Özel’in tirihi uyarılarla dolu konuşması şöyle:
“Daha önce de bir kez ifade etmiştim. Bu kürsüye bir milletvekilinin ilk kez geldiği günü size hatırlatmak isterim. Bu kürsüye ilk kez milletvekili seçildiğimizde rozetimizi taktıktan, kaydımızı yaptırdıktan sonra yemin töreni için geliriz. Geçmişinizde çok farklı kürsülerin çok mahir bir hatibi olabilirsiniz, geldiğiniz bir örgütün, bir teşkilatın en kıdemlisi, en kudretlisi olabilirsiniz, diksiyonunuz çok iyi olabilir, televizyon programları yapıyor olabilirsiniz; 20 ciltlik kitabınız vardır ama son derece basit bir metni eksiksiz tamamlamanın heyecanı, telaşı, yapamamanın kaygısı vardır. Oradan buraya gelirken hiç kurumadığı kadar ağzınız kurumaya, ayaklarınız dolaşmaya başlar. Kazasız belasız o metni okursanız, heyecanınızdan bir şey olmaz da sıralara kadar varır genel başkanın elini sıkarsanız, o dakikadan sonra üzerinizden büyük bir yük kalkar ve bir anda, sizi yetiştirenleri, örneğin ilkokul öğretmeninizi hatırlarsınız; anneanneyi, dedeyi, babaanneyi... Kendinden gurur duyma hâli değildir bu, onların sizinle duyduğu gurura sevinme hâlidir. Çünkü bu ülkede, bu ülkenin kurucularının canı kanı pahasına kurtardıkları ve kurdukları bu Mecliste çok önemli bir görevi, yasamayı ve yürütmeyi bu ülkenin o yürekli, güzel, bazen mağdur, bazen fakir, aç ama onurlu insanları adına yapacaksınızdır.
Bu yapılan görevin, üzerinizdeki yükü son derece ağırdır. Dürüstlük yemini etmişsinizdir namus ve şeref üzerine. Bu yemin, yaptığınız tüm faaliyetleri, atacağınız oyu, söyleyeceğiniz sözü bağlar. Anayasa'ya sadakat, İç Tüzük'e bağlılık, artık sizin için terk edilmemesi gereken, onurunuz ve şerefinizle teminat altına almış olduğunuz önemli metinlerdir. Boşuna metinler değildir, toplumsal bir mutabakatla yazılmıştır. Geçmişten ders almıştır ama aşkın zamanlıdır, ileriye doğru yazılmıştır. Ülkeler vardır yüz altmış yıldır aynı metinle -dokunmadan- yönetilmenin gururunu taşırlar. Bize bu gururu yaşatmadılar, darbeler oldu, metinler değişti ama burada yazan yazı "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." Haziran 1919'dan beri, Amasya Tamimi'nden beri milletin gönlüne yazıldı. Bu ağır yükü hep beraber taşıyoruz. Geçtiğimiz ilk turda yine 5'inci maddede, yine Meclisin görevlerinde buraya çıkıp, 23 Nisan 1920'de bir saraydan, saltanattan, bir aileden alınan egemenliğin buraya yani halkın ta kendisine taşındığını söylemiştik. Bu madde, şimdi egemenliği buradan yani halktan alıp bir başka saraya taşımak, seçilmişler yerine bir seçilmişin atadıklarıyla ülkeyi yönetmek, o ki sizin yerinize kanun yapmak, denetiminizden kaçmak ve bu ülkenin o ilkokul öğretmeninizin sizi yetiştirirken hayal bile belki edemediği ama televizyonda gördüğünde gözyaşlarını tutamadığı bu önemli görevi onun yerine yapmak yerine bunu vermek. Biz buna itiraz ettik, biz bunu görünür kılmak istedik. Gecenin üçüydü, bir mahcubiyet vardı, bir karartma vardı, televizyon yoktu, yayın yoktu, kimsenin haberi yoktu yapılmaya çalışılan işten ve dedik ki: "Bu milletin kürsüsünü sembolik olarak burada korumaya alıyoruz." Alkışlarla başladık ancak yaşanmaması gereken şeyler yaşandı. Hepimiz üzüldük, hepimiz yaşananlardan utandık, hepimiz kaygı duyduk.
Bugün bu kürsüyü yine koruma altına alacağız, bu kürsüyü milletvekilleri yine koruma altına alacak. Bu kez bu kürsüyü korumak için arkadaşlarımı davet etmiyorum. Bugün bu kürsüyü korumak için burada oy kullanacak olan 550 milletvekilinin bu kürsüyü vicdanlarına emanet ediyoruz.
Bugün bu kürsüyü Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri gelip korumayacak. Bu kürsüyü korumak için sizi yetiştiren öğretmenlerinizin, annenizin, babanızın, dedenizin, ninenizin daha belki hiç doğmamış ama ileride evlattan çok seveceğinize hepimizin emin olduğu torunlarınızın sizden beklentileri üzerine bir kutsal emanete ihanet etmek yerine onu alıp da 1 Kasımda yetkiyi alıp dört yıl boyunca hakkını verip dört yıl sonra açık bir alınla gidip emaneti millete teslim etmek yerine bugünkü bu metinle bu emaneti bir başkalarına kullansın diye verip halkın karşısına utançla çıkmamak için gelecekte 23 Nisan 1920 Meclisinin torunları bu ülkenin dört bir yanında dedeleriyle gurur duyuyorken siz de benzer bir gururu yaşayın diye bugün bu irade teslimine "hayır" deyin. Meclis vicdanlarınıza emanettir arkadaşlar.”