17 Ocak 2021 Pazar 15:19
Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili ve TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi Gamze Taşcıer, Konya’da Rukiye A.’ya ve 1.5 yaşındaki kızına kaynar su ile saldırıp yaralayan Ali A.’nın adli kontrol şartıyla serbest bırakılması üzerine açıklamalarda bulundu. “Bu şahıs yaptıklarından sonra hala tehdit edebilme cesaretini, kadın katillerine verilen ödül gibi cezalardan alıyor.” diyen Taşcıer, “Kadınlar her gün şiddete uğruyor, öldürülüyor. Hiçbir şey yapmadan uzaktan izleyerek bu düzenin son bulmasını umamayız.” ifadelerini kullandı.
“ZİNCİRİN HALKALARI ÖNCEKİLERDEN GÜÇ ALIYOR”
Konya’da Rukiye A.’ya ve 1.5 yaşındaki kızına kaynar su ile saldırıp yaralayan Ali A.’nın adli kontrol şartıyla serbest bırakılması eleştiren Taşcıer, “Rukiye’nin yaşadığı olay ve anlattıkları Türkiye’nin en acil çözmesi gereken konulardan birini yeniden gündeme taşıdı. Rukiye ve 1.5 yaşındaki kızının üzerine kaynar su dökecek kadar canavarlaşan bir şahsın tutuksuz yargılanıyor olması toplum adına tehlikedir. Böylesi bir caniliği yapanın elini kolunu sallayarak dolaşması tüm kadınlar ve çocuklar adına risktir.” dedi. Bu durumun korkutucu bir zincir olduğunu belirten Taşcıer, “Bu şahıs yaptıklarından sonra hala tehdit edebilme cesaretini, kadın katillerine verilen ödül gibi cezalardan alıyor. Zincirin önceki halkalarında bunu gören potansiyel katiller bundan güç alıyor. Daha sonra da bu zincire yeni halkalar eklenerek uzayıp gidiyor. Bu cinayet döngüsüne, bu katil cesareti sürecine daha ne kadar kayıtsız kalınacak?” ifadelerini kullandı.
“YARGININ VERDİĞİ BAZI KARARLAR POTANSİYEL KATİLLERE CESARET VERİYOR”
Rukiye A.’nın ifadelerinde Ali A.’nın kendisine “Şimdi seni öldürsem 5 yıl alırım. 3 yıl yatar çıkarım” dediğini hatırlatan Taşcıer, “Bu potansiyel katillerin güç aldığı nokta budur işte. Bu söz basit bir söz de değil. Bugüne kadar kadın cinayetlerinde yargının verdiği kararların potansiyel katiller üzerindeki etkisidir. Bunlar, kadınları öldürme cesaretini işte bu cezasızlık algısından alıyorlar. Bu algıyı yaratan maalesef, erkek egemen zihniyetin hakim olduğu yargı oluyor. Kravat taktığı için indirim alan katilleri gören, ‘o saatte orada ne işi vardı, ama etek giymişti, ama ruj sürmüştü’ gibi sözde gerekçelere tahrik indirimi verildiğini gören potansiyel katiller güç ve cesaret buluyor. Bizim değiştirmemiz gereken bu zihniyettir.” dedi.
“İNDİRİMLERİN KALDIRILMASI İÇİN VERDİĞİM TEKLİF GÜNDEME ALINMIYOR”
İstanbul Sözleşmesi’nin öneminin altını çizen Taşcıer, “Uygulanması için mücadele verdiğimiz, iktidarın ise çıkmak için çabaladığı İstanbul Sözleşmesi işte bu zihniyete güç veren kararları engelleyebilir. Ancak uygulanmıyor. Ülkeyi yönetenlerin en tepeden, bu sözleşmeden çıkılabilir cümlesini kurmaları bile potansiyel katillere cesaret veriyor. Yani hem yargı hem yürütmenin fiilleri bu düzenin sürüp gitmesine neden oluyor. Maalesef yasama da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor. Ekim 2019’da, ceza davalarında kültür, töre, din, gelenek veya sözde namusun haksız fiilin oluşumuna zemin teşkil etmemesi ve bu gerekçelerle ceza indirimi uygulanmaması; kasten öldürme, işkence ve cinsel istismar suçlarından mahkum olanların takdiri indirimden yararlandırılmamaları için kanun teklifi verdim. Ancak o günden bu yana komisyonda bekletiliyor ve iktidar tarafından görüştürülmüyor.” dedi. Gündemde yargıda reform konusunun olduğunu hatırlatan Taşcıer, “Reformsa buyurun ısrarla çağrı yapıyorum, en acil reform budur. Kadınlar her gün şiddete uğruyor, öldürülüyor. Hiçbir şey yapmadan uzaktan izleyerek bu düzenin son bulmasını umamayız.” ifadelerini kullandı.