Coşkulu kalabalıklara hitap eden İnce konuşmalarında özetle şu mesajları verdi:
KABİNDE İKİ RENK OLACAK: Önemli olan Leyla'ya Mecnun'un gözü ile bakabilmektir. Önemli olan cumhuriyete o sevda ile bakabilmektir. Ben bunu sizlerde görebiliyorum. Kabine girdiğin zaman iki renk olacak. Biri beyaz, diğeri kahverengi. Beyazın yanına geldiğinde şöyle düşüneceksin; 'Eyvah demokrasi gidiyor, demokrasiye kefen giydiriyorlar' diyeceksin. Hemen geçeceksin kahverenginin yanına, bereketli Gölbaşı toprakları gelir. Bas kahverengiye bas.
SEN KİMSİN Kİ, KENDİNİ ATATÜRKLE KIYASLIYORSUN?: Bir şartla evet oyu veririm. 1. önce FETÖ’ye hizmetlerinden dolayı ona bir madalya versinler. Ne istediler de vermedik dedi ya? Hani parsel parsel sattılar ya? Hani FETÖ’cüleri general, yargıtay üyesi yaptılar, yıllarca büyüttüler ya. Önce ona, FETÖ’ye hizmet ettiğinden dolayı madalya taksınlar. Sonra da illa gazilik unvanı vereceklerse beygirden düştüğü için versinler. Sen kimsin ki kendini Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’le kıyaslıyorsun. Seni ‘ananı da al git’ diye hatırlayacaklar.
TAŞIMA KALABALIKLARLA ESKİŞEHİR'E GELMİŞ: Eskişehir’e gelmiş Cumhurbaşkanı Cuma günü, Eskişehir türküsünden alıntı yapmış. Sonra meydandakilere seslenmiş. Siz devamını getirin diye. Kimse devam edememiş tabii; çünkü hepsi taşıma. Meydanda Eskişehirli yok. Fakat buraya gelenlerin hepsi gönüllü, taşıma değil. Sağdan soldan insan doldurursan Eskişehir türküsü söyletemezsin. ‘CHP’nin bir dikili ağacı mı var?’ demiş. O sattığın Sümerbank’ı, Etibank’ı limanları, Tekel’i kim kurdu?
MEYDAN MEYDAN GEZİP, ‘BEN GEREKSİZİM’ DİYOR: Bizim tarihimizde hep ikinci adamlar var. Eğer bu referandumda EVET çıkarsa, ki ben kesinlikle hayır çıkacağına inanıyorum. Bizim tarihimizde biliyorsunuz. İsmet Paşalar; Nizamı Mülk'ler var, ikinci adamlar var diyorum yani. Bir de bizim tarihimizde Binali Yıldırım var. Binali Yıldırım dünyada eşi benzeri yok. Meydan Meydan dolaşıp, ‘ben gereksizim’ diyor. ‘Başbakanlık kalksın’ diyor. Eğer bugünkü sistem devam ederse 'abidik gubidik yöntemlerle başbakan olunabilir' diyor. Yani kendi durumunu açık açık itiraf ediyor.
GAZZE'YE GİDECEM DEDİ, GEBZE'YE GİTTİ: Bunmarın dış politikasını biliyorsunuz. İsrail ezanları susturdu tek kelime edebildiler mi? Putin'den özür dilediler m? Askerlerimizini kafasına Kuzey Irak’ta çuval geçirilince Amerika’ya nota verebildiler mi? Nisan'da Gazze'ye gideceğim dedi gidebildi mi, sonra Mayıs dedi, sonra Haziran dedi gidebildi mi? Hayır gidemedi. Sonra bir ara gitti Gazze'ye değil ama Gebze'ye gitti.
BATILILAR EVET İÇİN ÇALIŞIYOR: Gelelim şu Hollanda konusuna. Baştan söyleyeyim bu Hollanda emin olun ki AKP'li, bilin ki bunlar EVET için çalışıyor. Ey benim milletim uyuma, sanıyor musun ki, Hollanda, Almanya HAYIR çıksın istiyor! Onlar Türkiye'de bir kişi egemen olsun diyor. Adliye, maliye, harbiye hepsi tek kişinin elinde olursa, egemen güçler devreye girer, istediklerini onu ele geçirerek yaptıracaklar. Sonra biz onu ikna ederiz o tek kişiyi diyorlar.
