Yapılamayan düğünler, nişanlar, özel günlerin kutlanamamaları, hafta sonu iş yerlerinin kapanması, özellikle kesme çiçek ile süs bitkilerinin iç ve dış piyasadaki ticaretini neredeyse durma noktasına getirdi. Yalova'da çiçekçiler, çiçek üreticileri, kesme çiçek sektörü temsilcileri seslerini duyurmanın yolunu arıyor. Vergisini veren, kirasını ödeyen, eleman çalıştırarak istihdama katkı sağlayan, esnaf odasına kayıtlı yüzlerce çiçekçinin derdi aynı. Evlerine ekmek götürmek.
Seralarını kapatıp, demirlerini hurdacıya satmayı, kendi iş yerinin kapasına kilit vurup yevmiyeyle çalışmayı düşünen çiçek satıcıları ve üreticileri yaşadıkları zorlukları ANKA'ya anlattı:
“MALIMIZIN YÜZDE 70'İ 80'İ ÇÖPE GİDİYOR"
Sektör olarak zor günlerle baş başa kaldıklarını anlatan çiçek üreticisi Harun Tanır, şunları söyledi:
"Korona başladığından berri bir yıldır işimiz çok sıkıntılı. Malımızın yüzde 70’i, 80’ni çöpe gidiyor. Satılanlarda taban fiyat en düşük. Kurtarmıyor. İşçilik, ilaç gübre, bahçe giderleri. Bir yıldır çok zor durumdayız. Destek de alamadık. Ama bütün kredilerimizi ödemek zorunda kaldık. Ödeyemediğimiz zaman veresiyemiz kesildi. İlacı, gübreyi peşin istemeye başladılar. Peşin olunca alsan bir dert, almasan bir dert. Eksen satılır mı? Ekmesen sera boş. Sebze diyoruz sebze de zor. Baba mesleği çiçekçilik yaptık bu yaşa kadar geldik ama zor durumdayız. Bir yıl oldu. Hani geçen kışı atlattık. Yazın bir iki ay çok güzeldi. Kurbanda filan işler açıldı bir daha yasak gelmesi, şimdi bu kapatma. Daha ne zamana, nereye kadar dayanacağız? Kesme çiçekçiliğe hükümet tarafından bir destek yok. Çiçeğimiz satılsın isteriz, evimize ekmek götürmek isteriz.” .
"SATIŞLAR YÜZDE 1'LERE DÜŞTÜ"
Koronavirüs salgınının kendilerini ciddi anlamda etkilediğini söyleyen Ertuğrul Pehlivan da sıkıntılarını şöyle anlattı:
"Yasaklar başlayana kadar nispeten işlerimiz oluyordu. Yasaklar geldikten sonra çok kötü duruma düştük. Özellikle kafeler, düğünler, gazinolar olmayınca bizim satışlar yüzde birlere düşüyor. Yüz buket satıyorsak bir buket veya iki bukete düştü. O vaziyette. Kafeler açıkken bazı seyyar satıcılar ellerine gülü alıyordu kafelerde sevgililere satıyordu. Kafeler kapanınca tamamen kesildi. Düğünlerin, nişanların azalmasıyla işlerimiz iyice bitti. Çok kötü durumlar. Yasaklar bitene kadar işimiz zor. Ayakta kalmaya çalışacağız."
“BU ÇİÇEĞİ SATAMAZSAK AÇIZ”
Çiçek satıcısı Canan Usta, “Koronavirüs davasına çalışamıyoruz, bir yere gidemiyoruz. Yani zor durumdayız. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Bu çiçeği satamazsak açız. Başka durumuz da yok. Mecbur bunu satıyoruz. Bu korona davasına işlerimiz kapandı iyice. İş yok, güç yok. Geliyoruz bunu yapıyoruz. Mecburuz bunu yapmaya. Anca çoluk çoğumuza bir ekmek parası götürüyoruz, başka bir şey yok” dedi.
