YILDIRIM KARA: YURTTAŞIMIZIN BİR FELAKET İLE DAHA KARŞI KARŞIYA KALMAMASI İÇİN MÜCBİR SEBEP HALİ UZATILMALIDIR
Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 30 Nisan 2024’te kadar uzatılmış olan mücbir sebebin yeterli olmadığına dikkat çeken Yıldırım Kara, “Yaşanan yıkıcı depremlerden sonra halen toparlanmaya çalışan şehirlerimizde, mücbir sebep süresinin uzatılması hem ekonomik hem de demografik açıdan oldukça önem arz etmektedir. Mücbir sebep süresi, bu yıl içinde iki defa uzatılmış ve 30 Nisan olarak belirtilmiş ise de bu vakit, bugünkü koşullarda maalesef yeterli değildir.
Bölgedeki sosyoekonomik koşullara karşı mücadele vermekte olan yurttaşımızın, mücbir sebebin uzatılmaması halinde yeni bir ekonomik bir felaket ve yoğun göç hareketleri ile karşı karşıya kalması önümüzdeki en büyük tehlikelerden biridir. Böyle bir felaketin yaşanmaması adına mücbir sebep halinin 2025 yılına kadar uzatılması gerektiğinin altını çiziyorum. Aksi takdirde ekonomik ve ticari faaliyetlerin devamlılığı hususunda ciddi sorunlarla karşılaşacak, yeni bir işsizlik ve göç dalgası ile mücadele etmek zorunda kalacağız.” dedi.
YILDIRIM KARA: VERGİ MÜKELLEFİ BİRÇOK YURTTAŞIMIZIN NE ÖDEME GÜCÜ NE DE TEMİNAT GÖSTEREBİLECEKLERİ BİR DAYANAKLARI KALMADI
Mücbir sebep hali süresince verilmesi gereken tüm beyanname ve bildirimler için sürenin sonuna yaklaşılması ve vergi mükelleflerinin borçlarının, belirli şartlar altında, mükellefin başvurusu doğrultusunda, faizsiz olarak 24 aya kadar taksitlendirilmesi kararı alınmıştı. Mükelleflere sağlanan bu şartların süresi ve koşulları hakkında konuşan Yıldırım Kara, “Deprem bölgesindeki vergi mükellefi birçok yurttaşımızın vergi beyannamelerini ve ödemelerini yapması için kalan süre yeterli değildir. Bu sürenin en az 1 yıl daha uzatılması gerekmektedir. Ayrıca yine önümüzdeki Mayıs ayında ödenmesi beklenen vadesi geçmiş borçları olan mükelleflerin, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında 6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesi gereğince, mücbir sebep hali ilan edilen bölgelerde, belirli şartları sağlıyor ise faizsiz uzatılmaktadır. Bu durumda, mükellefin bilançolarına bakılarak rasyoları uygunsa ve teminat gösterebiliyorsalar gerekli ertelenme ve uzatma sağlanıyor. Fakat depremzede yurttaşlarımız için bu koşullar yetersizdir ve iyileştirilmelidir. Bilindiği üzere bu rasyolar her zaman gerçeği yansıtmamakta ve depremzede yurttaşlarımızın hepsi teminat gösterememektedir. Mükelleflerin ne ödeme gücü ne de teminat gösterebilecekleri herhangi bir dayanakları kalmadığını geçtiğimiz günlerde defalarca dile getirdik. Teminat veyahut rasyo bakılmaksızın, mükellefin iradesi dahilinde bu borçların süresi uzatılmalı ve taksitlendirilmelidir. Depremzede yurttaşlarımızın içinde bulunduğu koşullar mücbir sebep halinin sonlanması durumunda hemen iyileşmeyecektir ve yurttaşımız bu borçların altında mağdur olmaya devam edecektir. Hem ülkenin hem de deprem bölgesinin içinde bulunduğu mevcut koşullar gereği, mücbir sebep halinin uzatılması ve ödemelerin taksitlendirilme isteğinde rasyo ve teminat aranmaması bizlerin öncelikli talebidir. Deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın haklı talebi doğrultusunda gerekli kararlar alınmalıdır.