Türkiye’deki engelli bireylerin sayısının bile kesin olarak
bilinmediğine dikkat çeken Kara, “Ülkemizde 5378 sayılı
Engelliler Hakkında Kanunun tanımlarına uyan kaç engelli
vatandaşımızın bulunduğunu tam olarak saptayamıyoruz.
Konuyla ilgili en kapsamlı çalışmalardan birisi, 2011 yılına ait
Nüfus ve Konut Araştırması. Bu araştırmaya göre, en az bir
engeli bulunan vatandaşlarımızın sayısı 4 milyon 876 bindi. Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ‘Engelli ve Yaşlı İstatistik
Bülteni’ başlıklı, yayımı kesintiye uğramış bir çalışma söz
konusu. Bu bültenin Temmuz 2021 ve Nisan 2023 sayılarında,
Ulusal Engelli Veri Sistemi’nde kayıtlı olan engelli sayısı hiç
değişmemiş, 2 milyon 511 bin kişi olarak verilmiş. TÜİK’e göre
2023 yılında engelli/malul vatandaşlar için ödenen sosyal
koruma yardımları 80 milyon lira iken, engelli/malul maaşlı alan
kişi sayısı da 859 bindi. Yine Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının verileri, 2024 yılının ekim ayı için engelli aylığından
yararlanan sayısı 544 bin, engelli yakını aylığından yararlanan
sayısını 74 bin olarak veriyor. Bunun dışında bazı sivil toplum
kuruluşlarının kendi çalışmalarından, hesaplama ve raporlama
faaliyetlerinden söz edebiliyoruz ama sonuçta elimizde sadece
tahminler kalıyor. Bu bile engelli bireylerin sorunlarının tespit
edilmesi konusunda neden yetersiz kalındığına dair bir fikir
verebilir. Kaç kişinin engelli olduğunu bilmeden, yani engellileri
tanımadan onların sorunlarını çözmek zaten mümkün değil. Bu
alanda her şeyden önce güncel, detaylı bir veri tabanı
oluşturulması gerekir. Ülkemizde kaç kişinin engelli olduğunu
bilmeden, onların sorunlarını, taleplerini, şikayetlerini
çözmekten konuşmak imkansız değilse bile zordur” dedi.
YILDIRIM KARA: ÖTV DÜZENLEMESİYLE ENGELLİLERİN
HAYATI ZORLAŞTIRILIYOR
Son dönemlerde engellilerin yaşam koşullarına etki edecek
yasal düzenlemelerin peş peşe yapıldığını hatırlatan Kara,
“İktidar partisi, çok kısa bir süre içerisinde, engelli yurttaşlarımızı
doğrudan ilgilendiren ve onların yaşam kalitesini etkileyecek
kararlar alıyor. Engellilerin hayatını kolaylaştırmak yerine
zorlaştıracak şekilde hazırlanmış bu kadar çok yasal
düzenlemenin hayata geçirilmesi, bizce, anayasanın tanımlamış
olduğu sosyal devlet ilkesinden verilmiş bir taviz, atılmış bir geri
adımdır. Meclis, engelli yurttaşlarının yaşamını zorlaştıracak
biçimde çalıştırılmış; buna da suiistimali engellemek, verimliliği
artırmak gibi bahaneler uydurulmuştur. Örneğin engellilere
tanınmış bir hakkın istismar edildiğini öne sürerek engellilere
özel araçların satın alındıktan 10 yıl sonra tekrar satışa
çıkartılabileceğine, ÖTV muafiyetinin üst sınırının da 2 milyon
290 bin liraya yükseltilmesine ilişkin bir yasal düzenleme
yapıldı. Oysa bundan önce yürürlükte olan düzenlemeye göre,
araçların satışa çıkartılabilmesi için gereken süre sınırı 5 yıldı.
Böylece engelli yurttaşlarımız, ekonomik ömrünü tamamlamış
araçlarını satamayacak hale geldiler. İktidar, ÖTV
düzenlemesini bile engelli bireylerin aleyhine olacak, onların
hayatını zorlaştıracak şekilde düzenlemeyi tercih ederek, zaten
müşkül koşullarda yaşamını idame ettiren bu yurttaşlarımıza
yeni bir zorluk hazırlamış oldu” dedi.
YILDIRIM KARA: ENGELLİLERİN SOSYAL GÜVENCELERİ
BALTALANIYOR
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yapılan
değişiklikleri de eleştiren Kara, “Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununa eklenen bazı maddeler sonucunda,
engelli yurttaşların engellilik oranı yerine çalışma gücü kaybı
oranı üzerinden emekli olmaları karara bağlandı. Bu
düzenlemenin hem geçmişe dönük hem de geleceğe dönük hak
kayıplarına yol açacağına; engellileri çalışma gücü kaybı
açısından değerlendirmenin yetersizliğine; engelli yurttaşlarımız
için tanınan vergi indirimi hakkının korunması gerektiğine meclis
görüşmelerinde, bütün muhalefet olarak vurgu yaptık. İlgili
düzenlemeyle, engellilerin sosyal güvenceleri baltalanıyor. Bu
sorunların yanı sıra, engelli istihdamına yönelik sorunları da
tartışmamız gerekiyor. Burada iki farklı kanunun belirlemiş
olduğu bir çerçeve bulunur. 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu, devlet kurumlarında yüzde 3 oranında; 4857 sayılı İş
Kanunu özel sektör iş yerlerinde yüzde 3, kamu iş yerlerinde
yüzde 4 engelli, yüzde 2 eski hükümlü çalıştırma şartı getirir.
Fakat bu şartlara fazla riayet edilmediğini, engelli istihdamının
düzeyinin yetersiz olduğunu, iş yaşamı içerisinde tecrübe
ediyoruz ancak engellilerle ilgili genel veri eksikliği, burada da
karşımıza çıkıyor. Bu konuyla ilgili vermiş olduğumuz soru
önergesiyle, başta istihdam olmak üzere, engellilerin sorunlarını
açıklığa kavuşturacak ve kamuoyunda daha etraflı biçimde
tartışılmasını sağlayacak verilere ulaşmayı, engellilerimizin
sesini duyurmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
Kara, soru önergesinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına
şu soruları yöneltti:
1 – Engelli çalışanların kamu ve özel sektöre göre dağılımı
nedir?
2 – 2024 yılında kamuda ataması yapılan engelli sayısı
kaçtır?
3 – 2025 yılında kaç engelli personelin atamasının
yapılması düşünülmektedir?
4 – Özel ve kamu iş yerlerinde istihdam edilen eski
hükümlü sayısı nedir?
5 – Ülkemizde, 5378 sayılı kanunda belirtilen tanıma uyan
engelli vatandaşlarımızın güncel sayısı kaçtır?