TÜRKİYE KAYBETSİN YETER Kİ EVET YÜKSELSİN: 2008'de bir kanun çıkmış altında da Tayyip Erdoğan'ın kendi imzası var. Kanun diyor ki, yurtdışında propaganda yapılamaz. Yani yasak. Bu bakanlar, başbakan, cumhurbaşkanı bunu bilmiyor mu? Ne yapmak istiyorlar haçlı zihniyeti ile bunlar çarpışıyormuş izlenimi vermek istiyorlar. Geç bunları geç. Türk bakan 7 saat bekletiliyor. Türkiye kaybederse kaybetsin önemli olan EVET oylarının artması diyorlar. Bakın hepsinin de belgesi var.
PEKİ 15 YILDIR ELİNİ TUTAN MI VARDI?: Bir konu daha var; diyorlar ki bu paket geçerse terör bitecek, ekonomi düzelecek. Ya ben bu maddelerin tümünü en az elli kere okudum. Hiçbirisinde terör de yok, ekonomi de yok. Bu paket üstelik iki yıl sonra yani 2019'da yürürlüğe girecek. Bu paket bir ay sonra 17 Nisan'da nasıl bitirecekmiş terörü, nasıl düzeltecekmiş ekonomiyi. Hem adama sormazlar mı, 15 yıldır elini tutan mı vardı neden çözmedin terörü?
GEÇMİŞİ DE TARİHİ DE BİLMİYORLAR: İnanın bunlar geçmişini de tarihi de bilmiyorlar. 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru’na bindiğinde Mustafa Kemal Paşa, Türkiye işgal altındaydı. Orduları dağıtılmıştı. Başkenti İstanbul işgal altındaydı. Zaman geçtikçe Ankara’da Polatlı yakınlarında düşman topçusunun sesleri duyuluyordu. Büyük Millet Meclisi’nde 'Meclisi Kayseri’ye taşıyalım mı?' diye tartışmalar vardı. Her taraf işgal altındaydı. Ankara civarında küçücük bir yer kalmıştı. Yani 650 yıllık Osmanlı İmparatorluğu zaten yıkılmıştı, yerle bir edilmişti. Cumhuriyeti kuranlar Ankara yakınına gelen düşmanı geri püskürttü. O günkü başkent İstanbul’u geri aldı ve bugünkü Cumhuriyetimizi kurdu. Osmanlı’yı, Cumhuriyeti kuranlar yıkmadı. Osmanlı zaten yıkılmıştı.
HAİN KONTENJANI HEP VARDI: Osmanlı’da 223 yıl hep toprak kaybettik. Ta ki, Mustafa Kemal Paşa gelip büyük taarruzu kazanana kadar. Yani Osmanlı'yı yıkmadı tam tersine yıkılmış Osmanlı'nın küllerinden yeniden bir devlet kurdurdu. Bu cahiller, bu hainler bunu bal gibi biliyor. Bu topraklarda hain kontenjanı hep vardı, yüzde 10. Ne yazık ki, hain kontenjanı arttı son yıllarda. Ne yaparsan yap bunlar Cumhuriyet düşmanlığından vazgeçmiyor. Cibilliyetlerinde Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı var.
TORUNLARIMIZIN TARİHİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ: İktidarın şimdi de ortağı Bahçeli. MHP demiyorum. Bahçeli diyorum, yönetimi ayırıyorum. Çünkü tabanda ülkücüleri görüyorum ki ‘hayır' diyorlar. Hatta ben onlara şöyle diyorum, gençliğimde kavga ettiğim bu insanlarla bugün aynı saftayım. Onlara parti yönetimine rağmen Cumhuriyeti, ülkesini düşünen, koltuk düşünmeyen 'hayır' diyen ülkücülere alkış istiyorum. Bu büyük bir birliktelik olacak. Bu tek başına CHP’nin sorunu değil. Bu CHP’nin AKP’yle yarışı değil. Bu torunlarımızın derdi. Torunlarımızın tarihini değiştirebiliriz. 16 Nisan bu fırsatlardan birisidir" diye konuştu.