Açıkel, mecburi uzaktan eğitimin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitim için kapsamlı bir eylem planının olmadığını, bakanlığın Fatih Projesi gibi yanlış ve plansız teknolojik yatırımlarla yıllarca oyalandığını ve Fatih Projesi’nin israf ve iflas projesine dönüştüğünü kanıtlamış olduğunu söyledi.  

21. Yüzyılda, uzaktan eğitim için televizyon yayınına mecbur kalınması ve bu bağlamda TRT üzerinden yeni kanallar kurulmasının AKP iktidarının eğitimde de çağın gerekli teknolojik düzeyini yakalayamadığını göstermekte olduğunu vurgulayan Açıkel, AKP’nin eğitim sistemi gibi eğitim altyapısının da dünya ile rekabete, bilgi ekonomisine ve Endüstri 4.0’ın gereklerine yanıt vermediğini söyledi.

‘Fatih Projesi, İsraf ve İflasın Projesi oldu’
Açıkel, Fatih Projesinin eğitimde fırsat eşitsizliklerini kaldıracağı söylemleri ve asrın projesi olacağı şeklinde değerlendirmelerle öne çıkartıldığını ve 2010 yılında başlatıldığını hatırlatarak bu süreçte okullarda akıllı tahta vb. uygulamaların yanı sıra öğrencilere yaklaşık 1,5 milyon adet tablet bilgisayar dağıtıldığını söyledi. Açıkel proje ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Recep Tayyip Erdoğan, 2015 yılında Fatih Projesi Tablet Dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, 2016 yılından itibaren dört yıl içinde 10 milyon 600 bin tablet bilgisayarın öğrencilere teslim edileceğini söylemişti ancak bu tabletlerin de dağıtılmadı. Bugün geldiğimiz noktada aradan yaklaşık 10 yıl geçmesine ve milyarlarca lira kaynak hem tablet dağıtımına hem de okullardaki diğer çalışmalara harcanmasına rağmen, eğitimde teknoloji destekli bir sürecin işlemediğini görmekteyiz. Proje için harcandığı söylenen 3,4 Milyar TL’nin nerelere aktarıldığı sorusu önemini korumakta.”

‘AKP’nin Eğitim Sistemi Gibi Eğitim Altyapısı da Çağın Gereklerine Yanıt Vermiyor’
Açıkel, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yaptığı açıklamalarda 1 haftalık bir süre içerisinde böyle bir hazırlık yaptıklarını söylemesinin de bu konudaki politika ve hazırlık eksikliğini gözler önüne serdiğini söyledi. Uzaktan eğitimin başlamasıyla, AKP iktidarının teknolojik olarak olduğu gibi içerik olarak da böyle bir uygulamaya hazır olmadığının görüldüğünün altını çizen Açıkel, pedagojik olarak uygun olmayan, tarihi çarpıtan ve endoktrinasyon amacı taşıyan bazı içeriklerin öğrencilere sunulması kabul edilebilir değildir değerlendirmesinde bulundu. 
Açıkel, böyle olağanüstü dönemlerde göz ardı edilebilecek, teknik bazı aksaklıkların mümkün olduğunu ancak bugün yaşanan sorunun, bunun çok daha ötesinde bir plansızlık krizi olduğunu vurguladı.  

AKP’nin plansız politikalarına dikkat çeken Açıkel, şu değerlendirmelerde bulundu: “Maalesef, eğitim teknolojilerine erişimin yaygınlaştırılması ve ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümünü kolaylaştırmak için çok daha verimli geçirilmesi gereken yıllar, AKP iktidarı tarafından plansız bir şekilde tüketilmiştir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sıklıkla vurguladığı, Türkiye’nin 5 temel sorunundan birisi olan eğitim konusunda da AKP, Türkiye’yi geriletmiş ve küresel liglerde rekabet edemez bir noktaya sürüklemiştir. Türkiye’nin ihtiyacı; eğitimi merkeze alan bir şekilde, kapsamlı bir teknoloji baharının başlatılması ve memleketin dört bir yanındaki öğrencilerimizin eğitime erişiminin önündeki engelleri gerçekten kaldırarak, nitelikli ve sürdürülebilir bir eğitim ve teknoloji politikasıdır. CHP olarak yıllardır vurguladığımız, eğitime bütçeden ayrılan kaynağın artırılması ve etkin kullanımı ile MEB bütçesindeki yatırım bütçesine ayrılan payın planlı şekilde harcanmasının gerekliliği bugün önemini bir kez daha göstermektedir.”