Türkiye'de acil sorun ekonomik değil siyasal değişim

Ekonomistler ve iktisatçılar, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin “Pandemi, Kriz, Gelecek’’ adlı çevrimiçi etkinliğinde, Dünya’da ve Türkiye’de pandeminin ekonomiye etkilerini, yaşanan sorunları masaya yatırdı. İktisatçı, Yazar Mustafa Sönmez Türkiye’de ‘acil sorunun ekonomik değil siyasal olduğunu’ vurgulayarak, sermayenin ülkeyi riskli gördüğü için gelmediğini vurguladı ve “Bu beyni sulanmış rejimden, güçlü ve katılımcı bir parlamentoya, bağımsız-tarafsız yargıya, özgür medya ortamına en geniş ittifakla geçmemiz gerek” dedi.

07 Haziran 2020 Pazar 15:01
Türkiye'de acil sorun ekonomik değil siyasal değişim

Mimarlar Odası Ankara Şubesi çevrimiçi etkinlikleri “Pandemi, Kriz, Gelecek” başlıklı programla devam etti Moderatörlüğünü  Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Sekreter Üye Nihal Evirgen'in yaptığı etkinliğe konuşmacı olarak Mustafa Sönmez, Selin Sayek Böke, Oğuz Oyan, ve Aziz Konukman katıldı.

İktisatçı, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Oğuz Oyan, AKP iktidarının devreye soktuğu şehir hastanelerini eleştirerek, “Tedavi sağlık hizmetlerini esas alıp önleyici sağlık hizmetlerinden vazgeçmek” dedi. Oyan, salgının sınıfsal karakteri olduğunu kaydederek, “Ölümlerin büyük oranda 25-65 yaş arasında olduğu görüldü. Çünkü bunlar çalışan kesim. Kapatılan işyeri nedeniyle evinde olanlar bir yana, sanayi işçisi ve diğer üretim işçileri mecburen işe gittiler. Tatil günlerinde, hafta sonlarında, bayramlarda bile çalıştırıldılar” dedi.

‘AKP DÖNEMİNDE SAĞLIK KAMULAŞTIRILMAZ’

1 Haziran sonrası sürece de değinen Oyan, geliri olmayan kesimlerin ‘feryat’ ettiğini kaydederek, şunları ekledi: “Gelişmiş ülkelerde talep yönlü krizde çok ciddi destekler aldılar. Türkiye’de adı bile yok.  İktidar nezninde telaffuzu bile yok. 260 milyarlık bir ekonomik paket açıkladılar. 260 milyarın büyük bölümü sermayeye yönlü destek oldu…  Gelecek olarak neoliberal sistemin yerine yeni düzenleme rejimin geleceğini düşünmüyorum. Bazı rötuşlar olacaktır. Sermayenin ve yatırımların kendi ülkesine dönmesi anlamında bir şeyler olacak. Bundan sonra daha fazla sorgulanacaktır. Bazı sektörde kamulaştırmalar olacaktır, bazıları kalıcı olacaktır. Ama AKP iktidarda olduğu sürece sağlık sisteminde kamulaştırma olacağını düşünmüyorum.’’

‘İŞSİZLİK ARTACAK’

CHP İzmir Milletvekili ve ekonomist Selin Sayek Böke pandemi döneminde doğanın ‘talanının’ hızlandığını vurgulayarak, Türkiye’deki işsizlik sorununa değindi. Böke, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Pandemiden öncede 7  milyonun  işsiz olduğu çok net ortaya çıkmıştı. Pandemiyle birlikte üretim zincirleri koptu. Türkiye gibi dışarıdan ithal girdiye çok bağımlı üretim yapıları açısından,  Çin odaklı krizin üretime etkisi çok net hissedildi.  İkincisi, tüketim yavaşlatıcı bir etkenle karşı karşıya kaldık. üretim ve tüketim tarafındaki sert etki, ağır işsizlikle kendini gösterecek.

