ARPACI’DAN MERKEZ BANKASI BAŞKANI’NA “SANAYİCİ FEDA EDİLDİ”
2001 YILINDAKİ ADI KUR ÇIPASI OLAN SİSTEMDEN BUGÜNÜN NE FARKI VAR?
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ve Banka Bürokratları TBMM’nin 28. Dönem 3. yasama yılı başlangıcında Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı. Merkez Bankası Kanununda yer alan haliyle yılda iki kez yapılması gereken sunumun birincisini gerçekleştirdi. Merkez Bankası Başkanı Karahan Küresel Ekonomi, Makroekonomik Görünüm, Para Politikası ve Genel Değerlendirme başlıklarını içeren konularda Milletvekillerini bilgilendirdi. Komisyonda konuşan CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Merkez Bankasının 93. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak başladı. Arpacı, “Sürdürülebilirlik ve kurumsallaşmanın çok önemli olduğu yenidünya düzeninde sizi meclisimizde ağırlamaktan ve dinlemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Umarım Merkez Bankası eski bağımsızlık ve kurumsallığını sizinle sürdürür de biz de sizi 28. Dönem boyunca bu platformda tekrar misafir eder, dinleyebiliriz” dedi.
CEVABINI BULAMADIĞIMIZ SORULAR VAR ‘NEDEN FAİZ YÜZDE ELLİ’
Enflasyonun ve günümüzdeki ekonomik durumun siyasi etkileri olduğuna dikkat çeken Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Şeref Arpacı, Mahfi Eğilmez'in "Ekonomi politikamız yok, politika ekonomimiz var" sözüne atıfta bulunarak, teknik meselelerin yanı sıra siyasi boyutların da ele alınması gerektiği vurguladı.
Arpacı, “Yüce meclis çatısı altında Merkez Bankası gibi güzide bir kurumumuzun sunumu dinledikten sonra siyaset yapmayı burada hiç kimse istemez. Fakat öyle bir ekonomik ilerleyiş var ki söylemeden de geçemiyoruz. Özellikle Mağfi Eğilmez’in çok sevdiğim bir sözü var “Ekonomi politikamız yok, politika ekonomimiz var." diye, siyasete bağlı ekonomi yapıyor gibi hükümet. O nedenle de biz burada ne yazık ki sizlere teknik meselelerden çok biraz daha siyaseten konuşmak zorunda kalıyoruz. Çünkü cevabını bulamadığımız sorular var, faiz neden yüzde 50? Enflasyonun yüzde 85, üretici enflasyonunun yüzde 150 olduğu dönemde sizi faizi yüzde 8'den yüzde 50'ye kadar getirip orada tutan şey neydi? diye sordu.
MERKEZ BANKASI YEDİ AYDIR NE KADAR YOL KAT ETTİ?
Özellikle, faiz oranlarının %50 seviyesine ulaşmasının sebeplerinin sorgulandığı toplantıda, Osman Cevdet Akçay’ın Şubat 2024’teki açıklamaları hatırlatıldı. Ağırlıklı ortalama fon maliyeti, mevduat faizi ve politika faizi arasındaki bağlantının kopmuş olduğu ifade edildi. Merkez Bankası’nın bu bağlantıları yeniden tesis etme noktasında ne kadar ilerlediğini sorgulayan Arpacı, “Şubat 2024'te Cevdet Bey açıklamalarında "settings"lerden bahsetmişti. Orada "ağırlıklı ortalama fon maliyeti ve mevduat faizi arasındaki link kopmuş" ifadesi, "politika faizi, enflasyon linki kopmuş" ifadesi, "faiz ve kur linki kopmuş" ifadeleri vardı. Yedi aydır bu bağlamda bu linklerin ihdası noktasında Merkez Bankamız ne kadar yol kat etti?” dedi.
YAPTIĞINIZ SUNUMLA BİRLİKTE SANAYİCİNİN FEDA EDİLDİĞİNİ GÖRDÜM
2021 yılında yaşanan maliyet enflasyonu ve popülist politikaların sonuçları, sanayicilerin feda edildiği bir dönemdir diye seslenen Arpacı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü sunumunuzda da şunu gördüm, bu linkler tabii piyasada ve verilerde ihdas edilmiş gözüküyor ama neyi feda ettiğimizi de burada, sunumunuzda gördük. Burada feda edilen şey üzülerek söylüyorum sanayi üretimi ve sanayici oldu! Aslında bu sanayicinin ilk defa feda edildiği de değil. Eylül 2021 yılında dolar 8,5, politika faizi 19, reel faiz 21 seviyesindeydi, enflasyon 24'teydi. O gün enflasyonun 24 olduğu noktada faiz 19 yerine 21 olsaydı biz bugünlerde olur muyduk? Bence olmazdık.”
SADECE TALEP ENFLASYONU DEĞİL, BİRDE MALİYET ENFLASYONU VAR!
Toplantıdaki konuşmasında Şeref Arpacı, “Geçmişte uygulanan düşük faiz politikalarının sanayi üretimi üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsederken, hep talep enflasyonunu konuşuyoruz ama asıl yanlışlardan bir tanesi, bu ülkede maliyet enflasyonu yaratıldı. O yüzden sanayicinin ilk defa feda edilmediğini söylüyorum. O dönem popülist politikalar sebebiyle konutlara yapılmayan zamların tamamı sanayicinin üzerine yapıldı. Örneğin, enerji zamları! Doğal gaz fiyatı tam 12 kat arttı, elektrik fiyatı tam 8 kat arttı, işçilik maliyetleri 5 kat arttırıldı ve döviz baskılandı. 2001 yılındaki adı kur çıpası olan sistemden bugünün ne farkı var? Ve o gün göz göre göre gelen ekonomik krizin bugün de eli kulağında olduğunu söylüyorum. Peki, önleminiz var mı Sayın Başkan? Bunu da sizden duymak istiyorum. Çünkü "carry trade" olarak adlandırılan bir mevzu var. Döviz rezervlerimizin artması memnuniyet verici ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şöyle bir iddiası oldu: "Biz dövize müdahale etmesek bugün döviz 25 lira olur." demişti. Tabii bu da "carry trade" açısından muazzam bir bütçede delik oluştururdu. Bu doğru bir ifade değildi. Fakat öteki taraftan da diyorum ki: Merkez Bankamız bu kadar müdahale edeceğine sanayicinin ve ihracatçının döviz bozma zorunluluğunu kaldırsa sanayici dövizin düşmemesi konusunda daha iyi destek olur” dedi.
Son olarak, Ege Cansen’in "Ülkede dövizin fiyatı yanlışsa her şeyin fiyatı yanlıştır" sözüyle, Türkiye’nin ithalata olan bağımlılığının altı çizen CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, 2021 yılında bozulan döviz, faiz ve enflasyon dengesinin yeniden nasıl sağlanacağına dair öneriler beklediklerini dile getirdi.