CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bundan sonra yapılacak ilk seçimde kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak. Yıllardır sırtına bindiğiniz bu çiftçi ‘uzun adam’dan hakkını alacak. İlk seçime kadar hepimiz elbette karnımızı doyurmak, ailemize bakmak için çalışacağız. Ama daha çok çalışmamız gereken bir husus çocuğumuzun yarınını kurtarmaktır. Ülkenin yarının kurtarmak için bu iktidarın yaptıklarını çevremize anlatmamız lazım” dedi.
CHP Manisa İl Başkanlığı ve CHP Şehzadeler İlçe başkanlığı tarafından Şehzadeler ilçesine bağlı Aşağı Çobanisa mahallesindeki pazaryerinde dün yapılan basın açıklamasında vatandaşın zamlardan sonra yaşadığı sıkıntılar gündeme taşındı. Açıklamaya Manisa milletvekili olan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İl Başkanı Semih Balaban, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Av. Yalçın Arcak, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“BU YOKSULLUK BU KAFAYLA YÖNETİLİRSE BU ÜLKEDE GEÇMEZ”
CHP’li Özgür Özel, her gün gelen zamlar konusunda hem iktidarı hem de iktidar ortağı MHP’yi eleştirdi. Konuşmasına Türkiye’nin bir karakışın içinde olduğu sözleriyle başlayan Özel şunları söyledi:
"Kara kışın ayazında kaldık. Havaların soğukluğu ve ayazı geçer. Ama bu hayat pahalılığı, bu yoksulluk bu kafayla yönetilirse bu ülkede geçmez. Bunu değiştirebilmek için Türkiye’nin her yerinde büyük yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Toplum artık halktan yana olanlar, çiftçiden ve emekliden, emekçiden yana olanlarla, patrondan yana olanlar arasında bir karar verecek. Biz köylünün, garibanın ve vatandaşın yanındayız. Birileri beşli çetenin, büyük müteahhitlerin vergi borçlarını silmenin peşinde. Vatandaşın 20 lira borcu olduğunda faizi uygulayanlar, sarı taksilere binip köylere gelenler, haciz yapanlar, traktörleri bağlayanlar, karakışta evdeki eşyaları haczedip götürenler vatandaşın derdinden anlamaz. Vatandaşın derdini anlamayanla bundan sonra hiçbirimizin işi yoktur. Bundan sonra yolumuz hep beraber köylünün, çiftçinin, memurun, işçinin iktidarı kurmaktır. Onun için çalışacağız.”
"BİR BAK BAKALIM 6 LİRALIK HAVUÇ ÜÇ AYDA NASIL 9 LİRA OLMUŞ"
Özgür Özel konuşmasının devamında geçtiğimiz gün partisini grup toplantısında kartona yazılı 6 rakamını ters çevirip 9 yaparak 6 muhalefet partisi liderini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye şunları söyledi:
"Pazarda bakliyat satan bir esnafımız var. Kendisine ‘Fiyatlar nasıl’ diye sordum. Kasım ayında 4 liraya sattığı bulguru bugün 10 liraya sattığını ifade etti. 17 liraya sattığı kuru fasulye 35 lira. 12 liraya sattığı nohut 25 lira. Daha sonra sebze-meyve satan esnafımızı ziyaret ettik. Onlara sorduğumuz 12 liraya satılan sivri biberi bugün 28 liraya, 13 liraya olan domates 24 lira, 6 lira olan havuç ise 9 lira olmuş. Ey Bahçeli sen 6’yı çevirerek 9 yapıyorsun ya, dön bir bak bakalım Recep Tayyip Erdoğan 6 liralık havucu üç ayda nasıl 9 liraya getirmiş."
"YOKSULLUKTAN VATANDAŞ AÇ"
Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AKP’liye de MHP’liye de saygılıyız. Vatandaşa saygısı olmayan, dalga geçen, yoksulun halinden anlamayan, zengini yanında yoksulun tepesinde olanlarla yolları ayırmanın vakti geldi artık. Düşün yakamızdan. Pazara giren ablam, ‘Dolduramadım para bitti. Evime dönmek zorundayım’ diyor. Sadece yiyecekte parası bitip dönünce, çocuğuna çorap alması gereken çorap satan ablam ise sabahtan beri siftah yapmadığını ifade ediyor. Bu şu demek yoksulluktan vatandaş aç. Çocuklar delik çoraplarıyla okula gidiyorlar. Yamalı pantolon dönemleri geri geldi. İnsanlar soğuktan titriyorlar ve gelecekten umutsuzlar. Söz veriyoruz. CHP ile birlikte Millet İttifakı gelince hiçbir ev soğuk olmayacak, hiçbir çocuk yatağına aç girmeyecek. Bugün pazarcımız Eylül ayındaki mazot masrafının 150 lira olduğunu, ancak şimdi 350 lira olduğunu söylüyor. Satışı düşmüş, ama masrafı artmış. Yazıklar olsun bu düzene.
