Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, üniversitelerdeki rektör adaylarının ‘lobilerin, vakıfların ve siyasilerin peşinde koştuğunu’ açıklayarak, “Ne acıdır ki, hangi lobinin adayı rektör olursa üniversitede onların borusu ötüyor” dedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, üniversite çalışanlarının sorunları ve beklentileri hakkında açıklamalar yaptı.
Geylan, YÖK'ün Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği için merkezi yazılı sınav yapmasının doğru olduğunu ancak mülakat uygulamasının hala devam etmesinin keyfiyete yol açtığını söyledi: “Sendika olarak üyelerimizin yetkinliğine güvenmediğimizden değil, kul hakkı yenildiği için mülakata karşı çıkıyoruz. Biz mülakatlarda sendika temsilcilerinin gözlemci sıfatıyla yer alması teklifini de getirmiştik. Ancak bu talebimiz kabul edilmedi. Kişisel inisiyatiflerin kullanıldığı mülakat yöntemi kaldırılana dek mücadelemiz sürecektir."
‘REKTÖR ADAYLARI LOBİLERİN PEŞİNDE KOŞUYOR’
Geylan rektör atamalarında liyakate bakılmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Ne yazık ki rektör seçim usulünün arazlarını gidermek şöyle dursun, şimdi hiçbir kriterin olmadığı bir keyfiyetle karşı karşıyayız. Rektörler seçimle iş başına gelirken, adaylar en azından akademisyenlerin hatırını dinler, sorunlarına ortak olurdu. Yeni usulle birlikte ne yazık ki adaylar çalışanlara hiç bakmıyor; bu kez lobilerin, cemiyetlerin, derneklerin, vakıfların, siyasilerin peşinde koşuyor. Ne acıdır ki, hangi lobinin adayı rektör olursa üniversitede onların borusu ötüyor. Üniversite yönetimine hakim olan gruba biat etmeyenler huzursuz, mutsuz v yarına dair umutsuzdurlar. Bu tablo ülkemiz adına ne büyük bir ayıptır! Üniversitelerimiz bilim yuvalarıdır, toplumsal kalkınmamızın lokomotifidir. Biz bu üniversite yapılanmasıyla mı bilimde, ekonomide, sosyal anlamda ileri gideceğiz?”
Atanan bir kısım rektörlerin genel sekreteri, daire başkanı hatta şube müdürlerini dahi dışarıdan getirdiğine de dikkat çeken Geylan, "Üniversitelerin kurum kültürü vardır, hafızası vardır. Dışarıdan getirilen insanlarla bu hafıza silinmekte, kurum kültürü yok edilmektedir. Bu aynı zamanda üniversite çalışanlarına 'Sen burayı yönetemezsin, sana güvenmiyorum' diyerek hakaret etmektir. Üniversiteleri babalarının çiftliği gibi yöneten anlayışı kınıyorum" diye konuştu.