Araştırma önergesinin gerekçesinde Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetin tavrına dikkat çeken Yıldırım Kara, “Depremin hemen ertesinde, ‘1 yıl içerisinde Hatay’ı sıfırdan inşa edeceğiz’ ve yine deprem bölgesinde ‘bir yılda 319 bin konut yapacağız’ şeklinde ifade edilen sözler hayata geçirilememiştir. İktidarın geçici barınma için sunduğu iki seçenek konut stokunun büyük çoğunluğunu yitiren Hataylı depremzedeleri daha da büyük bir çaresizliğe sürüklemiştir. Konteynerde kalma ya da kira yardımından faydalanma gibi iki seçenek arasında sıkışan birçok depremzede yurttaşımız, deprem sonrasında geçim kaynakları da yok olduğu için kira yardımını alarak çadırlarda yaşamayı tercih etmektedirler. Depremin ilk anından itibaren Hatay’da sağlık sorunları baş göstermeye başlamıştır. Bölgedeki birçok hastanenin ve sağlık merkezinin yıkılmış olması ya da ağır hasarlı hale gelmesi yurttaşlarımız açısından büyük mağduriyet yaratmıştır. Çadırlarda ve konteyner kentlerde yaşayan yurttaşlarımız hâlâ dengeli beslenme olanağı ve hijyenik koşullardan yoksundur. Özellikle ortak tuvalet ve banyoların bulunması bulaşıcı hastalıklar açısından depremzede yurttaşlarımızı dezavantajlı konuma sokmaktadır. Birçok hastane ve sağlık merkezlerinde ekipman desteği, uzman doktor, yeterli ödenek ve personelin sağlanmamasından ötürü yurttaşlarımızın talepleri karşılanamaz hale gelmektedir. Özellikle kanser tedavisi görmek isteyen yurttaşlarımız Adana ve çevre şehirlere gitmek zorunda kalmaktadır.” dedi.
HATAY SİYASİ TERCİHLERİNDEN DOLAYI CEZALANDIRILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konut kurasındaki sözlerine dikkat çeken Hatay Milletvekili, “1 yıllık bir süreç sonunda sağlık ve barınma dışında da Hatay gerekli yatırımları alamamış ve merkezi hükümet tarafından gerçekleştirilmesi gereken alt yapı sorunları çözülmemiştir. Hatay’da süreklilik arz eden elektrik kesintilerinin sebebine ve bu sorunun ne zaman çözüleceğine dair kamuoyu hiçbir şekilde aydınlatılmamıştır. Elektrik sorununa dair altyapı çalışmaları ve denetimler sağlıklı şekilde tamamlanmamış, elektrik akımından dolayı birçok yurttaşımız vefat etmiştir. Kış şartlarında depremzedeler elektrik kesintilerinden dolayı her gün ısınma sorunu yaşamaktadır. Her yağmur yağdığında kent sular altında kalmakla birlikte özellikle İskenderun sahil şeridinde gerekli tahkimat 1 yıl boyunca tamamlanamamış ve yeterli önlemler alınamamıştır. İskenderun’da yaşanan su taşkınları yüzünden hayat bir türlü olağan akışına kavuşamamıştır. Deprem sonrasında vaat edilen ekonomik yatırımlar ve teşvikler gerçekleştirilmemiş, tüm işletmeciler ve esnaf Türkiye genelinde yaşanan enflasyonist ortamın etkisini en yıkıcı şekilde yaşamaktadır. Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı’ sözleri Hatay’ın ilk anda terk edilmişliğine ve bahsi geçen sorunların çözülmemesine neden olan tavrın itirafı niteliğindedir. Merkezi hükümet, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın iktidar dışı bir parti tarafından yönetilmesinden dolayı ‘cezalandırıldığını’ ima etmektedir. Bu tutum tüm Hatay halkında endişeye sebep olmuş ve toplumsal bir tahribat yaramıştır.” dedi.
ŞANTAJA KARŞI DİRENECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini şantaj olarak niteleyen Yıldırım-Kara, “Bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz. Hem bu şantajın meclis kürsüsünde tartışılması gerekiyor hem de malumun ilanı olan bu sözlere istinaden 6 Şubat’tan bu yana Hatay’a yapılmayan yatırımların tartışılması gerekiyor. Bu yüzden bir meclis araştırması önergesi verdik. Biz inatla depremi siyaset üstü bir mesele görmeye çalışırken karşı taraf bunu oy için, çıkar için kullandı. Şunu kesinlikle bilmeliler ki Hatay halkı her şeyin bilincindedir. Hem parti olarak hem tüm Hataylılar olarak bu şantaja karşı gerekli cevabı vereceğiz ve direneceğiz.