Olayın basına yansımasa örtbas edileceğini belirten Bankoğlu, Adalet Bakanı’na olayla ilgili
adli tıp raporlarını kamuoyuyla paylaşma çağrısı yaptı.
ÇOCUK ÖLÜMLERİ, İSTİSMAR OLAYLARI TÜMÜYLE POLİTİKTİR!
Bankoğlu konuşmasında şunları söyledi:
Son üç günde ortaya çıkan 3 haberle konuşmama başlamak istiyorum. Dün İzmir'de 13
yaşındaki bir çocuk AİDS'ten hayatını kaybetti. Hastalığın çocuğa cinsel istismar yoluyla
bulaştığı öğrenildi. Tekirdağ'da cinsel istismar ve darp sonucu hayatını kaybeden 2 yaşındaki
Sıla'nın ölümüne ilişkin tutuklanan üvey baba tahliye edildi. Şişli'de mezarlıkta ölü bulunan 6
yaşındaki Şirin'e ilişkin soruşturmada cinsel istismar bulguları tespit edildi. Bu haberler
sadece son üç güne ait. Türkiye'de artık her gün çocuğa yönelik cinsel istismar haberleri
duyuyoruz. Geçtiğimiz ekim ayında -bakın, sadece Ekim ayında 58 çocuk istismara uğramış.
Bu yaşananları sadece adli olaylar olarak görmemiz büyük bir yanlış olur çünkü çocuk
ölümleri açık ve net bir şekilde politiktir. Bu ülkede çocuk bile olmak gerçekten çok zor artık.
SOMUT DELİLLERE RAĞMEN SORUŞTURMADA TAKİPSİZLİK KARARI VERİLİYOR
Size "Türkiye Yüzyılı" dediğiniz düzeni aslında en açık şekliyle ortaya koyan bir istismar
olayından bahsetmek istiyorum. Yer, Batman; olay, ipe asılı bir şekilde bulunan 8 yaşındaki
bir çocuk; bulgu, cinsel istismar; sonuçsa takipsizlik ve hayatı boyunca konuşamayacak ve
yürüyemeyecek olan Şeyma. Olayla ilgili cinsel istismar şüphesiyle soruşturma başlatılıyor
ancak ne olduysa somut delil olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı veriliyor ve dosya
kapatılıyor. Elde raporlar var; Şeyma'nın hastaneye kaldırıldığı gün kalbi durmuş, entübe
edilmiş. 27 Mart tarihli Adli Tıp Raporu'na göre çocuğun istismara uğradığıysa çok açık ve
net; tek tek burada okuyamayacağım şekilde bulgular var, gerçekten ben bu raporu okurken
insanlıktan utandım.
KAMUOYUNDAN TEPKİLER GELDİĞİ İÇİN SORUŞTURMA YENİDEN AÇILDI
27 Mart tarihli Adli Tıp Raporu'nun ardından 26 Nisan’da "Somut delil yok." denilerek dosya
kapatılmış. Neymiş? Çocuk bahçede oyun oynuyormuş, direkte ip asılıymış, o ip nasıl olduysa
çocuğun boynuna dolanmış, çocuğun kalbi durmuş yani çocuk oyun oynarken direkteki iple
kendini asmış. 8 yaşındaki bir çocuktan bahsediyorum sayın milletvekilleri, 8 yaşındaki bir
çocuk oyun oynarken kendini bahçedeki bu direğe nasıl asabilir, bunu size soruyorum.
Çocuğun kendini bu direğe asması zaten hayatın olağan akışına aykırıdır değerli
milletvekilleri. Sadece bu ifadelerden hareketle "Somut delil yoktur." deniliyor ve dosya
kapatılıyor. Her zamanki gibi kamuoyundan tepkiler gelince geçtiğimiz ay apar topar
soruşturma yeniden başlatılıyor. Aradan geçen altı ayda çocuk neler yaşadı, failler, aileler ne
yaptı artık siz düşünün.
ŞEYMA’NIN AKRABASI AİLE BAKANI’NI RESMİ PROTOKOLDE KARŞILIYOR
Şüpheli ailenin akrabaları arasındaysa yok, yok. Suçlamak için söylemiyorum, samimiyetle,
tamamıyla kamuya açık kaynaklardan edindiğim bilgilerle söylüyorum. Ailelerin
akrabalarından Kozluk Muhtarlar Derneği Başkanının sosyal medya paylaşımlarına bakıyoruz,
Aile Bakanını Batman'da, 2 Ocak’ta, resmî protokolde karşılıyor. Yine bu kişinin olayın
gerçekleştiği tarihten hemen sonra, 17 Ocak’ta yaptığı ilk paylaşım AKP Genel Merkezinde
Seçim İşleri Başkan Yardımcısına yaptığı ziyaret. Tabii, bu arada, olay soruşturulurken
gazetecilerin kaynakları tehdit ediliyor, doktorlar tehdit ediliyor, dosyanın usulüne uygun
kapatılması için neredeyse her türlü girişimde bulunuluyor. Adli tıp raporu var, kadın doğum
uzmanı doktorunun raporları var, Şeyma'nın durumu şüpheli ve bu ortada ama Bakanlık
entübe edilmiş olan 8 yaşındaki bir çocuğu devlet korumasına almak yerine aileye teslim
ediliyor.
BULGULARA RAĞMEN ŞEYMA’NIN AİLEYE TESLİM EDİLMESİ TAM BİR MUAMMA
İlk rapordaki bulgulara rağmen Şeyma'nın ailesine teslim edilmesi tam bir muammadır.
Dosyanın kapatılmasının gerekçesi olarak ikinci bir adli rapordan bahsediliyor. İlk, Adli Tıp
raporuna rağmen neden 2'nci bir Adli Tıp raporuna ihtiyaç duyulmuştur, buna neden ihtiyaç
duyulmuştur? Bu soruları Adalet Bakanını acilen yanıltmamalıdır. Gazeteciler ilk rapordaki
bulguları soruyor "Sehven yazılmış." cevabını alıyorlar. Hadi diyelim, sehven yazıldı, "DNA ve
sperm hücresi bulundu." yazıldı. Rapor burada, DNA hücre analizleri var, "Aile bireylerinin
kan örnekleri alınsın." diye görüş var. Bu kadar detay sehven bir şekilde yazılmış olabilir mi
gerçekten? Peki, raporda geçen Şeyma'nın vücudunda bulunan üç erkeğe ait DNA kime ait ya
da kimlere ait? Bu sorunun cevabı kamuoyuna açıklanmak zorundadır.
ADALET BAKANI YANITLASIN: BU DOSYAYI NEDEN KAPATIP SONRA YENİDEN AÇTINIZ?
Dosyanın kapatılmasına neden olan ek adli raporuna biz ulaşamıyoruz. Konu basına
yansımasa inanın bu istismar vakası da örtbas edilecekti. Konunun kapanması ve Şeyma'nın
kaderine terk edilmesi için dosyanın üzerinde bir karanlık el dolaşmaktadır, bunun acilen
çekilmesi lazım. Şeyma da Narin gibi organize bir kötülükle karşı karşıyadır ve ben buradan
Adalet Bakanına seslenmek istiyorum: Bu dosyayı neden kapattınız ve bu dosyayı sonrasında
neden yeniden açtınız? Bu davanın da dosyanın da peşini bırakmayacağız.