CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırıları şiddetle kınaması gerektiğini belirterek, "Sessiz kalarak saldırıyı özendiriyorlar” dedi.
Kılıçdaroğlu, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'i ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu ana kadar açıklama yapmaması ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Hem Erdoğan’ın hem de Bahçeli’nin saldırıyı şiddetle kınaması lazım. Sessiz kalarak saldırıyı özendiriyorlar” karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu’na yöneltilen soru ve yanıtları şöyle
GENEL BAŞKANA MEKTUP YAZILMAZ: (İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy'un imzasıyla yayınlanan mektup) Cumhuriyet Halk Partisi'nde genel başkana mektup yazılmaz. Genel başkandan randevu alınır, gelinir, konuşulur. Cumhuriyet Halk Partisi diğer partilere benzemez. Kim arzu ediyorsa, telefonu açar, randevuyu ister. Gelir, otururuz, konuşuruz. Varsa bir sorunları dinleriz. Sorun varsa çözeriz. Yoksa, 'Ben mektup yazdım' gibi şeyleri kabul etmeyiz ve doğru değil."
SALDIRIYI KINAMASI GEREKİYOR: (Selçuk Özdağ'a saldırıyla ilgili Cumhurbaşkanı’nın açıklama yapmaması) Saldırıyı yapanların, faillerinin bulunması, adalete teslim edilmesi, sayın savcının bu konuda soruşturma yapması güzel bir şey. Ama savcının tehdit edilmesi, ülkede geldiğimiz noktayı göstermesi açısından çok önemli. Bu konuda Sayın Erdoğan'ın kamuoyunun önüne çıkıp açıklıkla yapılan saldırıyı kınaması ve faillerin yargılanmasını istemesi gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde efendim, ‘Telefon açtım. Geçmiş olsun dedim'. Bunlar değil. Sen, 83 milyona hitap edeceksin. 83 milyona çağrıda bulunacaksın. 'Biz asla bu tür olayları, şiddeti kabul etmiyoruz ve kınıyoruz' diyeceksiniz. Eğer bunu yapabilirlerse bence görevini yapmış olur. Erdoğan'ın bu görevi yapması lazım, bekliyoruz."
SESSİZ KALMASI ÖZENDİRİR: (Soruşturma savcısına yönelik tehdit mesajları) Savcının tehdit edilmesi, geldiğimiz süreçte daha önemli bir aşama. Olayı soruşturacaksınız, soruşturan savcı tehdit ediliyor. Akıl alacak şey değil. Tehdit edenler belli, odak noktaları belli, bunun üzerine de kararlılıkla gitmek lazım. Türkiye yalnız ve sahipsiz bir ülke değildir. Bu ülkenin 83 milyon yurttaşı demokrasi içinde, barış içinde, huzur içinde yaşamak istiyor. Kişinin siyasi görüşünü beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Ama onun görüşünü açıklıkla ifade etmesine ortam sağlamak zorundasınız. Demokrasinin gereği budur. Demokrasi şiddeti kabul etmez. Şiddete karşı çıkar. Dolayısıyla Erdoğan'ın da Sayın Bahçeli'nin de kamuoyunun önüne çıkıp, 'Biz yapılan olayların karşısındayız. Türkiye bunları kabul etmez. Şiddete karşıyız. Şiddete başvuranlar ve şiddeti özendirenler yakalanmalı ve yargılanmalı' diye açıklama yapmalıdırlar. Ben yaptım, onlar da yapsınlar. Sayın Bahçeli, 'Ben yönetmiyorum' diyecek, ama ittifaka destek veren o. Sessiz kalmaları şiddeti özendirir. Bunu kabul etmiyoruz."
PARTİ KURMAK SERBEST: (Muharrem İnce’nin parti kuracağına ilişkin soru üzerine) Hayırlı olsun diyeceğiz, arkadaşlar ne diyeceğiz. Parti kurmak serbesttir, isteyen arkadaşlar parti kurarlar"
KİM NASIL AŞI OLACAK?: (Aşı konusundaki soru üzerine) Aşıyla ilgili benimle paylaşılan tek konu var; bana aşının yapılmasıyla ilgili. Ben de önceliğin sağlık çalışanlarında olduğunu, sağlık çalışanları aşı olduktan sonra sırası gelince ben de aşımı oluruz diye bir açıklama yaptım Sayın Sağlık Bakanı'na. 3 milyon doz aşı geldi, 83 milyonuz. 1,5 milyon kişiye yapılacak. 2. etap da aynı kişilere bir daha aşı yapılacak. Aşıyla ilgili toplumun önüne bir takvim konulmuş değil. Kimlere hangi süre içinde yapılacak. 3 milyon doz geldi, arkasından yeni aşılar gelecek mi? Güçlü miktarda yani 20 milyon, 10 milyon, 30 milyon gibi bir aşının gelmesi lazım Türkiye'nin rahatlaması için. Bunların bağlantıları kuruldu mu? Kurulmadı mı? Kimden? Nereden? Hangi ülkeden aşılar gelecek bu konuda toplumun önüne konmuş bir takvim yok. Siz nasıl böyle bir takvim bekliyorsanız biz de bekliyoruz. Hükümeti de uyarıyoruz. 3 milyon doz aşı Türkiye'nin bu sorunu aşması için yeterli değil. Çin'den gelen aşılar var. Diğer ülkelerle yapılmış bağlantılar var mı, yok mu? Siz de bilmiyorsunuz, biz de bilmiyoruz. Biz bilmiyoruz ama 600 milletvekili de bunu bilmiyor. Sivil toplum örgütleri de bilmiyor. Sağlık çalışanları ve sağlık kuruluşları da bilmiyor. Orada kapalı bir dünya var. O kapalı dünyayı çözmeye çalışıyoruz, sizin çözmek istediğiniz gibi."