Rukiye Ay, kahvaltıyı hazırlayarak eşini uyandırdı, ancak “Gece uykusuz kaldım, beni niye uyandırdın” diyen Ali Ay, demlikteki kaynar suyu eşinin üzerine döktü, bu sırada ufak çocuğunun üzerine de sıcak su sıçradı. Ali Ay’ın yargılandığı davaya bugün Konya’da devam edildi.
İktidarın analara cenneti vadetmekten öteye gidemezken kadınların bu dünya da cehennemi yaşadıklarını öne süren Nazlıaka, şöyle konuştu:
''Bugün, sadece kahvaltıya erken çağırdı bahanesiyle kaynar su dökülerek şiddete uğrayan kız kardeşimiz Rukiye’nin yanında olmak için değil, aynı zamanda kendini hayatın merkezinde sanan eril zihniyete “dur” demek için buradayız. İşte şimdi ayakta, dimdik ve güçlüyüz! Yaralarımızı haklı mücadelemizle sarıyoruz, dayanışmamızla
cesaretimizi büyütüyoruz.
Faillerin, potansiyel suçluların sırtı sıvazlayan anlayış yaygınlaştıkça, biz kadınlar; sokak sokak, mahalle mahalle, şehir şehir yan yana geliyoruz. Örgütlenerek tüm haklarımıza sahip çıkıyoruz. İnsanca, eşit, güvenli ve güvenceli bir yaşam talebimizden vazgeçmiyoruz. Adliye saraylarında dayanışıyor, yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz. Şunun çok iyi farkındayız ki; hak, hukuk, adalet biz mücadele etmeden gelmeyecek. O güzel günleri ilmek ilmek, dirençle örerek getireceğiz. Kahvaltının saatini, yemeğin tuzunu, çocuğun ağlamasını bahane ederek kadına şiddet uygulayana, eşitlik mücadelemizle cevap vereceğiz. Aileyi kutsarken kadını birey olarak görmeyen ve dört duvar arasına sıkıştırmaya çalışan bu siyasi iktidar, analara cenneti vadetmekten öteye gitmedi. Kadınlar, çocuklar bu dünyada cehennemi yaşıyor. Düşündüklerini ifade edemiyor, rahatça sokakta dolaşamıyor, hakkını arayamıyor. En temel hakları olan yaşam hakları bile tehdit altındayken, yardım çığlıklarını sosyal medyadan duyurmak zorunda kalıyor. Kadınlar, en çok en yakınlarından şiddet görüyor. Şiddete, en güvenli yer olduğunu düşündükleri evlerinde uğruyor. Bu ülkenin başkentinde bir kız çocuğu internetten satılmaya çalışılıyor. Kadınlar çantalarında şikâyet dilekçeleriyle öldürülüyor, barışmak istemediği için kapısına bomba düzenekleri kuruluyor. Bu mu, sizin kadınlara reva gördüğünüz yaşam, bu mu kutsal aile yapısı? Bu mu, kongrelerde avaz avaz ilan ettiğiniz demokrasi şölenleri? Bugün Rukiye’nin, yarın Rukiye ile birlikte diğer şiddet gören tüm kız kardeşlerimizin yanında olacağız. Şu an yargılaması devam eden sanık Ali Ay tutuklu ise, bu kadınların mücadelesi sayesinde olmuştur. Biz kadınlar, hiç kimsenin geleceğinin çalınmasına izin vermeyeceğiz. Ölümü ve şiddeti kutsayan bu düzeni değiştireceğiz. Kuşkusuz o gün; kadınları tehdit ederken aslan kesilen ama indirim almak için duruşma salonlarında çırpınanların ahlakını da yerle bir etmiş olacağız. Rukiye’nin vücudundaki yanık izleri elbet bir gün geçecek ama kalbinde açılan yara hiç kapanmayacak. İşte biz; biraz olsun onun yaralarına merhem olmak için buradayız. Kurmaya çalıştığımız eşit, özgür, demokratik, laik, güvenceli bir geleceğin peşini asla bırakmayacağız! Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için…''