Orta hasarlı binaların güçlendirilmesine ilişkin konuşan Nermin Yıldırım Kara, “Bilindiği üzere depremin hemen sonrasında orta hasarlı bina bilmecesi ortaya çıktı. İlk başta ‘orta hasarlı binaları da yıkacağız’ dediler. Sonra fikir değiştirip ‘hayır yıkmayacağız’ dediler. Daha sonra birinci ağızdan ‘kahvenin ortası olur, hasarlı konutun ortası olmaz’ denildi. Yurttaşlarımız aylarca farklı söylemlerin arasında ne yapacağını bilemedi. Tüm bu belirsizlikten sonra şimdi de binaların güçlendirilmesinde maliyetler can yakıyor. Bu maliyetlere bir de ilginç prosedürler ekleniyor. Örneğin İskenderun’da orta hasarlı bir binanın güçlendirilmesi için işlemi yapacak olan firma tadilat-güçlendirme ruhsatı için İskenderun Belediye’sine başvurduğunda yetkililer kendilerini İskenderun Teknik Üniversitesi’ne yönlendiriyor. Burada üniversite binanın teknik özelliklerine ilişkin bir form doldurtuyor. Yurttaşlarımızın söylediğine göre doğru düzgün binanın bulunduğu alana bile gelinmiyor. Bu prosedür gereği doldurtulan form neticesinde üniversite kendi döner sermaye hesabına ilişkin iban yolluyor. Örneğin 4 dairelik bir bina için 72 bin TL para isteniyor. Bunun üzerine firmalara zemin etüdü, karot alımı, çeşitli testler ve performans analizi yaptımak için yaklaşık 300 bin TL daha eklemek gerekiyor. Şimdi biz en hızlı şekilde yurttaşlarımız konutlara yerleşsin isterken güçlendirme ruhsatı alabilmek için dahi prosedürler ve maliyetlerle süreç erteleniyor.” dedi.
YAPI DENETİM FİRMALARI FAHİŞ FİYATLAR TALEP EDİYOR
Yurttaşların orta hasarlı binaların güçlendirilmesinde yapı denetim firmalarına da oldukça yüksek ücretler ödediğini vurgulayan Yıldırım-Kara, “Özellikle Hatay’da yapı denetim firmalarının istediği ücretlere ilişkin oldukça fazla şikayet alıyoruz. Daire başı 100 bin TL civarında taleplerde bulunulduğu dile getiriliyor. Güçlendirmeyi yapacak kişi ve şirketler görüşmeleri yapı denetim firmaları ile görüşmeleri yurttaşa bırakıyor. Bahsettiğimiz üniversiteden alınan rapor ücreti ve denetim firmalarının talep ettiği ücret büyük maliyetler olarak depremzedelere yansıyor. Henüz ruhsat alma adımında bile binlerce lira ödeme yaptığınızda oturduğunuz binanın tamemen güçlendirilmesi ve tadilatı için ne kadarlık bir masrafa gireceksiniz? Bu depremzedeye başka bir yük değil mi? 13 aydır insanımız konteynerde yaşıyor, birçoğumuz travmalarımızdan ötürü az hasarlı binalarımıza dahi girmekte tereddüt yaşıyoruz. Tüm bu prosedürlerin ve maliyetlerden arınmak zorundayız. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan depremzedeler bu rakamları ödeyemez” dedi.