Araştırma komisyonu kurulmasını isteyen CHP’li Emre, “Yoksulluk sınırının 10 bin TL’yi aştığı, buna karşın asgari ücretin net 2 bin 825 lira olduğu, genç işsizliğin yüzde 30’lara dayandığı bir ortamda; kamuda çifter maaş alanların olması, sorunu, maaş konusu olmanın ötesinde halk nazarında devlete güvenin sorgulanmasına dönüştürmektedir” dedi.
CHP’li Emre, TBMM Başkanlığına verdiği araştırma önergesinin gerekçesinde, devlet yetkisini kullananların belli erdemler taşıması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
Adalet ve liyakati esas almayan yöneticiler, toplumlar için felakettir
Siyaset bilimine yön veren düşünürlerden Platon’un, birçok açıdan yorumlanan “Ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof” sözü, devleti yönetecek kişilerde belli erdemlerin bulunması gerekliliğine işaret etmektedir. Bu erdemlerin başında da adalet, liyakat ve kişisel çıkar ile hırslarından arınma gelmektedir. Bu erdemlere sahip ve yönetim anlayışına bunu yansıtan kişiler, yetkilerini, toplumun kalkınması ve ilerlemesi yönünde kullanırken, aksi durum tam bir felakettir ki bunun en yakın örneği Nazi Almanya’sındaki Adolf Hitler’dir.
AKP’nin ne ismindeki adaletten ne de kalkınmadan bahsedilebilir
Adalet ve Kalkınma Partisi, tek başına iktidarının yirminci yılına girerken ne yazık ki hala devleti yönetme, devlet yetkisini kullanma yetisine haiz değildir. Geride kalan yirmi yılda sayısız hukuksuzluklara imza atıldığı gibi yeterliliği olmayan kişilere teslim edilen eğitimden sağlığa hemen hemen her alan sorunlarla doludur. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ne ismindeki adaletten ne de kalkınmadan bahsedilebilmektedir.
Bakan yardımcılığı ilk adımdı
Birçok örneğini sıralayabileceğimiz bu adaletsizliklerin yoğun yaşandığı alanların başında, kamu kurum ve kuruluşlarının adeta arpalığa dönüştürülmesi gelmektedir. Bunun ilk adımı; AKP’de listelere alınmayan eski milletvekillerinin ‘küskünler hareketi’ne dönüşmesini engellemek amacıyla ‘bakan yardımcılığı’ adı altında bürokraside ne iş yaptığı belirsiz bir makamın oluşturulmasıyla atılırken, son yıllarda buna, birden fazla maaş bağlanması da eklenmiştir. Kişiye göre iş anlayışına dayalı bakış açısının ortaya çıkardığı sonuç, devlet kadrolarının kişisel zenginleşmenin aracı haline gelmesidir.
Birden fazla maaşla aylık gelirleri 100 bini aşanlar var
Ulusal basına yansıyan haberlerle; kamu kurum ve kuruluşlarında birden fazla maaş alanların sayısının, AKP’li üst düzey bürokratların büyük çoğunluğunu kapsadığı görülmektedir. Buna göre, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan birçok bürokrat bulundukları görevlerin yanı sıra ya kamu iktisadi teşebbüsleri ya kamu bankaları ya da kamunun temsilci bulundurduğu şirketlerin yönetim kurullarında görevlendirilerek, toplam 100 bin liraya, hatta daha üstüne çıkan maaşlar alabilmektedir.
Halk nazarında devlete güven sorgulanmaya başladı
Yoksulluk sınırının 10 bin TL’yi aştığı, buna karşın asgari ücretin net 2 bin 825 lira olduğu, genç işsizliğin yüzde 30’lara dayandığı bir ortamda; kamuda çifter maaş alanların olması, sorunu, maaş konusu olmanın ötesinde halk nazarında devlete güvenin sorgulanmasına dönüştürmektedir.
Bu çürümüşlüğe son verilmeli, fazladan ödenen maaşlar geri alınmalı
İktidardaki parti AKP’nin çürümüşlüğünün göstergesi olan kamuda birden fazla maaş uygulamasının devlete olan güveni daha fazla tahrip etmesini engellemek amacıyla kimlerin birden fazla maaş aldığının belirlenmesi ve bu maaşların geri iadesinin sağlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulması yerinde olacaktır.