Veli Ağbaba: Virüs AKP'ye Dost, Esnafa Düşman

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Genel Merkezi önünde esnafla birlikte basın toplantısı düzenleyerek, yaşanan sıkıntıları gündeme getirdi. Ağbaba, “AKP politikaları sonucunda 100 bin esnafımız iflas etti. Günlük 273 esnaf, çaresiz kepenk kapattı. Virüs mutasyon geçirdi; mutasyondan sonra AKP’li oldu. Lokantalarda, kafelerde yayılan, kahvehanelerde hızlıca bulaşan, TEKEL bayilerde akşam saat 8’den sonra mesai yapan virüs, AKP’nin parti kongrelerinde on binlerce insana bulaşmadı, AKP’li bakanların afet bölgelerinde yaptığı şovlarda yayılmadı, fasıllar, eğlenceler düzenlenen Saray’a hiç uğramadı. Toplu ulaşımda, sokakta, AKP kongrelerinde bulaşmayıp lokantada, kahvehanelerde, restoranlarda bulaşan virüsü buradan kınıyoruz” diye konuştu.

03 Şubat 2021 Çarşamba 15:11
Veli Ağbaba: Virüs AKP'ye Dost, Esnafa Düşman

CHP İşçi Sendikaları, Esnaf - Sanatkar ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, esnafla birlikte CHP Genel Merkezi bahçesinde basın toplantısı düzenledi. Esnaf da burada söz alarak yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi.

Ağbaba’nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

BOĞAZİÇİ’Nİ SELAMLIYORUZ: Konumuza geçmeden önce Boğaziçi Üniversitesi’nde direniş yapan öğrencileri selamlıyoruz. Destek veren herkesle de dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

DOĞRU DÜRÜST AŞILAMA NE SALGIN POLİTİKASI UYGULANMADI: Korona tedbirleri nedeniyle uzun süredir en büyük sıkıntıyı esnaflarımız çekti. Mart ayında esnaflara ‘kepenk kapat’ denildi, yaklaşık 9 ay tek kuruş karşılıksız yardım edilmedi; 9 ay sonunda aralık ve ocak ayında da 2 milyon 200 bin esnafın dörtte birine göstermelik destekler verildi. Burada işyerleri kapalı olan, iflasa sürüklenen, aylardır can çekişen, günlük 33 TL sus payıyla kaderine terk edilen esnaflarımızla birlikteyiz. Tüm dünyada aşılama çalışmalarının ilerlemesiyle normalleşme süreçleri tartışılırken, Türkiye’de ne doğru dürüst bir aşılama ne doğru dürüst bir salgın politikası uygulandı. Tüm dünyada, Avrupa’da devletler milli gelirinin yüzde 5 ila yüzde 10’u arasında esnafa salgın desteği verirken, Türkiye’de asrın lideri esnafa milli gelirin 10 binde 35 destek veriyor Bakın, binde 1’in bile altında bir destek söz konusu. Faiz lobisine 179 milyar, yani milli gelirin yüzde 7,93’ü para aktaranlar, ekonominin bel kemiği esnafa milli gelirin 10 binde 35’ini layık görüyorlar. Halk sağlığı yönetimi yapılamadığı gibi, salgının ekonomi yönetimi de yapılamadı.

VİRÜSÜ KINIYORUZ: Sosyal devlet unutuldu. Ekonomik tedbirler alınmadı. AKP politikaları sonucunda 100 bin esnafımız iflas etti. Günlük 273 esnaf, çaresiz kepenk kapattı. Virüs mutasyon geçirdi; mutasyondan sonra AKP’li oldu. Lokantalarda, kafelerde yayılan, kahvehanelerde hızlıca bulaşan, TEKEL bayilerde akşam saat 8’den sonra mesai yapan virüs, AKP’nin parti kongrelerinde on binlerce insana bulaşmadı, AKP’li bakanların afet bölgelerinde yaptığı şovlarda yayılmadı, fasıllar, eğlenceler düzenlenen Saray’a hiç uğramadı. Bakın AKP’nin 1 Şubat’taki kongrelerinde Erdoğan’ın ne virüs umurunda, ne salgın umurunda, ne de bu kadar ay canını verecek çalışan sağlık çalışanları umurunda!.. Toplu ulaşımda, sokakta, AKP kongrelerinde bulaşmayıp lokantada, kahvehanelerde, restoranlarda bulaşan buradan virüsü kınıyoruz.

