mahallede 150 kreş vaadimizi tamamlayacağız. Buradan on binlerce kadının çalışma hayatına katılımını sağlamış olacağız.
“KENDİMİZİ SORUMLU HİSSEDİYORUZ”
Sürece dair kendimizi sorumlu hissediyoruz. Her yerde söylediğimi burada da ifadeyim. Kadınla ilgili bir eksikliğin giderilmesi, ihtiyacın karşılanması ya da kadının toplumdaki yerinin güçlendirilmesi mevzu olduğunda; başta kızıma, eşime, anneme, kız kardeşime kendimi sorumlu hissediyorum. Onların nezdinde, aslında toplumdaki bütün kadınlara karşı bir yönetici olarak kendimi sorumlu hissediyorum. Kadın mutlu ve huzurluysa, toplumda mutluluk ve huzur vardır. Bu hattın, mutsuz olacağımız haberlerin azalmasına ve toplumdaki ciddi şiddet unsurlarının yok edilmesine katkı sunmasını diliyorum."
KAFTANCIOĞLU’NDAN ŞİİRLİ AÇILIŞ
Toplantının son konuşmasını gerçekleştiren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, sözlerine, İranlı kadın şair Füruğ Ferruhzad’ın “Yeniden Doğuş” adlı şiirini okuyarak başladı:
“ah.. / budur benim payıma düşen / budur benim payıma düşen / bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür / benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir / ve ulaşmaktır bir şeylere, çürüyüşte ve gurbette / benim payıma düşen, anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir / ve benim payıma düşen budur.”
Kaftancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugünkü toplantıda, ben, bir siyasetçi ya da bir hekim kimliğimin dışında, bir kadın olarak duygularımı paylaşmak isterim. Bu teşekkürü, Ekrem Başkan’ın şahsında, kadını güçlendiren ve kadını özgürleştirecek çalışmaları İBB bünyesinde yapan bütün arkadaşlarıma, dolayısıyla hepinize ediyorum. Şu anda ekranda gördüğüm, çok uzunca süredir tanıdığım, görüşemediğim, tanımasam bile mücadelelerini bildiğim yol arkadaşlarımıza da bu mücadeleye katkılarından ve bundan sonraki omuz omuza mücadelemizde kolaylıklar diliyorum. Ne mutlu ki, biz kadınlar, kadın mücadelesini bir noktaya taşımaya çalışırken, erkek egemen bakışla mücadele ederken, bu erkek egemen bakışla mücadelede bizim yanımızda, kadının mücadelesine inanan, kadın mücadelesi konusunun paydaşı erkek yoldaşlarımız var. Bu anlamıyla da çok kıymetli buluyorum.
“YÜREĞİMİN EZİLDİĞİ ÇOK ANLAR OLMUŞTUR”
İBB’nin hayata geçirdiği, 444 80 86 numaralı destek hattını kıymetli bulduğunu belirten Kaftancıoğlu, söz konusu hatta ne kadar “az” ihtiyaç duyulursa, o kadar mutlu olacaklarını da vurgulayıp sözlerini şöyle noktaladı:
“İstanbul’da yaşadığım süre boyunca, komşum bir sıkıntısını anlattığında, hastam bir sıkıntısını anlattığında ya da sokakta bir şiddete maruz kalınıp da yardım istendiğinde, nereye yönlendireceğimi bilmeden yüreğimin ezildiği çok anlar olmuştur. Bugün, hakikaten bu sorunları, kadına karşı şiddetle mücadele gününde; kadınlara bir telefon hattıyla, omzuna bir el konulmasının o kadınlarda ve tüm toplumda yaratacağı rahatlığı, iyi gelme halini o kadar yoğun hissediyorum. Bir kadın olarak payıma düşen; bu çalışmaları en kısa sürede hayata geçiren, göreve geldiği andan itibaren yaptıklarından ziyade, kadına ve kadın mücadelesine dönük bakışıyla, bu anlamıyla adımlarımızın birkaç adım sıklaşmasına vesile olan Ekrem Başkan’ımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.”
DİLEK İMAMOĞLU: MÜCADELEMİZ VE GELECEĞİMİZ ORTAK
İBB Başkanı İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu da “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında hazırlanan ve sosyal medya hesaplarından dün yayınlanan videoda, şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bir toplumda kadın mutluysa, herkes mutlu olur, huzurlu olur. Çünkü kadın, ailenin de toplumun da mimarıdır. Kadına karşı şiddet insan haklarına, en ağır saldırılardan biridir. Kadınların, şiddet gören kadınlarla dayanışmalarının yanı sıra, şiddete karşı olan herkesle iş birliği yapmaları, bu mücadele de çok önemli. Evde, iş yerinde, sokakta, her yerde güvenle yaşamak; üretmek ve geleceğe umutla bakmak için biz kadınlar, erkeklerle birlikte omuz omuza mücadele etmeliyiz. Mücadelemiz ve geleceğimiz ortak. Biz sadece bugün değil, her gün şiddetin karşısında ve birlikteyiz. Çünkü biz, birlikte güçlüyüz.”