Umut Oran, “Benim tespitlerimin aynısını hem hükümet üyeleri hem de Sn. Devlet Bahçeli tespit etmiş olacaklar ki sürekli olarak kitleleri provoke eden, şiddet ortamının yaratılması için ağır beyanatlarda bulunan, bir çeşit kaos ortamı doğsun ve hayır diyen yurtseverler çalışmaktan vazgeçsin diye tansiyonu yükselten açıklamalar yapıyorlar” dedi.
Gençlerle buluştu
Referandum için daha önce Adana, Bolu, Burdur, Denizli, Düzce, Kastamonu (Cide), Mersin, Niğde’ye giderek referandum değil #memleketmeselesi diyen Umut Oran, Isparta’da ilk olarak Süleyman Demirel Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu üyesi gençlerle buluştu. Umut Oran, daha sonra CHP Isparta İl Başkanlığına geçerek İl Başkanı Eyüp Ersoy ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Partililerin ilgisi nedeniyle izdiham yaşanan basın toplantısında Umut Oran, özetle şöyle konuştu:
Güçlü Hayır rüzgarı
Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olan 16 Nisan “tek adamlık referandumuna” sayılı gün kala Isparta’dayım. Buraya gelirken güçlü bir “hayır” rüzgârıyla karşılaşacağımı düşünüyordum ve tahminlerimde yanılmadığımı gördüm. Parti ayrımı yapmadan, her partiden yurttaşımızın “Yüce Meclis’in işlevsizleştirilmesinin nasıl sonuçlar doğuracağını” gayet net bir şekilde gördüklerini müşahede ettim. Aslında bu durum Türk Milletinin ne büyük bir sağduyuya sahip olduğunun da göstergesi zira “hayır” kampanyası için gittiğim Anadolu’nun her ilinde ve ilçesinde aynı tabloyla karşılaştım.
Bahçeli bilerek provoke ediyor
Benim tespitlerimin aynısını hem hükümet üyeleri hem de Sn. Devlet Bahçeli tespit etmiş olacaklar ki sürekli olarak kitleleri provoke eden, şiddet ortamının yaratılması için ağır beyanatlarda bulunan, bir çeşit kaos ortamı doğsun ve hayır diyen yurtseverler çalışmaktan vazgeçsin diye tansiyonu yükselten açıklamalar yapıyorlar.
Oğan’a yönelik sözleri, çöküşünü gösteriyor
Hele hele Devlet Bahçeli’nin sırf kendi karşısına Genel Başkan Adayı çıktı diye bir ülkücüye, saygın bir milliyetçi olan Sinan Oğan’a yönelik yaklaşımını büyük bir talihsizlik ve siyaseten çöküşün son noktası olarak görüyorum. Saldırganı kınamak yerine adeta hedef göstererek “yapılan işin yarım bırakılmamasını” istemek en hafif ifadeyle “insanlıktan uzaklaşmak” demektir.
Bahçeli geleneksel MHP siyasetinden uzaklaşıyor
Görünen o ki Sayın Bahçeli, 17 Nisan sabahında siyaseten biteceğini gördüğü için “kayıtsız ve şartsız olarak” AKP’ye teslim olmuş, AKP politikalarının sözcülüğüne soyunmuş ve MHP tabanını “geleneksel MHP” siyasetinden tamamen uzaklaştırmayı hedeflemektedir. Başkanlık sistemine geçildiği anda MHP’nin siyaseten yok olacağını bilmesine rağmen Sayın Bahçeli’nin böyle bir tavır alması kendi koltuğunu milletin bekasının üstüne koyduğunu ortaya koymaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki her partiden yurtseverler vatanın birliği ve milletin bekası için “hayır” demeye hazırdır ve 16 Nisan akşamında açılacak ilk sandıklarla beraber 80 milyon kere hayır denecektir.
Türkiye’de yaşayan her bir yurttaş, bir İngilizin, Fransızın ya da Norveçlinin nerdeyse 1 yılda yaşadığı olayı 1 haftada yaşıyorlar. Bu anlamda son 15 yılda yaşadığımız sorunlar aslında yüzlerce yıllık bir hasar yarattı. Bu millet hiç olmadığı kadar kutuplaştırıldı. Bu coğrafya tarihte duyulmadığı kadar çok küfrü ve hakareti duydu. İnsanlar sırf demokrasiden ve Türkiye’nin geleceğinden yana tavır alıp “hayır” çalışması yürütüyorlar diye fişlendi, gençler tutuklandı. Geride kalan 15 yılda yaratılan “mağdurlar ordusu” AKP’li olmayan herkesi kapsar hale geldi. ÖSS sorularıyla beraber gençlerin emekleri, KPSS sorularıyla emekleri çalındı. Üniversitelerden yargıya kadar eşitsizlik, liyakatsizlik ve adam kayırma temel hale geldi. Bu anlamda ben Türkiye’yi “Dünyanın en çok mağdurunun yaşadığı ülke” olarak görüyorum. Ancak bu durum böyle devam edemez! Yeniden normalleşmek, yeniden demokrasimizi güçlendirmek, yeniden insanca, hakça yaşayacağımız bir düzen kurmak zorundayız.
Bunu tersine çevirebiliriz
Biz bunların hepsini tersine çevirebiliriz. Ancak öncelikle Türkiye’yi bataklığa sağlayan bu anlayışa bir dur dememiz gerekiyor. 16 Nisan bu anlamda bir milat. Ben 16 Nisan’da sandığa giden yurttaşların sadece tek adamlığa değil işsizliğe hayır, yoksulluğa hayır, adam kayırmacılığa hayır, kadınların aşağılanmasına hayır, çocuk işçiliğine hayır, düşmanlaştırmaya hayır, kavgaya ve gürültüye de hayır! diyeceğine inanıyorum.
Hep beraber bunu başarabiliriz. Önce hayır deyip hemen ardından insanca bir düzen kurabiliriz. Ben buna yürekten inanıyorum. Siz dostlarımla beraber sandıklardan hayır çıkaracağımıza ve gerçekten adil bir düzen kuracağımıza, Türkiye’nin zenginliğinden herkesin pay alacağı bir aydınlanma çağını başlatacağımızı biliyorum. Çünkü yolu doğruya, hakka ve adalete doğru olanlar için kaybetmek diye bir şey yoktur. Bu itibarla her birinizi hayırlı bir Türkiye için verdiğiniz mücadeleden dolayı tebrik ediyor. Yüce Türk milletinin bekası için omuz omuza “hayır” oyu için emek veren her partiden her bir yurttaşa teşekkür ediyorum.
Daha sonra esnaf ziyareti yapan Umut Oran, Isparta merkezin ardından Eğirdir’e giderek partililerle buluştu.