Bu düzen kendi haline bırakılırsa daha baskıcı ve daha otoriter bir düzen olacaktır.  Türkiye’de çok keskin ama bütün dünyada gözlemlenebilecek.  Bir başka siyaseti var edersek ekonomi de düzelebilir. Ekonomideki sorunların yanıtı artık ekonomik reçetelerin üstünde bir siyasette yatıyor.’

‘YENİ BİR BÜTÇE LAZIM’

İktisatçı, yazar Prof. Dr. Aziz Konukman Türkiye’de beklenen büyümenin yakalanamayacağının altını çizerek,  şöyle konuştu:

“Büyüme öngörüsünün yüzde olmayacağı çok açık. Bunu korono virüs öncesinde de dile getirdik. Orta vadeli programın kağıt üzerinde kalacağını belirterek ciddiye almadık. Bunlar bizim öğrencimiz olsa sınıfta kalır demiştik… Gider rakamları çoğalacak gelir rakamları da tutmayacak. Kemer sıkılsın diye değil salgın dönemlerde zorunlu harcamalarda kısıtlama yapamazsınız. Kamuda ayağı yorgana göre uzat diyemezsin ayağa göre yorgan dikeceksiniz. Salgın dönemlerinde siyasal iktidarların değil toplumun bütçesi olur. Cumhurbaşkanının 2020 bütçesinde değişikliği yapılmasına ilişkin teklif hazırlaması lazım… Emekçiler toplumun geniş kesimlerini ihtiyaçlarını öne alan bir bütçe olmalı. Bunun finansmanı servet vergisi olabilir. Sınıf dengeleri buna izin vermezse o zaman kısa vadeli avans. Merkez Bankası hazineye kısa vadeli avans açacak. 1 yıl sonunda ödenecek, salgın sürdürdüğü müddetçe ödenmeyebilir. Genel bütçenin yüzde 15’i kadar. Ek bütçe gelince genel bütçede büyüyecek. Bu parayla aile başına ödeme yapılabilir.’’

İktisatçı, Yazar Mustafa Sönmez koronavirüs salgının ortadan kalkmadığını ve yeni dalgalar gelebileceğini belirterek, ekonomiye ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: ‘’İki bilinmezlik var. Pandeminin ikinci üçüncü dalgalar tehdidi ortadan kalmış değil. Sert çöküşler dalgalanmalar giderilmiş değil. Talep dönüşleri henüz yok bundan dolayı da dünyada dağılmaya uğramış küresel zincir tekrar toparlanabilmiş değil. Bunların üstüne bütün ülkelerde devasa bir kamu maliyesi enkazı var. Pandemiyle ilgili yapılmış müdahaleler devasa kamu boç yükünün artırması gibi bir sorunu da ortaya çıkardı.”

‘ACİL SORUN EKONOMİK DEĞİL’

‘’Türkiye artık çok riskli görüyorlar artık sermaye gelmiyor. Tekrar para pompalaması olur çarkı döndürürüz  beklentisi var ama bu olmuyor. Var olan kırılganlıklara kamu maliyesi açığı eklediler. Toplumdan rıza almakta bocalıyorlar kendi içlerinde kargaşa var. İçlerindeki organik sermaye gruplarının zararları  var. AKP ne kadar otoriter olmaya çabalasa da yönetmesi çok zor. Özellikle artan işsizlik ve yoksullaşma nedeniyle yönetemeyecek. İnsanların iş ve aştan başka gözünü bir şey görmez hale geldi. Türkiye’yi, bugünü aratacak zorluklar bekliyor. Belki de o tünele girmeden zaman ve enerji kazanayım derdi içinde. Bunun taşlarını döşüyor. Muhalefeti dağıtmak, birbirine düşürmek bir erken seçimde fenersiz yakalamak derdinde olabilir… Türkiye’nin  acil sorunu ekonomik önlemler değil, acil sorun siyasi değişimdir. Bu beyni sulanmış rejimden, güçlü ve katılımcı bir parlamentoya, bağımsız-tarafsız yargıya, özgür medya ortamına en geniş ittifakla geçmemiz gerek.’’

Son Güncelleme: 07.06.2020 15:07
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.