Danıştay’ın 766 maden sahasıyla ilgili verdiği kararı değerlendiren çevreci Avukat İsmail Hakkı Atal, “İklim krizini, koronavirüsleri, doğayı yıkan tesislerin bunların üzerindeki etkisini anlayabilecek bürokratlar olsaydı 766 maden sahası topluca, kabala ihaleye çıkmazdı” dedi.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) Türkiye genelinde 68 ilde 892 bin 814 hektarlık 766 yeni maden sahası için çıktığı ihalenin iptali için açılan davada Danıştay 13. Dairesi, ‘davanın reddi kararını’ bozdu.
Çevreci Avukat İsmail Hakkı Atal, Danıştay’ın kararına ilişkin ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, bu madenleri topluca ihaleye çıkarılmasının Anayasa ve Danıştay İdari Davalar Kurulu kararlarına aykırı olduğunu belirterek, madenlerin iklim değişikliğine ve koronavirüs gibi salgınlara yol açtığını söyledi.
Atal, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ndeki bürokratların madencilik faaliyetlerini Türkiye’de neden olduğu problemleri anlayamadığını vurgulayarak, “İklim krizini, koronavirüsleri, doğayı yıkan tesislerin bunların üzerindeki etkisini anlayabilecek bürokratlar olsaydı 766 maden sahası topluca, kabala ihaleye çıkmazdı” dedi.
Atal gıda krizini Türkiye’nin kapısında olduğunu kaydederek, madencilik faaliyetleri yerine tarıma yönelmek gerektiğini ifade etti. Atal, Türkiye’de altın madenciliğini özel teşebbüse bırakılmasını da Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, madencilik faaliyetlerini sadece devlet eliyle yapılması gerektiğine dikkat çekti.