"ARTIK MÜTEAHHİTLERİ DEĞİL, ÇİFTÇİYİ DESTEKLEME ZAMANI"
Artık otoban yapan müteahhitleri değil karnımızı doyuran köylüleri, çiftçileri destekleme zamanıdır. Bundan sonra kanunu uygulayarak hak edilen 8,5 milyar dolarlık destekleme çiftçiye dağıtılacak. Kanun çıktığı günden bugüne kadar 300 milyar dolar bu hükümetin çiftçiye borcu var. Bu borcun onda birini dağıtsanız yüzü asık ve canı sıkkın bir çiftçimiz kalmaz. Ama çiftçinin hakkını yiyorlar, çiftçinin hakkını büyük zenginlere, ihracatçılara, fabrikatörlere, rantiyecilere peşkeş çekiyorlar. Bundan sonra yapılacak ilk seçimde kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak. Yıllardır sırtına bindiğiniz bu çiftçi ‘uzun adam’dan hakkını alacak. İlk seçime kadar hepimiz elbette karnımızı doyurmak, ailemize bakmak için çalışacağız. Ama daha çok çalışmamız gereken bir husus çocuğumuzun yarınını kurtarmaktır. Ülkenin yarının kurtarmak için bu iktidarın yaptıklarını çevremize anlatmamız lazım. Eğer iktidar değişmezse yoksulluk değişmez, fiyatlar düşmez. İktidar değişmezse ucuz mazot gelmez, desteklemeler yükselmez ve sürünmeye devam ederiz. Ama hep birlikte zor günlerden kurtulmak için çağırıyoruz. Hemen seçim. Önümüze sandığı getirin defterinizi dürelim. Bıktık artık."
"TORUNLARIM YATAĞA AÇ GİRİYOR"
Cebindeki 100 lira ile girdiği pazar yerinden sadece poşetin yarısını doldurabilen 59 yaşındaki emekli Perihan Battal, aldığı 2 bin 500 lira emekli aylığının yetmediğini ve evde baktığı 2 torunun yatağa aç girdiğini söyledi. Battal tepkisini şu cümlelerle dile getirdi:
"2 bin 500 lira emekli aylığı alıyorum. Şu an iki tane öksüz torunuma bakıyorum. Evde benimle birlikte yaşlı annem kalıyor. Ama onlara artık bakamıyorum. Bu ay bin 500 lira elektrik faturası geldi. Aldığım emekli aylığımın yarısını bile geçiyor. Geriye kalan parayla torunlarım ne yiyecek ne içecek? Bizi yönetenler 100 bin lira aylık alırken, emekliler 2 bin 500 lira aylık alıyor. Adalet bunun neresinde? Eğer gerçekten milleti düşünüyorlarsa, o zaman kendi aylıklarını da 2 bin 500 indirsinler. O parayla geçinsinler de bir göreyim. Torunlarım evde bazı zaman iki üç lokma yedikten sonra yatağa aç giriyor. Torunlarım aç kalıyor. Artık ne yapacağımı bilmiyorum. 100 lira ile pazara gittim ancak bir poşetle çıkabildim. Poşetinde sadece yarısı dolabildi. Benim torunlarım aç. Yardım başvurularında bulundum. Ama kimse başvurularıma olumlu cevap vermedi. Şu elektrik faturalarını bir an önce düşürsünler.”
"50 LİRA İLE PAZARA ÇIKIYORUM"
Eşinin asgari ücretle çalıştığını söyleyen bir çocuk annesi ev hanımı Şükriye Beycer ise, çocuğunun günlük masrafının 20 lira olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Artık çocuğuma bir gün simit alabiliyorsam, bir gün alamıyorum. Çocuğuma aldığım bir meyve suyu 3 lira olur mu? Bana bir çocuğumun günlük masrafı 20 lira. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Evim kira. Bunun elektriği, suyu, doğalgazı var. 5 litrelik yağ alırken şimdi 2 litre yağ alabiliyorum. Onun fiyatı da 70 lira. Böyle bir hayat pahalılığına kim dayanabilir? Böyle bir rezillik olur mu? Bir hafta pazara çıkabiliyorsam, bir hafta çıkarıyorum. Çıktığım zamanda sadece elimde bir poşetle dönebiliyorum. 50 lira ila pazara çıkıyorum. Bu parayla ne alabilirsin? Ay sonunu getiremiyorum. Bu halimizi hiç mi görmüyorlar. Bu nasıl iktidar olmak.”
“AKP İKTİDARA GELDİĞİ GÜNDEN BERİ EN BÜYÜK ÇİFTÇİ DÜŞMANIDIR”
Hem pazarcılık hem de çiftçilik yaptığını söyleyen 37 yaşındaki Hüseyin Çeken, AKP'nin iktidarda olduğu 20 yıllık süreçte çiftçiyle desteklemelerin yüzde 80'nini vermediğini belirterek şunları söyledi:
"En büyük sorunumuz çiftçinin artan mazot, gübre gibi girdi maliyetleri. 8 ay önce 150 liraya aldığımız üre gübresi 750-800 liraya çıktı. Şimdi bize ‘Gübreyi indirdik' diyorlar. Resmen yüce Türk milletinin aklıyla alay ediyorlar. Şu an gübrenin çuvalı hala 500 lira. Ben her sene buğdaylara 40-50 kilogram gübre atıyordum. Atamıyorum kardeşim. 23 çuval gübre aldım 10 bin liranın üzerinde para tuttu. 6 lira olan mazot bugün 16 lira. Atatürk'ün kurduğu Anayasa'da ülkenin milli gelirinin yüzde birini çiftçiye verilmesine yönelik madde var. Bunu milletimiz bilmiyor. Bu zamana kadar çiftçiye verilmesi gereken desteklerin yüzde 80 verilmiyor. AKP iktidara geldiği günden beri en büyük çiftçi düşmanıdır. Emek düşmanıdır. Mısır, buğday, pamuk, üzüm dünyada ilk 10'da olan bir ülkeyiz. Senin Rusya veya Suriye ile ne işin var. Biz onlara satmalıyız. 10 tane zengini kollayacaksınız diye 5 milyon çiftçiyi ezemezsiniz. AKP iktidara geldiğinden beri Türkiye'de çiftçinin yüzde 60'ı bitmiş durumda. Geriye kalan çiftçi ise icralık durumda. Bu ülkenin hayatı, beyni, oksijeni çiftçidir. Çiftçi rahatsa Türkiye'de rahat olur.”