Angus ithalatının yüksek et fiyatlarını düşürme gerekçesiyle başlatıldığını hatırlatan Kara, “Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülke oluşu, basit bir slogan ya da ezber değildi. Ülkemizin iklim koşullarının, nüfus yapısının bir özelliği, doğrusu avantajıydı. Bu avantaj, zaman içinde, çoğunlukla iktidarın bilinçli tercihleriyle terk edildi. Veriler, 2010 yılının bir dönüm noktası olduğunu vurgulamaktadır: 2000 yılında, TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin kasaplık sığır ithalatı bulunmuyordu. Gelinen noktada, 2023 yılında 74 bin baş kasaplık sığır ithal edildiğini buluyoruz. Toplam canlı hayvan ithalatının yine 2000 yılında 33 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişken, 2023 yılında 1 milyar 382 milyon dolar seviyesine çıktığını saptıyoruz. Bu ithalatın gerekçesi, 2010 yılında ilk angus yüklü gemiler gelmeye başladığında, özellikle kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi olarak açıklanmıştı. Et fiyatları, altın fiyatlarıyla kıyaslanır hale geldiğine göre, ortada bir başarı yok. Aksine, et arzının sağlanmasıyla ilgili endişeler öyle arttı ki, iktidar, tavuk et ihracatını sınırlandırmak zorunda kaldı. Şimdi de hayvancılığın devam edebilmesi için yabancı işçi göçüne ihtiyaç duyduğumuz iddiası dile getiriliyor. Et üretimini sürdürmek için hem sağlığı hem ulusal güvenliği riske atmak bir akıl tutulmasıdır” diye konuştu.
YILDIRIM KARA: HALK SAĞLIĞININ KORUNMASI, HİÇBİR EKONOMİK ÇIKARDAN ÜSTÜN DEĞİLDİR VE OLAMAZ
İskenderun’da 10 yıldır devam eden angus ithalatının yol açtığı sorunlara dikkat çeken Kara, “Ekoloji mücadelesi verdiğimiz günlerde de bazı değişmeyen meseleler vardı. Bunların başında İskenderun, Limak Port’a yapılan angus sevkiyatlarının halk sağlığı üzerindeki etkileri geliyordu. 10 yıl geçti, hala aynı yerdeyiz. Ülkemizin geri kalanı için belki bir anlam ifade etmeyen angus yüklü gemiler, bizimi için haber değeri taşıyor. Çünkü İskenderun angus yüklü gemiler geldiğinde ağır bir kokuyla, sinek bulutlarıyla örtülür, ölü anguslar gemilerden körfeze atılır. Gemiler limana angus değil, sağlık sorunları da getiriyor. Geçtiğimiz haftalarda sevkiyat sırasında kaçan bir angus, trafik kazasına neden oldu. Şimdi de yurttaşlardan, yoğun sinek varlığı nedeniyle şiddetli kaşıntı, bununla ilgili ciltte açılan yaralarla ilgili şikayetler alıyoruz. Oysa sorunun her aşaması için yıllardır, ilk ithalat izinleri verildiğinden beri çözüm önerileri de sunduk: Tarım ve hayvancılığın nasıl planlanması gerektiğini söyledik. İthalata devam edecekseniz, bunu Limak Port üzerinden değil, şehrin dışında, uygun bir yerden yapmanız gerektiğini ifade ettik. Limak Port üzerinden sevkiyatta ısrar ediyorsanız da kontrolleri, denetimleri sıkılaştırmanız, yurttaşların özellikle koku ve sineklerle ilgili şikayetlerini ciddiye almanız gerektiğini belirttik. İskenderun’un siyasetinde etkili olan bazı çıkar grupları, kurumları teslim alan duyarsızlıktan istifade ederek, bu önerilerin basın açıklamaları dışında duyulmasına engel olmuştur. Ancak biz artık şehrimizin 10 yıldır süren çilesinin bitirilmesini talep ediyoruz. Angus ithalatı bu şekilde devam ederse daha ciddi sağlık sorunlarıyla, belki salgın hastalıklarla karşılaşacağız. Halk sağlığının korunması, hiçbir ekonomik çıkardan üstün değildir ve olamaz” dedi.