Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın kamuoyunda ‘internetçi abi’ olarak tanınan İYİ Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Dr. Taylan Yıldız'a açtığı hakaret davası sonuçlandı. Altaylı’nın açtığı davayı kaybettiğini Yıldız sosyal medya hesabından duyurdu.
Fatih Altaylı 20 Şubat 2019 tarihinde 'Siyasette Kalite' başlığıyla yazdığı yazıda kamuoyunda 'İnternetçi Abi' olarak bilinen İBB Meclis Üyesi Dr. Taylan Yıldız’ı siyasette kalite düşüşünün simge örneklerinden biri olarak göstermişti. Bunun üzerine Dr. Taylan Yıldız Twitter’da “Bir deneyimli gazetecinin bu kadar az kelimeye bu kadar çok 'cehalet' ve 'önyargı' sıkıştırabilmesi büyük yetenek” başlığıyla sosyal medyada gündeme oturan bir mektup kaleme almıştı. Yıldız ise “Gerekirse muhtar olurum gerekirse hiçbir şey olmam yine de çalışırım” demişti. Bunun üzerine Fatih Altaylı, Twitter hesabından, Taylan Yıldız’a hakaret davası açacağını bildirmişti. Altaylı, daha sonra söz konusu yazısının ardından kendisine açık mektup yazan ve "Size saygı duymuyorum, duyan da çok fazla insan olduğunu sanmıyorum. Gazetecilik ahlakınızın artması dileğiyle" ifadelerini kullanan Yıldız'a 'hakaret' davası açtı.
GENÇLER ADINA MÜCADELE VERİYORUM
Altaylı’nın geçen yıl açtığı davayı kaybettiğini Dr. Taylan Yıldız sosyal medya hesabından duyurdu. Yıldız, “Fikir ve ifade hürriyeti konusunda üst perdeden yazılar yazan, ama beni hedefleyen, haksız yazısına karşı kendisini eleştirdiğimde bana hakaret davası açan Fatih Altaylı, açtığı davayı kaybetti. Gençlerin eleştirilerine alışacaklar” dedi. Yıldız’ın paylaştığı tweetin tamamı ise şöyle:
“Ben, memur bir aileden gelen ve eğitim hayatı boyunca, gece gündüz çalışarak Türkiye’de ve yurt dışında en iyi üniversitelerden mezun olmuş, iyi bir eğitim ve kariyer için var gücüyle emek harcamış bir Türk genciyim. Bu süreçte de elde ettiğim her başarının, aileme ve ülkeme gurur vereceğine inandım. Her zaman, bunun bilinciyle yaşayan ve ülkesi için sorumluluk hisseden bir birey oldum. Bu hislerle yurt dışındaki kariyerime son verip, daha güzel ve refah dolu olması adına, siyaset aracılığıyla katkı sağlamak için ülkesine geri dönmüş bir insanım. Ben bu mücadelenin peşindeyim. Bu mücadeleyi de sadece kendim için değil, liyakat sahibi olmak ve emeklerinin hakkını almak için çabalayan bütün gençler adına veriyorum.
SEÇTİĞİM YOLUN MEŞAKKATLİ OLACAĞINI BİLİYORDUM
Seçtiğim yolun zor bir yol olacağını biliyordum. Yol çetin... Yol meşakkatli... Bu yolda gençlerin taleplerini dile getirmeye çalışırken, bazen kendince pozisyon alan bir siyasetçi karşınıza çıkıyor, bazen de fikir ve ifade hürriyeti konusunda iş kendine geldiğinde üst perdeden yazılar yazan, ama kendisi eleştirildiğinde muhatabına hakaret davası açan bir gazetecinin sizinle alay ettiğini sanması ile yüz yüze kalıyorsunuz. Kendilerini yüceltmek için bir gencin yaptığını veya konuştuğunu hor görmeleri ikisinin de ortak noktası. Belki de bunu, kendilerini büyüterek karşısındakini küçültmeye çalışmak veya kendi oluşturdukları statükonun zarar görmemesi için manevi baskı oluşturmak için yapıyorlar.
Ama, bugün bir kez daha mutlu ve gelecek için umutluyum. Liyakati hor gören zihniyetler daha önce gençler tarafından toplumsal yaptırımla karşı karşıya bırakılmıştı. Şimdi de kendine açılan davalarda defalarca söylediklerinin fikir ve ifade hürriyeti olduğunu savunan Fatih Altaylı, benim fikir ve ifade hürriyetimi kısıtlamak ve cezalandırmak için açtığı hakaret davasını kaybetti.
Adaleti sağlamakta zorlanan bir sistem içinde mahkeme, gerekçelerimizi olumlu değerlendirdi. Bu hukuki bir süreçti. Ve bitti. Fatih Altaylı’nın, bu kararla yüzleşerek, kendi iç değerlendirmesinde, bundan sonrası için daha olumlu ve yapıcı bir yaklaşımı seçeceği konusunda ümitliyim. Kendisinin siyasetin hangi tarafında olursa olsun karşısındakini daha fazla tanımaya çalışarak, ortaya konulan emeğe daha fazla saygı duyacağına inanıyorum. Her insan hata yapabilir. Önemli olan ise bu hatadan olumlu dersleri çıkarmaktır."