CHP, Sİvricehöyük'te kurulan Suriyeli mülteci kampının peşini bırakmıyor. CHP Parti Meclisi üyesi Ali Öztunç'un yoğun çabaları ile Türkiye gündemine gelen kamp alanı dün de TBMM gündemindeydi. Daha önce kamp alanına giderek incelemelerde bulunan CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm dün meclis kürsüsünden Sivricehöyük direnişini anlattı. Tüm, " Son sözü her zaman direnenler söyler" dedi. Tüm'ün konuşması şöyle: TBMM de Kahramanmaraş'ta yapılması planlanan Mülteci Kampına karşı yapılacak eylem ve gösterileri bir ay süre ile yasaklayan Valilik Kararına ilişkin TBMM de Gündem dışı söz alan Tüm,Bu bölgede yaşayan Alevi Ve Sünni yurttaşlarımız , Bu kamp yerinin doğru olmadığını söylüyorlar.Yapılacak olan kampın amacının ne olduğunun farkındalar. Hükümeti buradan bir daha bu kamp yerini gözden geçirmeye çağırıyorum.Dedi. CHP Balıkesir Milletvekili ve PM üyesi Mehmet Tüm konuşmasında şu görüşlere yer verdi. Dün sabah İstanbul’da meydana gelen Terör saldırısında ne yazık ki 6 polisimiz olmak üzere 11 Yurttaşımız yaşamını yitirdi. Çok sayıda yaralı yurttaşımız var. Şehit polislerimize ve yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralı Yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Bugün Midyat’ta Emniyet Müdürlüğüne yapılan Terör Saldırısında 2 Polisimiz Şehit olmuş, Çok sayıda yaralımız var. Şehit olan Polislerimize Allahtan rahmet , Yaralı polislerimize ve yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Her iki Terör eylemini gerçekleştirenleri bir kez daha buradan şiddet ve nefretle kınıyorum. Bu eylemi gerçekleştirenler bilsinler ki terör bir insanlık suçudur. Bu eylemlerde öldürdükleri tüm insanlıktır. . İktidarın öncelikli görevi Yurttaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Ancak İktidarın yanlış politikalarından dolayı Ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır. Meclis başkanına ve İktidara bir çok defa yaptığım çağrımı buradan bir kez daha tekrarlıyorum; Bu acı olayları, kan ve göz yaşını , sönen ocakları birkaç açıklama yaparak veya nutuklar atarak geçiştiremezsiniz. Halkın Temsilcisi olan TBMM ülkenin bu kanayan yarasına acilen el koymalıdır. Bu Sorun çözülene kadar Meclis oturumlara ara vermeden devam etmelidir. 4 parti bir araya gelerek ortak bir çözüm üretmelidir. TBMM Başkanı zaman kaybetmeden Meclisin bu konuyu tartışacak “özel gündem” ini oluşturmalıdır. Bunları yapmadığınız takdirde akan her kandan sizler sorumlu olacaksınız.Kahramanmaraş’ta yapılmak istenen 25 bin kişilik yeni bir mülteci kampı için Sivrice höyük köylüleri aylardır direniyorlar. Bu bölgede yaşayan Alevi Ve Sünni yurttaşlarımız , Bu kamp yerinin doğru olmadığını söylüyorlar.Yapılacak olan kampın amacının ne olduğunun farkındalar. Çünkü Türkiye’de kurulan mülteci kamplarının cihatçılar için birer eğitim kampı haline geldiğini biliyoruz.Bu cihatçıların gerek Türkiye’ de gerekse Suriye’de katliamlar düzenledikleri bilinmektedir. Sivricehüyüklüler sadece direnmiyor. Hukukun kırıntılarının kaldığı Türkiye’de haklarını mahkeme salonlarında da arıyorlar. Yapımına başlanan mülteci kampı için açılan davada, üç ayrı bilirkişi de bu inşaata karşı çıkmıştır. Ziraatçı bilirkişi, köyde 30.bin büyükbaş hayvana gerekli olan yeşil ot ihtiyacına darbe vurulacağını; jeolog, arazideki Karaçay’ın kirleneceğini ve atık su seviyesinde düşme yaşanacağını; mimar da doğal zenginlik yönünden geri dönüşümü mümkün olmayan bir tahribatın meydana geleceği belirtmiştir.Bu olumsuz görüşlere rağmen hükümet kamp kararından vaz geçmemiştir. Yurttaşlarımız kamplara terör örgütlerinin sızmasından endişe duydukları için topraklarını ve yaşam haklarını savunuyorlar.Bu hak arayışları Maraş Valiliği tarafından bir ay süreyle yasaklanmıştır.Maraş Valiliği, “ kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” iddiasıyla böyle bir karar aldığını duyurmuştur. Maraş Valisi bilmelidir ki direnenlerin yaptığı eylem ve basın açıklamaları değil Valiliğin aldığı yasaklar yanlıştır. Bu yasağın kendisi valiliğin saydığı gerekçelerin hepsinin ihlali anlamına gelmektedir. Ortadoğu politikalarında başarısız olan iktidar, baskıcı ve otoriter yüzünü her fırsatta göstermektedir. Saray merkezli baskı ve şiddet politikaları, hukuk tanımazlıklar ve yasaklar,halkın haklı mücadelesini durduramayacaktır. AKP iktidarı kendisine muhalefet eden her kesimi yok saymakta yasak, baskı ve şiddetle susturmaya çalışmaktadır. Kısacası alınan yasak kararı, Maraş Valiliği’nin kararı değildir. Karar Saray’dan çıkmıştır. Bu nedenle yaşam hakkı için direnen Maraş halkı bu kararı tanımamaktadır.Direnmeye ve topraklarını korumaya devam edeceklerdir. Biz de bu süreçte Maraş halkının hep yanların da olduk ve olmaya devam edeceğiz. Hükumeti buradan bir daha bu kamp yerini gözden geçirmeye çağırıyorum.Unutulmamalıdır ki son sözü hep direnenler ve haklı olanlar söylemiştir.
09 Haziran 2016 Perşembe 12:52
Son Güncelleme: 09.06.2016 12:52