CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ATO Congresium’da ARTANKARA 7. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı’nı gezdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de Kılıçdaroğlu’na eşlik etti. Kılıçdaroğlu eser sahipleriyle sohbet etti.
Kılıçdaroğlu, stantları gezerken küçük bir kaza yaşandı. Küçük parçalar biraraya getirilerek oluşturulmuş olan Ankara Kent Konseyi’nin Uluslararası Katılımcılık Ödülü dağıldı. Ancak çalışanlar daha sonra ödülün parçalarını tekrar birleştirdi.
AKŞENER DE GELDİ
Kılıçdaroğlu Sosyal Yardımlaşma, Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı’nın Tohumluk standındaki taburelerinde kısa bir süre oturdu. Kılıçdaroğlu sergi gezisini sürdürürken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de sergiyi gezmeye geldi.
Kılıçdaroğlu fuar gezisinden ayrılarak dışarıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
BAHÇELİ’NİN ANAYASA MAHKEMESİ KAPATILSIN ÇAĞRISI: Hukukun olmadığı, Anayasa’nın ayaklar altına alındığı yerde Anayasa Mahkemesi’ne gerek yok’ açıklamasıdır, herhalde bu açıklama. Doğru bir açıklama değil. Devletin bütün kurumlarının korunması lazım. O kurumların başında da Anayasa Mahkemesi geliyor. Anayasa Mahkemesi kararlarını, atamaları eleştirebiliriz, ama kurum olarak Anayasa Mahkemesi’nin korunması çok önemli. Can ve mal güvenliği, özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet için önemlidir. Başvurduğumuz en son yargı makamıdır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’ni gelin kapatın demek, doğru bir yaklaşım değildir.
BAHÇELİ BÜTÜN SİYASAL GELECEĞİNİ ERDOĞAN’A PARALEL KILDI: (Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi çıkışı için Akşener’in “Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için” yorumu yaptığının anımsatılması üzerine) Sayın Bahçeli bütün siyasal geleceğini Sayın Erdoğan’ın geleceğine paralel kıldı. Eğer kişi ‘Erdoğan yoksa ben de yokum, ben olursam Erdoğan var’ noktasına gelmişse bu tür açıklamalar olabilir Bahçeli tarafından.
ŞENTOP’A “ASLINDA KENDİSİNİN PİŞMAN OLMASI LAZIM” YANITI: TBMM Başkanı’nın bu sözü bulunduğu koltuğa yakışmıyor. Ne demek pişman ederim, aslında kendisinin pişman olması lazım. İçtüzüğün ön gördüğü kurallar çiğneniyor. TBMM’ye sabotaj yapılıyor. Kurallar çiğnendikten sonra Saray’dan gelen talimat yerine getiriliyor, yeniden toplantılar yapılıyor. İçtüzüğe göre bir yıl parlamentoya gelmemesi gereken yasa teklifi, toplanılıyor ve yeniden görüşülmeye başlanılıyor. Bu açıkça ‘ben Anayasa’yı, İçtüzüğü istediğim zaman ihlal ederim, ben yasaları istediğim şekliyle yorumlarım, ben Meclis Başkanıyım, Meclis Başkanı olmamın temel amacı şu, ben koltuğumu Sayın Erdoğan'a borçluyum, Erdoğan’dan bir talimat gelirse yerine getiririm, Erdoğan öl derse ölürüm, kal derse kalırım… Zaten Erdoğan’ın parlamentoda çok ciddi bir grubu var, bunların tamamı Saray’ın milletvekilleri, Erdoğan el kaldırınca hep beraber el kaldırıyoruz, el indir deyince hep beraber el indiriyoruz… Dolayısıyla parlamentodaki yasa neyi getirir, neyi götürür bunlar asla düşünülmüyor. Parlamento ciddi vesayet altında. Hiçbir darbe döneminde böyle bir vesayet görülmedi, gerçekten üzüntülü bir tablo. Meclis Başkanı’nın oturup düşünmesi yerine ‘Ben sana gösteririm’ demek ya da tehdit etmek o makamın ağırlığına yakışmaz.
ŞU ANDA GÖRÜNEN İKİ İTTİFAK VAR: Bir ittifak olur, olmaz bilmiyorum ama şu anda görünen iki ittifak var zaten. Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı. Üçüncü bir ittifak olur mu olmaz mı onu zaman gösterir.
KEŞKE BU SERGİYİ SAYIN ŞENTOP DA GELİP GEZSE: Ankara’ya yakışan bir fuar. Buna benzer fuarların olması lazım. Ankara kültür kenti olması lazım. Geçmişte Ankara kültür kenti olmaktan uzaklaştırılmıştı, şimdi önemli adımlar atılıyor. Ressamlar var. İnşallah bütün kültür alanlarıyla Ankaralılara hizmet edilir. Sergiyi gezdim, çok güzel. Keşke bu sergiyi Sayın Şentop da gelip gezse. Kültür, sanat nedir bir görebilse. Ders almak istiyorsa burada sanatçılar var, sanatçılardan ders alabilir.
