İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, giderek artan kadına yönelik şiddet için “Kadın cinayetlerini durdurmak için ‘Kadın annedir, kutsaldır, çiçektir’ demek yetmiyor. Bu bozuk yapıyı düzeltmek, kadın düşmanlığını ortadan kaldırmak ve kadının toplumdaki yerini yeniden belirlememiz gerekiyor” dedi.
Türkkan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve ekonomideki gidişatı eleştirdi. Türkkan, şöyle konuştu:
“Getirdikleri bu ucube sistem Türkiye’de son 2,5 yıldır sadece sorun üretiyor. Ekonominin durumu ortada. Ucube sisteme geçtiğimiz yıl olan 2018’de kişi başı 9 bin 600 dolar olan milli gelir bugün 8 bin 500 dolara düştü. Rakamlar ortada. Milletimizin hâli ortada. Tencereler kaynamıyor, yoksulluk intiharları artıyor. Bu yıl marketlerdeki gıda enflasyonu en az yüzde 25’in üzerinde. İnsanlar geçinemiyor, çaresizlik içerisinde. Raflardaki bebek mamalarının, yağ şişelerinin üzerine artık alarm takılıyor. 1 liralık ekmek için, sebze için metrelerce kuyruklar uzayıp gidiyor. Salgında maske dağıtmayı bile beceremeyen bir Saray düzeni inşa ettiler."
Türkkan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
NORMALLEŞME DENEN ANORMAL BİR SÜRECİ BAŞLATTILAR: Kasa bomboş. Vatandaşa ve esnafa yardım edemiyorlar. Esnaf kendi başının çaresine baksın diye normalleşme denen anormal bir süreci başlattılar. Kaldı ki bir haftada haritada sarı olan illerin nasıl kırmızıya dönmeye başladığını hep beraber izliyoruz. En basiti salgının ikinci dalgası devam ederken ve mutant virüs hızla yayılırken bu gerçeği kimse Sayın Erdoğan’a iletmedi mi? Ekonomi yönetimleri o kadar kötü, Türkiye’nin kaynaklarını öyle hoyrat kullandılar ki bedelini halkımız artık sağlığıyla ödüyor.
YARGI DA DAHİL TÜM GÜCÜ ELİNDE BULUNDURAN BU SİSTEMDE REFORM FALAN YAPAMAZSINIZ: Bu ucube sistem sadece ekonomiyi değil, hukuktan, demokrasiye tüm alanlarda çöküş yarattı. Sanki 19 yıldır ülkeyi başkası yönetiyormuş gibi şimdi de Yargıda İdari Reform Paketi hazırlamışlar. O da ne için? ABD Başkanı Biden yönetimine göz kırpmak ve Avrupa Birliği’ne olumlu sinyaller vermek için. Ama onlar da bizim bildiğimiz bir gerçeği biliyor. Bu tek adam sisteminde ne demokrasi ne hukuk ne de adalet mümkün. Bir kere kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran yargı da dahil tüm gücü elinde bulunduran bu sistemde reform falan yapamazsınız. Türkiye’nin tekrar nefes alabilmesi için artık bir erken seçim bu yüzden kaçınılmaz hale geldi. 2021 yılı için bildiğim bir şeyi söyleyeyim. 2021 yılı bir erken seçim yılı olacak. Çünkü Türkiye’nin önünde başka bir yol kalmadı.
ABD'NİN TÜRKİYE'YE TAVRI DAHA DA SERTLEŞECEK: Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın dün Bloomberg'e verdiği röportaja bakın. Okuyalım: ‘Biden'ın birçok iç politika konularıyla meşgul olduğunu iyi biliyorum. Biz meslektaşlarımızla temaslarımızı kurduk ve iyi bir başlangıç yaptık, muhakkak iki başkan da görüşeceklerdir… ABD ile ilişkimiz, birbirimizi karşılıklı olarak güçlendirebileceğimiz ve ortak sorunları veya endişeleri birlikte ele alabileceğimiz çok yapıcı bir şekilde işleyebilir.’ 5 gün önce de ABD dış politikasına yön veren Foreign Policy'de şu analiz yayımlandı: ‘Eğer Ankara eylemlerini hızlıca değiştirmezse, bu soğukluk devam edecek ve ABD'nin Türkiye'ye tavrı daha da sertleşecek. ABD Başkanı'nın sessiz mesajı bunu gösteriyor.’ Eskiden saraydakiler ‘Acaba Amerikan Başkanı bizi ne zaman Washington’a çağırır?’ diye düşünürdü. Şimdi bir telefona fit olmuş durumdalar. Saray’ın bir telefonunu dört gözle beklediği Joe Biden var ya. Önce o Biden’a bakalım. Biden’in telefon etmesini sağlamak için gerekli alt yapı hazırlandı.
MİLLETİMİZ, YANLIŞ POLİTİKALARIN BEDELİNİ DAHA NE KADAR ÖDEYECEK: Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcimiz Feridun Sinirlioğlu BM Genel Kurulunda, Türkiye’nin 4 milyon içeride, 5 milyon sınırın ötesinde olmak üzere; 9 milyon Suriyeli sığınmacıya baktığını ifade etti. ‘Şam’da Cuma namazı kılacağız’ diye yola çıktılar, Şam’a gidemediler, ancak Suriye’yi Türkiye’ye getirdiler. İktidara söylüyorum. Dünyanın neresinde bir ülkenin, başka bir ülkenin vatandaşı olan 9 milyonluk bir nüfusa baktığı görülmüştür. Milletimiz, Ak Parti’nin yanlış politikalarının bedelini daha ne kadar ödeyecek? Milletin cüzdanı boş, mutfakta yangın büyük. Bu gerçeği görmemek demek bizatihi milletin kendisini görmemek demektir. Esnaf, çiftçi, işçi kan ağlıyor. Memlekette 10 milyon işsiz var. Türk milletinin, 9 milyon Suriyeli nüfusa bakacak gücü ve takati yoktur. Ak Parti iktidarının, Türk vatandaşlarının vergilerini 9 milyon Suriyelinin bakımına harcamasını kabul etmiyoruz.
TÜM DÜNYA AYAĞA KALKIYOR ANCAK AK PARTİ İKTİDARI SUSMAYA DEVAM EDİYOR: Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, düzenlediği basın toplantısında ülkesine Uygur Türkleriyle ilgili yöneltilen soykırım iddialarının 'saçmalık' ve 'büyük bir yalan' olduğunu söylemiş. Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri, 1949 Çin işgalinden bu yana planlı ve sistematik olarak Çin mezalimini yaşamaktadır. Tüm dünya ayağa kalkıyor, ancak Ak Parti iktidarı susmaya devam ediyor. Ak Parti iktidarına, bu mezalime karşı sessiz kalmalarının kendileri açısından asla unutulmayacak bir utanç vesikası olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. İYİ Parti Grubu olarak TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a dilekçe vererek, Gazi Meclis’in bu mezalim ile ilgili bir irade beyanı ortaya koyması gerektiğini ifade ettik ve şunu söyledik; Doğu Türkistan'daki soydaş ve dindaşlarımızın yaşadıklarına karşı, dünya ülkelerinin devlet, hükümet ve parlamento seviyesinde resmî tepkileri art arda gelirken, isminin başında TBMM’mizin sessiz kalması kabul edilemez. İYİ Parti olarak Doğu Türkistan Bölgesi'nde yaşanan ‘Mezalim (soykırım)’ konusunda TBMM’nin ortak bir karar alarak uluslararası topluma ilan edilmelidir.