AKÇAY'DAN PROGRAM GÖRÜŞMELERİNDE AKP'LİLERE MANİDAR ÇIKIŞ:
“YOLSUZLUKLA MÜCADELEYİ AMERİKAN SAVCISINA MI DEVRETTİNİZ?”
*Hükümet programının meclis görüşmelerinde MHP’nin görüşlerini anlatan Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Hükümetin şeffaflığı programdan çıkarmasını şeffaf olmadıklarının ve şeffaf olmayacaklarının bir göstergesidir. Türkiye kurum ve kurallarıyla yönetilmiyor. Türkiye şahsi ve keyfi bir yönetim altındadır” dedi. Binali Yıldırım’ın başbakanlığında kurulan 65 inci hükümet programının görüşmeleri meclis genel kurulunda gerçekleştirildi. Milliyetçi Hareket Partisi adına kürsüye çıkan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay hükümetin programını “kes-kopyala-yapıştır” olarak nitelendirdi. Hükümet programında şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele konularının olmadığını belirten MHP’li Akçay, “Davutoğlu hükümetinin programında yer alan ŞEFFAFLIK bölümü tamamen çıkarılmış. Fiili durumun resmileştirilmesi böyle bir şey olsa gerek. Zaten şeffaflıktan, denetimden, sorumluluktan uzak bir zihniyetiniz var. Hükümetin şeffaflığı programdan çıkarmasını şeffaf olmadıklarının ve şeffaf olmayacaklarının bir göstergesi olarak değerlendiriyorum. Davutoğlu’nun programında sadece 2 kelime yolsuzluk ibaresi geçiyordu. Bu programda yolsuzlukla mücadele hiç yok. Yolsuzlukla mücadeleyi ABD başsavcısı Bharara’ya havale mi ettiniz?” dedi. TBMM SARAY'IN BAHÇESİ Mİ? Binali Yıldırım hükümetinin kuruluş sürecine de değinen MHP’li Akçay, “Son 21 ayda 3 hükümet gördük. Hükümetlerin ortalama ömrü 7 ay. Yüzde 49,5 oyla 317 milletvekili kazanarak iktidar olan Başbakan Davutoğlu’nun 64 üncü hükümetinin ömrü 6 ay sürdü. Tek parti iktidarının istikrar sağlayacağını, uyum olacağını iddia edenlerin bu tablo karşısında ne diyeceklerini merak ediyoruz. Davutoğlu’nun Başbakanlığı ve genel başkanlığı bırakma gerekçesi olarak söyledikleri tam bir darbe itirafıdır. Ne oldu; kim, hangi hakla, hangi yetkiyle hükümeti bozdu? TBMM saray bahçesi midir, saltanat kayığı mıdır? Her fırsatta milli irade diyenler, “beni milli irade seçti” diyenler bugün milli iradeyi hiçe saymaktadır. Sonuçta, atamayla gelen başbakan darbeyle gitmiştir. Bugün millet iradesi Beştepe’nin iradesi altında ezilmektedir. Millet iradesi tek kişinin keyfine göre iğdiş edilmiştir. Sarayda konseyler adı altında paralel hükümetler oluşturuldu. Bugün Anayasa çiğnenerek, hukuk yerle bir edilerek oluşturulan hükümetin meşruiyeti yoktur.” dedi. BAŞKANLIK KEYFİ YÖNETİM ARAYIŞINA ANAYASAL KILIF Akçay konuşmasında AKP’nin başkanlık sistemine ilişkin önerilerini de değerlendirdi. AKP’nin meselesinin üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğuna dikkat çeken MHP’li Akçay, “Başkanlık adı altında sunduğunuz hayali önerilerde esas amacınız şahsi ve keyfi bir yönetime Anayasal kılıf bulmaktır. Türkiye kurum ve kurallarıyla yönetilmiyor. Türkiye şahsi ve keyfi bir yönetim altındadır. Ülkemiz bir devlet ve yönetim krizi içindedir. AKP iktidarının hükümet etme ve devleti yönetme bilinci yoktur. Anayasa, kanun, hukuk hiçe sayılmaktadır. İktidar sahipleri merdiven altı siyaset yapmaktadır. Yönetemeyenler kabahati kendinde arayacaklarına suçu sisteme ve Anayasaya yükleyerek sorumluluktan kaçmaya çalışıyorlar.” dedi. UYUMLULUK ANCAK DİKTATÖRLÜKTE ARANIR AKP’nin uyumluluk adı altında yönetememe sorununu sisteme yüklemek istediğini belirten MHP’li Akçay AKP’ye aralarındaki kişisel uyumu bırakarak Anayasa’ya, hukuka, kurallara uyma tavsiyesinde bulundu. Başbakan Yıldırım’ın “uyum içerisinde çalışacağız” sözlerini eleştiren MHP’li Akçay, “Demokrasilerde uyumluluk aranmaz. Uyumluluk ancak diktatörlükte aranır. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir ülke ise kamu yönetiminin her kademesindeki görevlileri ne yapacağız? Yani muhtarından valisine, kaymakamından belediye başkanına kadar herkesin Erdoğan’la uyumlu olmasını mı arayacağız?” dedi. AKP’nin Anayasa hedefinin iki maddelik bir metin olduğunu belirten MHP’li Akçay AKP’nin Anayasa hedefini şu şekilde belirtti: “Madde 1- Erdoğan'ın her zaman haklıdır. Madde 2- Erdoğan'ın haksız olduğu durumlarda 1'inci madde geçerlidir.” PROGRAMDA TERÖRLE MÜCADELENİN NASIL YAPILACAĞI YOK AKP’nin terörle mücadele politikasını eleştiren MHP’li Akçay Hükümet programında terörle mücadele bahsinin sadece 4 paragrafta geçtiğini, ancak bu mücadelenin nasıl yapılacağının hükümetten bilen ve konuşan olmadığını söyledi. Akçay konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün yaşadığımız sürecin çözüm süreciyle ilişkisini bilmeyen yoktur. 1 Kasım seçimlerine giderken AKP’nin seçim beyannamesinde “Çözüm Sürecini kararlıkla sürdüreceğiz.” ibaresi tarihi bir vesika olarak yerinde durmaktadır. Peki hiç kendinize sordunuz mu, “çözüm süreci” diyerek teröristlere göz yummasaydınız, neler olmayacaktı? PKK şehirlere bombalar, patlayıcılar, silahlar yığamayacak; tüneller açılamayacak; barikatlar kurulamayacaktı. PKK şehirlere teröristleri yığamayacaktı. PKK’nın bölücü talepleri ve söylemleri siyasi alana taşınmayacaktı. Terör örgütü ülke yönetimine ortak edilemeyecekti. Teröristler yol kesip, haraç toplayamayacak; mahkemeler kuramayacaktı. Kamu yönetimi terörist faaliyetler karşısında aciz konuma düşmeyecekti. PKK “silah bırakıyorum” diye hükümeti kandıramayacaktı. Hastaneler, okullar, camiler terörist saldırılara hedef olmayacaktı.”Son Güncelleme: 28.05.2016 14:41