CHP Hatay Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Av. Mevlüt Dudu, Yunanistan’ın işgal ettiği ve hükümetin sessiz kaldığı adalar konusunda TBMM zemininde harekete geçerek araştırma önergesi verdi.
Dudu'nun önergesinde Yunanistan'ın işgal ettiği adalarda belediye kurma aşamasına geldiği vurgulandı. Dudu'nun önergesi tam metni ve özet gerekçesi şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Lozan Anlaşması ile Türkiye’nin bir parçası olan Ege Denizi’ndeki “Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık”, Akdeniz’de ise “Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi” ile 1 kayalığın Yunanistan topraklarına katılması tam anlamıyla “vatana ihanet” kapsamındadır.
Türkiye’ye ait 16 ada ve 1 kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildikten sonra iskâna açılması, belediye, polis ve ilk yardım teşkilatları kurularak, Yunan bayrakları asılması, asker, silahlı gereç ve hücumbot yerleştirilmesi de dikkate alındığında ülkemizin egemenlik haklarından vazgeçildiği anlaşılmaktadır. Yunanistan, bu işgallerin ardından kıta sahanlığını 7 bin kilometrekareye çıkarmıştır. Türk kıta sahanlığını ve münhasır ekonomik bölgesini küçülten bu gelişme dış politika açısından vahamettir.
Bugüne kadar 16 ada ve 1 kayalığımızın işgali konusundaki sorulara yanıt vermekten kaçınan Dışişleri Bakanlığı’nın 1 Ekim 2016 tarihinde yaptığı 242 No’lu açıklaması ise kamuoyunu aldatmaya yöneliktir.
Mevcut durum tüm çıplaklığı ile ortadadır. Yunanistan’ın belediye kurma aşamasına geldiği 16 ada ve 1 kayalıkta Türkiye’nin egemenlik haklarından neden vazgeçtiğinin tüm boyutlarıyla incelenmesi, adaların işgali konusunda AKP iktidarı ile Yunanistan Hükümeti arasında gizli bir Anlaşma olup olmadığının ortaya çıkarılması ve Türkiye’nin toprak kaybetmesine yol açan sürecin açığa çıkarılması gerekmektedir. Ulusal egemenliğimizi ilgilendiren bu konuda Anayasa’nın 98. Maddesi, TBMM İçtüzüğü’nün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.
ÖZET GEREKÇE
Türkiye’ye ait olan 16 ada ve 1 kayalığın, AKP İktidarındaki 2003 yılından bu yana Yunanistan tarafından adım adım işgaline açıkça göz yumulan bir politika izlenmiştir. Bu adalar, Yunanistan’a ait 12 adanın deniz sınırı dışında kalmakta, Lozan Anlaşması’na ekli 2 No’lu haritada ve uluslararası haritalarda da Türkiye’ye ait gösterilmektedir.
Ege Denizi’ndeki “Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık”, Akdeniz’de ise “Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi” ile 1 kayalık, son 13 yılda adım adım Yunanistan toprağına katılmıştır. İşgal edilen adalardan biri olan Hurşit adası, İstanbul’daki Büyükada’nın 5 katı büyüklüğündedir. Bu kadar önemli, büyük ve stratejik adaların Yunanistan’a verilmesi asla kabul edilemez.
Türkiye’ye ait 16 ada ve 1 kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildikten sonra iskâna açılması, belediye, polis ve ilk yardım teşkilatları kurularak, Yunan bayrakları asılması, asker, silahlı gereç ve hücumbot yerleştirilmesi de dikkate alındığında ülkemizin egemenlik haklarından vazgeçildiği anlaşılmaktadır. Yunanistan’ın Türkiye’ye ait adaları işgali, 31 Aralık 2008 tarihinde Yunanistan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın helikopterle Aydın/Bulamaç adasına gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Yunanistan Cumhurbaşkanı da 6 Ocak 2009 tarihinde Aydın/Eşek adasına gelerek, Eşek adasının Yunanistan’ın 12 Ada il sınırı içinde olduğunu yazan bir tabela önünde fotoğraf çektirmiştir.
Yunanistan, Muğla ve İzmir’e ait adalara asker çıkartırken, inşa ettiği kiliseleri de ekümenik iddiasındaki Fener Rum Patriği Bartholomeos’un idaresine bağlamıştır.
2008 yılında Bulamaç Adası’nın üzerinde olan bir Yunan helikopteri, Türk hava sahasını ihlal ettiği için Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine bir yazı koymuştur. Dışişleri Bakanlığı ise o tarihte Genelkurmay Başkanlığı’nı arayarak, internet sitesindeki yazının kaldırılmasını istemiştir.
Adaların işgaline ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda 25 Mart 2015 tarihinde yapılan görüşmelerde, eski Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Yunanistan’ın fiili uygulamalarını itiraf ederek, “Fiili devlet uygulamaları onların hukuki statülerini değiştirmez” demiştir.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 8 Kasım 2016 tarihinde Dışişleri Bakanlığı bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde muhalefetin ısrarlı soruları üzerine bu konuda Dışişleri ve Genelkurmay Başkanlığı arasında hat kurulduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin önünde “zorla asker çıkarma, uluslararası mahkemeye gitme veya diplomasi ile çözme” yönünde üç seçenek olduğunu söylemiştir. Çavuşoğlu, ayrıca fiziki şartlarda değişme olmadığını ileri sürmüştür.
Dışişleri Bakanlığı’nın 1 Ekim 2016 tarihinde yapmak zorunda kaldığı 242 No’lu açıklamada ise gerçeklerin üstü örtülerek, inkâr yoluna gidilmiştir. Hükümet nezdinde yapılan çelişkili açıklamalar, kamuoyundaki soru işaretlerini arttırmaktadır.
Özetle 16 ada ve 1 kayacığın işgaline neden izin verildiği, Yunanistan ile gizli bir anlaşma imzalanıp imzalanmadığı ve bundan sonra atılacak adımların tüm boyutlarıyla araştırılması gerekmektedir.
Son Güncelleme: 15.11.2016 13:39