CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, kiracıların sözleşmeye aykırı yapılan yüksek kira artışlarına karşı korunması için kanun teklifi verdi. Teklifin gerekçesinde, “Yargıtay’ın çelişkili ve hukuksuz içtihadı karşısında kiracıların yasa yoluyla korunmasına ihtiyaç duyulmaktadır” denildi.
Sibel Özdemir, sözleşmeye aykırı yapılan yüksek kira artışları ve Yargıtay’ın kiracılar aleyhine verdiği kararlara yönelik hazırladığı kanun teklifini TBMM’ye sundu. Teklifin gerekçesinde şunlar kaydedildi:
“Ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik koşullar ve hızla artan hayat pahalılığından en çok etkilenen kesimlerden biri de kiracılardır. Kiraya veren ile kiracı arasındaki en büyük uzlaşmazlıklar da kira bedelinin tespiti noktasında yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak da uzlaşmazlığa konu olan dava sayısı her geçen artmakta.
“KİRALAR YÜZDE 100’ÜN ÜZERİNDE ARTTI”
Tarafların yurt içi tüketici fiyat endeksi (Yİ-TÜFE) oranının altında yapmış oldukları artışlar Kanun tarafından sorun olarak görülmemektedir çünkü Kanun, kiracıyı koruma eğilimiyle hazırlanmıştır. Ancak pandemi sonrasında ve özellikle son yıllarda hızla artan enflasyonla yüzde yüzün üzerinde kira artışlarının yaşandığı ve kanunun dışına çıkıldığına dair somut olaylar ve davalar kamuoyuna yansımaktadır.”
“ŞUBAT 2022’DE KİRA ARTIŞ ORANI YÜZDE 26”
Şubat 2022 tarihinde kira artış oranının yüzde 26 olarak açıklandığı belirtilen teklifte, “Hızla artan enflasyonu işaret eden ev sahipleri ise kiracılarından yasal orandan daha fazla kira artışı talep etmektedir. Bu talebe olumlu yanıt alamayan ev sahipleri, kimi zaman kiracılara evi boşaltması yönünde çeşitli baskılar yapmaktadır. Yaşanan bu sorunlar nedeniyle açılan dava sayılarında patlama yaşanmakta” denildi.
“BAZI EV SAHİPLERİ, SÖZLÜ OLARAK KABUL ETTİKLERİ ARTIŞ ORANLARINI KOŞULLAR DEĞİŞTİĞİNDE KİRACILARI MAĞDUR EDECEK ŞEKİLDE KULLANABİLMEKTE”
Gerekçede şunlara dikkat çekildi:
“Pandeminin ortaya çıktığı yılda bazı kiralayanlar zam yapmamıştı. Fakat içinden geçilen ağır ekonomik koşullar ve hızla artan yüksek enflasyonla birlikte bu durum kiraya verenler tarafından kötüye kullanılmaktadır. Uzlaşmazlığa düşen ve anlaşamayan taraflar, konuyu mahkemelere taşımaktadır. Özellikle bazı ev sahipleri, sözlü olarak kabul ettikleri artış oranlarını ileride koşullar değiştiğinde kiracıları mağdur edecek şekilde kullanabilmektedir. Yargıtay da bu durumu tahliye nedeni olarak değerlendirmektedir. Önceki yıllarda kiraya verenler Yİ-TÜFE oranının altında artış yapmışlarsa ve bu uzlaşma yazılı olarak yapılmayıp da sözlü mutabakatla yapılmışsa Yargıtay, güncel içtihatlarında bunu tahliye nedeni olarak kabul etmekte ve geriye dönük beş yıllık kira bedeli farkını kiracıya ödetmektedir.”
“KİRALAYAN, KİRA BEDELİNE YAZILI İTİRAZÎ KAYIT DÜŞMEMİŞSE BEDEL FARKINI KİRACIDAN TALEP EDEMEZ”
Yargıtay’ın kiracılar aleyhine verdiği kararların her şeyden önce Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen ‘dürüstlük’ kuralına ve ‘hakkın kötüye kullanılması’ yasağına aykırı olduğu belirtilen gerekçede, “Yargıtay’ın çelişkili ve hukuksuz içtihadı karşısında kiracıların yasa yoluyla korunmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kiralayanlar, kira bedeline geriye dönük olarak yazılı şekilde itiraz etmemişlerse bu haklarını artık kullanmamalıdır. Bunu sağlamak için de bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır” denildi.
Teklif ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesine şu cümlenin eklenmesi önerildi:
“Kira dönemi içinde kiralayan, kira bedeline yazılı olarak itirazî kayıt düşmemişse daha sonra bu bedel farkını kiracıdan talep edemez.”