İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem, Başbakan Yardımcısı ve Hükûmet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında değindiği “yeni anayasa” ve “başkanlık sistemine” ilişkin açıklamalarına sert tepki gösterdi.
“HARUN” OLARAK MI, “KARUN” OLARAK MI?
Türkiye’deki sistemsel tıkanıklığın yapısal olmadığına vurgu yapan Erdem, “Sn. Kurtulmuş'un Başkanlık sistemi ile ilgili ifadeleri düşündürücü. Numan Kurtulmuş, Harun olarak mı konuşuyor, Karun olarak mı? Geçmişte ‘Harun’luktan Karun'luğa geçmiş bir hareket’ olarak tanımladığı AKP'ye geçtikten sonra, tüm eski doğrularını rafa kaldırdı. Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ölüm fermanına müşteri arayan açıklamalar yapıyor. Türkiye'nin sistem değişikliğine ihtiyacı yoktur. AKP'nin iddia ettiği gibi bir sistemsel tıkanıklık var mıdır? Evet vardır. Ama bu tıkanıklık, yapısal nedenlerle gerçekleşmemektedir. Bu tıkanıklığın tek sebebi, AKP'nin devleti örgütleme biçiminden kaynaklıdır. Liyakatsiz, tarikat yoldaşlığına dayanan örgütlenme nedeniyle, devlet çökmüştür. Bunu sisteme fatura etmek, en açık haliyle pişkinliktir.” dedi.
SORUN, KOLTUK VERİLMİŞ LİYAKATSİZ KİŞİLERDE!
Liyakat olmadığı sürece aynı sıkıntıların Başkanlık geldiğinde de yaşanacağını belirten CHP’li Erdem, “Şimdi Başkanlık gelince tıkanıklık çözülecek diyorlar. Nasıl çözülecek? Sorun sistemde değil ki. Falanca makamda oturan, oraya tarikat bağları sayesinde getirilmiş liyakatsiz kişide. Sistem değişince, o kişi o masada oturmaya devam edecek. O kişiyi, o masadan kaldırmanın yolu, devlette liyakattir. Liyakat gelirse, sorun çözülür. İşi ehline verirseniz, tıkanıklık giderilir. Dertler biter.” dedi.
BUNLARIN TEK DERDİ YANGINDAN MAL KAÇIRMAK!
Milli iradeye saygısı olmadığını belirten CHP’li Erdem, “Başkanlık çözüm değil, sorunu büyütmektir. Bizim liyakatli kadrolar elinde tıkır tıkır işleyebilecek bir sistemimiz var. Eksikleri, gedikleri yok mu? Var. Oturulur, konuşulur, düzeltilir. Ortak noktaya ulaşılır. Ama ben sistemi değiştireceğim demek, sorunları büyütür. Milletimiz yoksullaşıyor. Taşeron işçiye kadro dediler, hala bir adım atmadılar. İnsanımız yoksul, sefalete itilmiş. Dolar her gün artıyor. Terör sürekli can alıyor. Ülkede kaos almış yürümüş, bunların derdi ne? Başkanlık. Mahalle yanarken, arsız tüccar kravatını düzlermiş. Aynı o misal.
Yangın sistem yüzünden çıkmadı. Bu sistemi taşıyamayan, tarikat bağları üzerinden sisteme insan yerleştiren sonradan görmeler yüzünden çıktı. Şimdi yangın yanarken, bir kişiyi nasıl sultan yaparız diye tartışıyorlar. Eğer bu milleti zerre kadar sevselerdi, bu milletin sahici dertlerine derman bulmak için OHAL'i kaldırıp, Meclis’te darbeye karşı yiğitçe direnmiş milli iradeyle sorunları masaya yatırırlardı. Ama bunların tek derdi, yangından mal kaçırmaktır” dedi.
Son Güncelleme: 15.11.2016 11:15