“ÖĞRETMENLER MUTLU DEĞİL”
Öğretmenlerin mutlu olmadığını, 3600 ek gösterge ile ilgili hala bir adım atılmadığını ifade eden Gürer, “Her gelen konuşmacı burada düşüncelerini ifade etti ama onun dışında ‘sizlerin de gittiğini düşünüyorum’ okula gittiğiniz zaman öğretmen odasına giriyorsunuz, öğretmenlere baktığınızda birisi sözleşmeli, birisi vekil, birisi kısmi zamanlı, ücretli… Mutsuzlukları yüzlerine yansıyor. Ayrı ayrı ücretlerle, ayrı ayrı özlük haklarıyla öğretmenlik yaptırmaya çalışıyoruz. Öğretmenler bu konuda gerçekten mağdur. Ucuz iş gücünü öğretmenlik mesleğine de getirerek onların mağduriyeti üzerinden eğitimin yürüyeceğini sanıyoruz. Kendi sorunu olan bir insanın, öğrencilerine iyi eğitim verebileceğini düşünmek büyük bir yanılgı. Önce öğretmenler arasındaki bu ayrımı ortadan kaldırmamız gerekiyor” dedi.
“ÖĞRETMEN ATAMALARINI YAPIN, ENGELLİ ÖĞRETMENLERİMİZİ UNUTMAYIN”
100 bin öğretmen açığı olduğunu, 400 bin atama bekleyen öğretmenin bulunduğunu hatırlatan Ömer Fethi Gürer, “Bu öğretmen açığının da öğretmenlerin kadroları verilerek bir an önce giderilmesi gerekir. Ama arkadaşlar, düşündürücü olan şu ki sınırlı sayıda engelli öğretmenimiz var, o engeli öğretmenlerin dahi ataması yapılmıyor, bunu anlayabilmek mümkün değil. Öğretmen açığı var, ataması yapılabilecek durumda öğretmenlerimiz var, bu açığın giderilmemesi eğitim için büyük bir ihtiyaç, boşluk olduğunu düşünüyorum” dedi.
“OKULDA HİZMETLİ SORUNU VAR”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, okulda görev yapan hizmetlilerinde sorunlarına değindi. Gürer, “Okula gittiğimiz zaman gözlediğimiz bir durum daha var, okulda çalışanlar. "Hizmetli" adı altında geçmişte her okulda görevli vardı ve onlar çocuklarımızla öğretmen kadar ilgilenen kişilerdi. Ama şimdi, Toplum Yararına Programlar projesi kapsamında on ay çalıştırıp iki ay işsiz bıraktığımız, iş sürekliliği olmayanlar var. Onların yanında, okul-aile birliği tarafından işe alınan, ücret ödenenler var. Bunlar, sürekliliği olmadığı için kendi sorunlarıyla baş başa olan ve hakları ne yazık ki göz göre göre yenen kesimler. Toplum Yararı Programı projesi kapsamında çalışan, okul-aile birliği kapsamında çalışanların da mutlak surette hizmetli kadrolarına alınması ve okullarda öğretmenlerin yalnız kadrolu olmasının yanında, hizmetlilerin de kadrolu olarak çalıştırılması gerekir” dedi.
“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKULLARA BAKMIYOR”
CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer konuşmasında okulların durumuna da değindi. Gürer, “Okula gidiyorsunuz, okulun ihtiyacı var, okul-aile birliği yardım topluyor, "Okulu badana yaptıralım, okulun diğer ihtiyacını karşılayalım." diye, o da yetmeyince belediyelere gidiyor. Sanırsınız ki Millî Eğitimi devlet yönetiyor. Hayırseverler okul yaptıracak, belediyeler ki CHP'li belediyeler çoğu yerde örnektir, okul yaptırıyorlar, onlar okul yaptıracak; öğretmenler kadrolu, ücretli, sözleşmeli ayrımına tabi olacak, sonra da bu Millî Eğitimden başarı bekleyeceksiniz” dedi.