ESNAF ARTIK SİZDEN BİR ŞEY BEKLEMİYOR: Lokanta esnafımızın şimdi işyerleri kapalı, varsa paket servisi yapıyorlar; ancak paket servisle geçinmek de çok zor.  Kış aylarında yoğunluk oluşuyor, yağmurlu havada kuryeler için zor oluyor. Personel de zor durumda kalıyor, tüketici de. Yeme-içme sektöründe esnaflarımız cirosundan en az yüzde 50 kayıpla, çoğu yerde de zararına çalışıyorlar. Salgın yönetiminin sloganı ‘esnaf biraz daha bekleyecek’ oldu. 2 milyon 200 bin esnaf, her hafta pazartesi günü, Erdoğan’ın kabine toplantısını canlı izliyor.  Erdoğan ‘esnafa müjde’ diyor; Erdoğan’ın neye müjde dediğini ne esnaf anlıyor ne esnaf odaları anlıyor, kimse anlamıyor.  Erdoğan’ın her kabine toplantısı, esnaf için hüsrana dönüştü. En son 2 Şubat’ta yaptığı toplantıda bir müjde bekleyen esnafa, Erdoğan ‘yaklaşık 11 aydır sabırla ve metanetle bekleyen esnaf bir müddet daha bekleyecek’ dedi. Esnaf sabır ve metanetle beklemiyor, Ey Erdoğan. Esnaf sizden artık hiçbir şey beklemiyor.

ESNAF NASIL ÖDEYECEK: Esnaflar 11 aydır kapalı ama 20’ye yakın vergi alınmaya devam ediyor. Verilen 1000 TL yardım, bin 15 TL’lik BAĞ-KUR’a bile yetmiyor. Zamlı elektrik, doğalgaz faturaları yüzünden elektrikler kesiliyor. Esnafa icralar geliyor. Peki, Saray neyi tartışıyor, ne önlem alınıyor: Meyhaneye meyhane denilmeyecekmiş. Bizans’ın yıkılırken meleklerin cinsiyetini tartıştığı gibi ekonominin bel kemiği, esnaflarımız yıkılırken mekanlara verilen isimleri tartışıyorlar. Erdoğan bir müjde daha verdi ve ‘bankalarda faizli kredi verdiğimiz esnafın taksit borçlarını faizli olarak Haziran ayına erteliyoruz’ dedi. Günde bir siftah dahi yapamadan dükkânını kapatan esnaf, nasıl olacak da birikmiş kredi taksitlerini ödeyecek?  İktidarın kredilerin taksitlerini faizsiz olarak en bir yıl süre ile ertelemesi gerekirken, esnafın kredi borcuna yeni borçlar ekleyerek erteliyor. Esnafın özel bankalara borcu var, yatırılan yardım paraları da anında kesiliyor, borçlara gidiyor. Kira yardımından da kimse doğru dürüst yararlanamıyor.

