Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İzmir Şubesi üyeleri, Alsancak Garı önünde oturma eylemi yaptı. Sürgün, ihraç ve baskılara karşı tepkilerini dile getiren taşımacılık çalışanları, mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, "Hepimiz geçim derdiyle, işsizlikle, geleceksizlikle tehdit ediliyoruz" derken, BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol ise "Sorunlarımızı taleplerimizi dinlemekten neden korkuyorlar?" diye sordu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı BTS İzmir Şubesi tarafından dört çalışma arkadaşlarının sürgün edildiği gerekçesiyle başlatılan oturma eyleminin beşincisi bugün yapıldı. Alsancak Gar önünde toplanan 20'ye yakın işçi, sloganlar atarak sürgün ve baskıların sona ermesini talep etti. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen haftalardır mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, "Sendika bir haktır. Kendilerine geldiğinde her türlü yasa değişikliğini bile yaparken, işçiye emekçiye öğrenciye geldiğinde susuyorlar. Halk geçim derdinde, işsizlikle boğuşuyor. Hepimiz geçim derdiyle, işsizlikle geleceksizlikle tehdit ediliyoruz. Sendika her türlü işverene karşı emekçilerin özlük haklarını korumak zorundadır" diye konuştu.
"BİZE KULAKLARINI TIKADILAR"
BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol ise şöyle konuştu:
"Bizi yıldıramayacaklarını defalarca gösterdik. Sendikal faaliyet bizim hakkımızdır, asla engellenemez. Emekçilerin sorunlarını ve taleplerini iletmek için defalarca Ulaştırma Bakanlığı'ndan, TCDD yönetiminden ve TCCD Genel Müdürlüğü'nden randevu talep ettik. Ancak bize kulaklarını tıkadılar. Sorunlarımızı taleplerimizi dinlemekten neden korkuyorsunuz. Neden bize randevu vermiyorsunuz. Arkadaşlarımız demiryolu emekçilerinin özlük haklarını iyileştirilmesi mücadelesi nedeniyle sürülmüştür. Arsaların peşkeş çekilmesine izin vermedikleri için sürülmüştür.”
BTS İzmir şube yöneticisi Nurhan Karadağ ile şube temsilcilerinden Ünal Karadağ ve Bülent Çuhadar'ın Malatya'ya, yine şube yöneticisi Muthi Seyhan'ın ise Kars'a sürgün edildiğini söyleyen Erdal Akyol, hazırlanan yazılı açıklamayı da okudu. Açıklamada şu taleplere yer verildi:
"Üstümüzdeki baskılar antidemokratik uygulamalar kalkana kadar, sürgünler son bulana kadar da demokratik haklarımızı kullanarak mücadelemizi devam ettireceğiz. Liyakatsiz atamalar, kadrolaşmalar, ehil olmayan kişilerin yönetim kademelerine doldurması ile siyasi iktidarın ve kurum yöneticilerinin demiryollarımızı getirdiği nokta ortadadır. Yolcu trenlerini dahi çalıştırmamaları ya da çalıştıramamaları da bunun en somut kanıtlarından biridir. Her hafta buradan dile getireceğiz. TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş bizlerle uğraşacağına kamu hizmeti görevini yerine getirmelidir. Buradan tekrar soruyoruz. Pandemi döneminde halkın en çok ihtiyaç olduğu bir dönemde yolcu trenleri neden çalışmıyor. Birileri çıkıp bunu açıklasın. Yolcu trenleri nerede?"
“SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI BİLE TEHDİT GÖRÜLÜYOR"
TCDD Taşımacılık A.Ş.'de görevde yükselme sınav sonuçlarının gereğinin yapılmadığı vurgulanan açıklama şöyle:
Yaşanan hukuksuzluklar karşısında sesimizi duyurmak üzere sosyal medyada paylaşımlarda bulunmamız bile tehdit olarak görülmekte, soruşturmalar açılmakta, cezalar verilmekte ve sürgünler yaşamaktayız.
"HUKUKSUZ KARARLARDAN VAZGEÇİN"
Bu hukuksuz kararların alınmasında söz sahibi olan kurum yöneticilerine bir kez daha sesleniyoruz; “Hukuka aykırı bir şekilde verdiğiniz bu kararlardan bir an önce vazgeçin!” Bu haksız hukuksuz karar ve uygulamalarla bizleri yıldıracağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bizler bu hakları sokaklarda alanlarda kazandık. Bizler tüm bu baskılar karşısında mücadeleden geri durmadık, bundan sonra da geri durmayacağız baş eğmeyeceğiz. Buradan sürgündeki arkadaşlarımıza Kars’a, Malatya’ya, Sivas’a, Şanlıurfa’ya, aşağı bakmayan baş eğmeyen emekçilere, Boğaziçi başta olmak üzere üniversitelerde kolektif bir yönetimin eşit bir öznesi olmak isteyen, eşit söz hakkına sahip olmak isteyen, özerk demokratik bir üniversitede nitelikli laik bilimsel bir eğitim isteyen tüm öğrencilere selam olsun."