Gürsel Tekin, İstanbul Planlama Ajansı'nın son araştırma verilerini değerlendirdi. Tekin, yazılı açıklamasında "Artık sözün bittiği yere geldik" diyerek şu değerlendirmelerde bulundu:
”İstanbul Planlama Ajansı'nın son araştırması, ülkemizde süregelen ekonomik krizin artık insan yaşamını tehdit eder boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Veriler, özellikle İstanbul'da yaşayanların geçim sıkıntısının had safhaya çıktığını ve insanların temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandığını gözler önüne sermekte.
Ağustos 2024 itibarıyla İstanbul'da dört kişilik bir ailenin aylık ortalama yaşam maliyeti 68.933 liraya ulaşmış durumda. Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 61,84 gibi akıl almaz bir artışa işaret ediyor. Bir başka deyişle, İstanbullu aileler sadece bir yıl önceye göre yaklaşık iki kat fazla harcama yapmak zorunda kalmaktadır.
Temel tüketim maddelerindeki fiyat artışları ise adeta bir dram yaşattırıyor. Tuvalet kağıdı fiyatlarındaki yüzde 124,77'lik artış yoksulluğun boyutlarını gözler önüne seriyor. Un yüzde 64,35, tavuk eti yüzde 72,66, çocuk çorapları da yüzde 102,72 gibi inanılmaz oranlarda zamlanmış durumda. Yumurta, salça, çay gibi gıda ürünlerindeki zamlar ise yüzde 30 ile yüzde 60 arasında değişiyor.
Geçtiğimiz aya kıyasla dahi Ağustos ayında İstanbul'daki dört kişilik bir ailenin harcaması 2.383 lira artmış durumda. İnsanlar artık en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor, insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürmeleri neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
Ekonomik krizin boyutları artık insani bir felakete dönüşmüş durumda. Ülkenin dört bir yanında milyonlarca insan yoksulluğun pençesine düşmüş vaziyette. İktidar, yapay gündemlerle vatandaşın gerçek yaşam koşullarını örtbas etme şansı kalmamıştır. Enflasyon, işsizlik ve hayat pahalılığı gibi sorunların yarattığı yıkım açıkça görülmektedir.
Bu vahim tabloya karşı acil ve köklü tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi elzemdir. Aksi takdirde ülkemiz büyük bir sosyal patlamayla karşı karşıya kalacaktır. Siyasi kavgalar bir kenara bırakılmalı, kalıcı çözümler üretilmelidir. Ekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesi, üretimin artırılması, enflasyonla mücadele ve gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi başlıca öncelikler olmalıdır.
Bugün ülkemizin asıl ve öncelikli gündemi işte budur. Halkın gerçek meselesi olan geçim sıkıntısı her şeyin önüne geçmelidir. Başka hiçbir gündem bu temel sorunun önüne geçemez. İktidara ve muhalefete düşen sorumluluk, halkın bu ağır yükünü ortadan kaldırmak için samimi çabalar harcamaktır. Gecikilen her gün daha fazla insanımızın büyük bir yoksulluğa mahkûm olması anlamına gelmektedir. Adım atma vakti çoktan gelmiş, hatta geçmektedir.” dedi.