"GEMİ KARAYA OTURMUŞ DURUMDA"
Kesme çiçek üreticisi Sinan Özaydın da pandemi öncesi yaptıkları satışlarla ayakta durmaya çalıştıklarını belirtti. Herhangi bir destek görmediklerini ifade eden Özaydın, şunları söyledi:
"Gidişat iyi değil. Sera da dört kişi çalışıyordu, ücretsiz izin verdik onlara. Şu an ben bir tek ben varım. Sağolsun baba yardım ediyor. Bu şekilde ayakta duruma çalışıyoruz. Geçinemiyor üretici. Zorlanıyoruz. Şu an gemi karaya oturmuş. O şekilde ilerlemeye çalışıyoruz. Zor yani. Haftanın iki günü borsada satışımız var. Orada ne sattıysak onunla dönüyor çark. Biraz destek olunabilir. Üretici çiftçi olarak biz bankalara gittiğimizde. Anlatılan gibi değil. Biz öyle kolay kredi alamıyoruz. Yani ben bankadan 20 bin lira istesem banka benden yerimi ipotek istiyor. 'Gübreden KDV'yi kaldırdık' diyorlar. Kaldırdıkları KDV'nin dafa fazlası fiyatına yansıdı. 50 liraya aldığım gübreyi 120, 130 liraya alıyorum. Gübre yurt dışından geldiği için kur farkıyla sürekli fiyatı yükseliyor. Bizim sektörde gübresinden tohumuna her şey yurt dışından geldiği için dövizdeki artış nedeniyle, bir aldığım ürünü bir daha aynı fiyatla alamıyorum. Benim gelirim sürekli azalıyor, ama gider ve maliyet sürekli artıyor. Kazancımız yükselmiyor ki hep bizden gidiyor."
“SERALAR HURDA FİYATINA DEMİRCİLERE GİDECEK”
Yalova ve Çınarcık’ta Koru Beldesinde çiçekçilikle uğraşan Önder Erdinç, dede mesleği çiçekliği 30-30 yıldır yaptığını, bu yılın çiçekçilik sektörü için en kötü yıl olduğunu söyledi. Çok kötü bir sezon geçirmelerine rağmen mart ayından bu yana hiçbir destek alamadıklarını ifade eden Erdinç, şunları paylaştı:
"Her yerin kapalı olmasından dolayı çiçeklerimizin hepsi ellerimizde kaldı. Çiftçiye hiçbir şekilde destek verilmiyor. Ama sayın bakanımız çıkıp televizyonlara 'Çiftçilere çok büyük desteklerimiz var' diye açıklamalar yapıyor. Doğrudur vardır. Ama söylenen rakam. Milyonlar, milyarlar olduğu konuşuluyor. Ama bir de çiftçi başına düşün rakamı anlatsınlar. Bize bu destekleri vermeyin. Bu pandemi sürecinde çiftçinin sigortasını ödeyin. İlaç gübre desteği hiç yok. KDV’yi kaldırmış ama fiyatlar müthiş derecede zamlandı. Böyle giderse tarım sektörü üç beş seneye biter. Seralar hurda fiyatına demircilere gider. Çünkü sektör çok kötü durumda. Nasıl geçineceğim ben sadece sigortamı ödemeye kalksam senede 10 bin lira geçecek. Yani gidişatımız iyi değil. Devletin yapmasını istediğimiz şey çiçek sektörünün önünü açması. Yazın kendi yaptığımız konservelerimiz var, onları şu an yiyoruz. Hadi bu ayı ödedik ödemelerimizi. Önümüzdeki ay ne yapacağız? Çocuklar internetten ders görüyor her ay 110 lira internet parası ödüyorum. Bu evin hiç mi ihtiyacı yok? İşin altından çıkamıyoruz. Yevmiyeye gideceğiz. Bu çiçekleri satmazsak elimizde kalacak.
"SEÇİMDEN SEÇİME KARANFİL DAĞITIYORLAR, ŞİMDİ ÇİÇEK DAĞITIN Kİ ÇİÇEKÇİLERİ AYAKTA TUTUN"
Şimdi her günü yasakladılar. Eğlenen, evlenen yok. Cenazeler 30 kişi onlar da zaten sinirli. Ne yapacağız? Devlet bizden alsın. Bir ara devletimiz sebze kuyrukları (pazarları) açmıştı. Gene açsın çiçek de satsın. Seçimden seçime karanfil dağıtıyorlar. Bu zor günlerde bu çiçeği dağıtın ki çiçekçileri ayakta tutun. Nedense düğünler kısıtlanırken yazın bütün plajlar açıktı. Herkes eğleniyordu ama düğüne gidemiyordu. Her şey birbirine bağlı. Bundan sonra tek bir umudumuz kaldı. Her halde en son çare bütün ürünleri toplayıp Ankara’da bir yere dökeceğiz. Ama Meclis'in önüne ama Ankara’nın girişine. Çiçek üreticisi sesini duyurması lazım.”
(Anka)