Samandağ ilçesi sınırları içinde yer alan Çöğürlü Mahallesi’nde
faaliyet gösteren söz konusu işletmenin ciddi şikayetlere yol
açtığına değinen Kara, “Çöğürlü’de faaliyetlerine 20 yıl önce
başlayan, farklı zamanlarda yapılan kapasite artışlarıyla
büyüyen bir işletme var. GÜR-KAL İnşaat ve Malzemeleri
Madencilik, Taşımacılık ve Hafriyat Limited Şirketi tarafından
işletilen bu tesis, 2005 yılında, beton üretmek amacıyla
açılmıştı. 2009, 2011 ve 2012 yıllarında, talep doğrultusunda,
kapasite ve buna bağlı olarak kullanılan alanda artışlar
yapıldığını; böylece yılda 237 bin ton üretim gerçekleştiren ve
9,8 hektarlık bir araziyi kapsayan bir işletme haline geldiğini, bu
artışların hiçbirinde de ÇED raporuna gerek olmadığı kararı
verildiğini görüyoruz. Bu tesisin çalışmaları sırasında ortaya
çıkan toz ve gürültü, bir süredir, mahalle sakinlerinin
şikayetlerine yol açıyordu. Konumu itibarıyla Antakya-
Samandağ yolu üzerinde, etrafında konutların, iş yerlerinin ve
bir ilkokulun bulunduğu bu tesisin çeşitli incelemelere tabi
tutulduğunu ve bunların sonucunda, Maden ve Petrol İşleri
Genel Müdürlüğü tarafından, faaliyetlerinin durdurulmasına
karar verildiğini görüyoruz. MAPEG’in konuya ilişkin yazısı,
işletme sınırları içerisinde iş sağlığı ve güvenliği kurallarına
uyulmadığını, basamak yüksekliği gereken ölçüleri
karşılamaktan uzak olduğunu ve basamak genişliğinin
kaybolduğunu, ters şevler bulunduğunu belirtiyor. Samandağ
Kaymakamlığı da MAPEG’in talebini tekrarlayan ve vurgulayan
biçimde, 21 Kasım 2024 günü, üretim faaliyetlerinin
durdurulmasına karar veriyor; aynı gün Hatay Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Müdürlüğü de tesiste üretilen hazır betonun
yönetmeliğe uygun olmadığı saptaması yapıldığını belirterek,
idari yaptırım ve para cezası uyguluyor. Fakat bu cezalar ve
kararlar işletme üzerinde etkili olmadı. İşletmenin faaliyetleri
devam ediyor. Bu durum, yetkili kurumların, yaptırımları tavizsiz
biçimde uygulamaları gerektiğini açık biçimde ortaya koyuyor”
dedi.
YILDIRIM KARA: ‘YAPTIRIM YOK’ FİKRİ YASAYA
UYMAYAN İŞLETMELERİ CESARETLENDİRİYOR
Yaptırımların herhangi bir sonuca ulaşmadığını vurgulayan
Kara, “Yani önümüzde hem insan ve çevre sağlığı üzerine
olumsuz tesirleri bulunan hem de yasal ölçülere ve sınırlara
uymayan, piyasaya düşük kaliteli beton sürmüş olma ihtimali
bulunan bir işletme var. Biz de bu konuyu doğrudan sonuç
alabilmek adına, kendi araştırmalarımızla açık kaynaklardan
elde ettiğimiz verileri ve belgeleri de kullanarak, CİMER’e
başvuruda bulunduk. CİMER’den gelen yanıt, bizim
bulgularımızı yinelemekten, bugüne kadar işletilmiş ancak
sonuç alınamamış yasal prosedürü özetlemekten daha fazlasını
içermiyor; tesis ise ikaz ve cezalardan etkilenmemişçesine
üretimine devam ediyor. Bu tavrı hem Çöğürlü’deki söz konusu
işletme konusunda hem de genel bir yaklaşım olarak kabul
edilemez bulduğumuzu vurgulamak isteriz. Bürokratik
mekanizmaların, ekseriyetle, muhalefetten gelen talepler
karşısındaki yavaşlığı ve hantallığı nedeniyle yurttaşlarımızın
sesini duymakta ve duyurmakta zorlanıyoruz. Çöğürlü’deki
sorun 20 yıldır devam ediyor. 20 yıl boyunca birtakım taleplerde
bulunulmuş ama harekete geçilmemiş; sonunda bir adım
atıldığında da bunlar havada kalmış. Bu yaklaşım hem halk ve
çevre sağlığını tehlikeye atar hem de cezaların caydırıcı gücünü
azaltır. Valiliğe, MAPEG’e ve il müdürlüğüne rağmen üretimi
sürdüren bir işletme, mevzuata aykırı biçimde faaliyet gösteren
başka işletmeler için de teşvik edici olabilir çünkü ‘Nasıl olsa
takip eden yok, yaptırım yok’ fikrinin oluşmasına yol açabilir. Bu
nedenle valilik ve bakanlık başta olmak üzere, yetkilileri,
yaptırımları tavizsiz biçimde uygulamaya; insan sağlığı ve çevre
kirliliği konusunda hassasiyet göstermeye çağırıyoruz” diye
konuştu.
