Daha eski yazılarımda kalkınmanın kırsaldan başlaması gerektiği ile ilgili defalarca makale yazdım. Çünkü Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktan başka kozu yok elinde. Sanayide montajcı, yazılım ve teknolojide ithalatçı konumundayız. Bu sebeptendir ki tek çaremiz tarım ve hayvancılık. Çare diyorum, çaresizlikten değil, gıdanın önemini pandemiyle birlikte bütün dünya anladı. Bir de Hollanda örneği var, Konya Ovası kadar olan Hollanda'nın 2020 yılında toplam tarımsal ihracatı yeni bir rekor olan 95,6 milyar Euro (116,3 milyar dolar) seviyesinde gerçekleşti. O bakımdan tarım ve hayvancılıkla ilgili atılacak adımlar çok önemli. Yerli tohum, milli politikalar, elimizdeki etkin mühendis kadroları, geniş ve bereketli tarım alanları ve daha birçok unsuru sayabiliriz. Birde kooperatifçilik.
Kooperatifçilik kırsal kalkınmayı yukarılara taşımanın en kolay yoludur. Tabi liyakatli ve ahlaklı yöneticiler tarafından uygulanırsa. Günümüzde ekonomi alanında yaşanan sorunların temelinde üretimsizlik, yani yeterli üretim elde edilememesi ve dolayısıyla toplumsal kalkınmanın sağlanamaması gerçeği vardır. Bu temel meselenin çözümü için hayatın hemen her alanında güçlü bir üretim seferberliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla toplumsal kalkınmanın yolu üretim seferberliğinden geçmektedir. Etkili ve sonuç alıcı bir üretim seferberliği için de ekonomide en geniş üretici kesimlerin örgütlülüğü ve üretim sürecinde katılımı önem kazanmaktadır. Bunlar birbiri ile sıkı sıkıya bağlı sorunlar ve konulardır. Hem üretim ekonomisi ve hem de toplumsal kalkınma için kooperatifçiliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda kooperatifçilik, üretimin ve toplumsal kalkınmanın kaldıracı olabilir.
Üretim sorunları kadar ekonomide bir başka temel mesele de paylaşım sorunudur. Ekonomik kazanımların adaletli ve hakça biçimde paylaşılması, günümüzün en baştaki ekonomik ve politik konusudur. Dolayısıyla üretimin arttırılması kadar paylaşımın da hakça yapılması önem kazanmaktadır. İşte bütün bu sorunların çözümüne yönelik olarak, toplumsal muhalefetin yeni ekonomik ve sosyal politikalar oluşturması gerekiyor. Tabi aynı zamanda, hayatın somut pratiğinde, yeni düzenekler, aygıtlar ve örgütlenmeler geliştirmek görevi de öne çıkıyor. Sermayenin, birikimin ve ulusal hasılanın daha geniş kesimlere yaygınlaştırılmasını da hedefleyecek, bizim kısaca “ekonominin demokratikleştirilmesi” olarak tanımladığımız bütün çalışmalar için kooperatifçilik önemli bir seçenek olmaktadır.
11 Büyükşehir Belediyesini kazanan Cumhuriyet Halk Partili Sosyal demokrat belediyeler kooperatifçiliğin önemini bildikleri için kooperatifçiliği önemseyip kooperatifçilikle ilgili adımlar atıyorlar. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar öncülüğünde kurulan Meryem Kadın Kooperatifi bunun en iyi örneklerinden biri. Meryem Kadın Kooperatifi; kadın dayanışması, kadınların üretimden pay alması, kadına dönük istihdam ve kalkınma anlamında son derece güzel ve anlamlı bir proje. Buna benzer kooperatiflerin çoğalması, kadınların ekonomide söz sahibi olması son derece önemli ve kıymetlidir. Artarak çoğalması dileğiyle…
- - - - -