“DEVLETİ YÖNETENLER EĞLENİYOR”

Ağbaba’dan sonra söz alan Ankara Kızılay’da bulunan Bilim Sanat Cafe’nin sahibi Mehmet Öz, “Bizim en büyük sorunumuz sesimi duyuramamak. On binlerce insan yıllardır emeği ile elde ettiği birikimlerini bugün bir bir kaybediyor. Devleti yönetenler, sanırım eğleniyorlar. Şaka yapıyorlar. Katkı rakamlarına baktığımızda görüyoruz ki ya aynı ülkede yaşamıyoruz ya da aynı zaman diliminde değiliz. Bizim istediğimiz diyalogdur. Bugün yönetenler bundan uzaklar. Kazanırken size ortak olan devlet, kaybettiğinizde sizi dışlamaktadır. Ülkemiz ne yazık ki kötü bir esnaf zihniyetinde yönetilmektedir. O esnafın da iflas etmesi kaçınılmazdır” dedi.

“UNUTULMUŞ BİR SEKTÖRÜ TEMSİL EDİYORUM”

Bar sahibi, “Ben tamamen unutulmuş sektörü temsil ediyorum. Ruhsatında bar yazdığı için açılamayan bir işyeriyim. Kredinin adı işe devam kredisi ama işletme kapalı. Biz maalesef, herkesin unuttuğu özellikle iktidarın unuttuğu kesim olarak işyerlerimizin kontrollü bir şekilde açılmasını istiyorum” dedi.

“KANAYAN YARA VAR”

Kızılay’da meyhane işletmecesi olan Dilek Işık, “Biz ailelerimizle beraber iki buçuk milyon insanız. Evlerimize fatura geldiği zaman başımızın çaresine bakarız ama ev sahiplerimizle organik bağımız var, ‘kiramı yatır’ dedikleri zaman ar ediyoruz. Bu sorun sadece bizlerin sorunu değil. Her birinizin yakınında bu meslekleri icra eden bir sürü insan var. Hepimizin içinde kanayan yara var. Bizler yaşamlarımızı sürdürmeye çalışan insanlardır” dedi.

“EŞİTSİZLİĞİN SON BULMASINI İSTİYORUZ”

Bir lokanta işletmecisi, “Yaklaşık bir yıldır müzisyenimizden, garsonumuza, valemize, çalışanımıza ciddi anlamda işsizlik ve insanımız nefes alamamaktadır. Bir hafta önce kayak merkezindeki otellerin tıklım tıklım olduğu bahsedilirken, bizler evine ekmek götürememekteydi. Bizler eşitsizliğin son bulmasını istiyoruz” dedi.

“HİÇBİR ŞEYİM KALMADI, SADECE AÇILMAYAN DÜKKANIM VAR”

İlhan Demirbaş, “Bir meyhane sahibiyim. 16 Mart’ta kapattılar. O günden bugüne tek bir lira yardım görmedik. Ben geçen ay evimi sattım, firmalara borcumu ödemek için. Şu anda hiçbir şeyim kalmadı sadece açılmayan bir dükkanım var” dedi.

“SADAKA İSTEMİYORUM”

Bir kıraathaneci, “Sayın Cumhurbaşkanımız ‘açıyoruz’ dedi, sevindim, gittim, zabıta fotoğraf çekti, masalar bomboş. Sonra duydum ki kâğıt oyunu yasak, tavla yasak, bizim açmamızın bir anlamı yok. Kıraathanecilere geldi mi bize ‘nasıl geçiniyorsunuz’ diyen yok. Seçim bitene kadar siyaset bitmez kahvede. Biz bir milyar (bin lira) sadaka istemiyorum” dedi.

BİZİM İSTİHDAM EDEMEDİĞİMİZİ DEVLET Mİ İSTİHDAM EDECEK”

Bir işletmeci, “Devletin asli görevi olan korumacılık konusunda kırgınlıklarımız ve kızgınlıklarımız var. Spor salonları, kuaförler, oteller, AVM’ler açık. Biz niye kapılıyız? Devletimizden üvey evlat muamelesini kaldırmasını talep ediyoruz. Bu sektörün batması demek milyonlarca aşçı, garson, yamağın işsiz kalması anlamına geliyor. Biz batarsak istihdam edemediğimiz insanları devlet mi istihdam edecek” diye sordu.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.