“ÖZEL REHABİLİTASYON ÖĞRETMENLERİ DE KADROYA ALINSIN”
Özel rehabilitasyon merkezlerindeki ağır koşullarda çalışan öğretmenlerin sorunlarına da değinen Gürer, “Özel rehabilitasyon merkezleri var, oraya gidiyorsunuz, orada da çok ağır koşullarda çalışan öğretmenlerimiz var. Millî Eğitim Bakanlığı bu arkadaşları kadroya alıp neden kadrolu öğretmen olarak bunların çalışmasını sağlamıyor? Keza, Halk Eğitimdeki öğretici statüsündekilerin de Millî Eğitimin kadrosuna alınarak bunların da öğretmen olarak kadrolarının verilmesi gerekiyor. Kadrolu, sözleşmeli, vekil, kısmi zamanlı çalışan, ücretli gibi ayrışımları bitirerek öğretmenlerin daha başarılı olmalarının yolu açılmalıdır” dedi.
“MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ YAZBOZ TAHTASINA DÖNDÜ”
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde her bakan değiştiğinde uygulamaların değiştiğini hatırlatan Gürer, “Millî Eğitim bu anlamda yazboz tahtasına döndü. Millî Eğitim dediğimiz, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği demek. Bu anlamda yapılan düzenlemelerde "Bugün bunu geçirelim de yarın başkasını da hazırlayalım." mantığı doğru bir mantık değil. Biraz evvel komisyon başkanın, arkadaşların önerileri konusunda söylediği sözü de bu konuda biraz garipsedim "Bugün bunları geçirelim, bir dahaki sefere de diğerini geçiririz." Öyle bir şey olmaz. Bütüncül olarak millî eğitim ele alınmadığı için sorunlarımız giderek derinleşiyor, artıyor. Bugün OECD ülkeleri içinde, PISA değerlendirmelerinde eğer son sıralarda yer alıyorsak bu ayıbı hepimiz oturup düşünmek zorundayız. Öğretmeni, hizmetlisi, eğitimi, kalitesi bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde sorunlar daha açık ortaya çıkar. Ayrıca, endüstri meslek liselerinde görev yapan teknik öğretmenlerin sorunları var, bunlara da bakmak lazım” dedi.
“TAŞIMALI EĞİTİM UCUBESİNE ÇÖZÜM GETİRİN”
Gürer konuşmasının son bölümünde de taşımalı eğitime değindi. Kapanan köy okullarının harap olduğunu ve taşımalı eğitimde kız çocuklarının eğitimden koptuğunu hatırlatan CHP’li Gürer, “Bir de taşımalı eğitim ucubesi var. Biliyorsunuz, köylerdeki okullar kapandı, o okullar harap oluyor, 1 milyon 300 bin çocuk servislerle eğitim için taşınıyor. Bu sistemde özellikle kız çocuklarımız mağduriyet yaşıyor. Köylerde okul kalmadı. Bu taşımalı mantığından vazgeçip köylerde yeniden okulların varlığını sağlayacak düzenlemeler konusunda daha önceki bakanların da birkaç kez açıklamaları vardı ama taşımalı eğitime yönelik de görebildiğim kadarıyla bu aşamada bir çalışma yok. Taşımalı eğitimin kendi içinde sorunları var. Çocukların öğle yemeği yemekten tutun da sabah erken saatte okula gidiş geliş yaptıklarında yaşadıkları sorunların ötesinde, ailelerin çocukları ile okul arasındaki birlikteliği sağlamada sorun yaşadıkları bir gerçek. Son söz; Eğitimi yeniden şekillendireceksek ve doğru anlamda çocuklarımızın iyi eğitim almasını sağlayacaksak önce eğitimde görev alanların sorunlarını çözmeliyiz ve bu anlamda eğitimin kalitesini yükseltmeliyiz” dedi.