CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem, devlet memurluğuna alımlarda yapılan sözlü mülakatların kayıt altına alınması için TBMM Başkanlığı’na kanun teklifi verdi. CHP’li Erdem’in kanun teklifi gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“SON 14 YILDA TARİKAT YANDAŞLIĞIYLA DEVLET MEMURLUĞUNA ALIMLAR YAPILDI!”
15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişimi sonrası, terör örgütlerinin devlet içerisinde kolaylıkla örgütlendiği gerçeğiyle bir kez daha yüzleşilmiştir. Öyle ki, bu girişim sonrası devlet kadrolarından yaklaşık 100 bine yakın memura soruşturma açılmış, büyük bir bölümü açığa alınmış ve devlet yetkililerince bu sayının daha da artacağı belirtilmiştir. Bu süreçte, darbe girişiminde adı geçen terör örgütünün son 14 yıllık süreçte özellikle sözlü mülakatlar yoluyla tarikat yandaşlığını kullanıp adam kayırarak ve torpil yaparak kendi örgüt mensuplarını devlet içerisinde kritik noktalara getirdiği ve devleti kendi çıkarları doğrultusunda dönüştürmeyi hedeflediği toplumun tüm kesimleri ve siyasi partiler tarafından açıkça görülmüştür. Dini temalar ve cemaatçi/tarikatçı yaklaşımlarla devlet içerisinde örgütlendiği bilinen bu yapının işgal ettiği makamlar yıllarca süren kumpas davaları, soruşturmalar ve çeşitli politik entrikalarla onbinlerce insanın doğrudan mağduriyetine neden olmuş ve ülkemize onarılamaz maddi ve manevi kayıplar yaşatmıştır.
“ÜLKEYİ YÖNETENLER LİYAKAT VE EŞİTLİK İLKESİNE UYMADIĞI İÇİN DARBE GİRİŞİMİ YAŞANDI!”
Devlet içerisinde yapılanan illegal örgütlenmelerin yazılı sınav sorularını çalması ve sözlü sınavlarda hiçbir eleyici sürece maruz kalmadan doğrudan memuriyete atanması, ülkeyi yönetenlerin bir dönem liyakat ve eşitlik ilkesine hiçbir şekilde uymadığının bir göstergesidir. Ülkemiz bu uyumsuzluğun bedelini ne yazık ki devlet ve ordu içerisinde yapılanan illegal terör örgütünün milletin özgür ve bağımsız iradesine el koyma girişimiyle ödemiştir ve ödemeye devam etmektedir.
“TARİKAT YAPILANMALARININ DEVLETE SIZMASINI ENGELLEYİCİ ADIMLAR ATILMASI ELZEMDİR!”
Anayasamızın “eşitlik ilkesi” ve Devlet Memurları Kanununda belirtilen ilgili maddeler gereği devlet memurları gerek seçilirken gerek hizmet verirken hiçbir dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhebe göre ayrıma tabi tutulamazlar ve ayrım yapamazlar. Bu anlamda tarikat yapılanmalarının ve radikal ideolojik unsurların devlete sızmasını engelleyici adımlar atılması, devletin yeniden yapılanması ve bu tarz unsurlardan bir an önce arınması açısından büyük önem arz etmektedir. Zira cemaatçi/tarikatçı kişilerin torpillerle haksız şekilde devlet memurluğuna atanması, sadece o sınavlara giren insanların hak mağduriyetine değil; yıllar süren bir süreç sonrası son kertede tüm toplumun ve demokrasimizin yok sayılmasına neden olduğu yaşanan son hadiselerle açıkça ortaya çıkmıştır.
“SÖZLÜ SINAV VE MÜLAKATLARIN YAPILMASINDA YENİ BİR DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR!”
Devlet içerisinde cemaat/tarikat yapılanmasına özellikle sözlü mülakatlarda yapılan usulsüzlüklerin neden olduğu açıktır ve yeni yapılanmaların önüne geçmek için bu konuda acilen bir düzenleme yapılması zorunluluktur. İşbu kanun teklifi, adayların devlet kademelerine seçilirken özellikle sözlü sınavlarının kayıt altına alınmasını, böylece mülakatlarda eleme ve seçim usulünün daha objektif hale getirilmesini ve itiraz mekanizmasının açık tutularak şeffaflığın artırılmasını hedeflenmektedir.
Son Güncelleme: 15.08.2016 15:43