İnce'nin birbirinden önemli mesajlarında öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
KESİN HAYIR ÇIKACAK: Ben gittiğim yerlerde daha çok mitinglerde konuşuyorum... Çanakkale'de, Zonguldak'ta, Kırıkkale'de, Kırşehir'de, Yozgat'ta, Van'da İstanbul'da, Burdur'da, Isparta'da, Balıkesir'de, Yalova'da konuştum... Gördüğüm tablo şu: Ben kesinliklikle hayır çıkacağına inanıyorum. Bunu sahada görüyorum.
KAPI KIRARAK ZİYARET OLUR MU?: Türkiye - Hollan'da krizine şöyle bakıyorum: Biz kişileri birer devlet olarak kabul edelim. Ben ve siz iki devlet olalım... Ben sizi arıyorum, diyorum ki, sizi ziyarete geleceğim. Siz de diyorsunuz ki, 'benim düğünüm var, çocuğumu evlendiriyorum, sonra gelin'. Hollanda'da seçim var, müsait değilim sonra gelin diyor yani. Ben ısrar ediyorum, 'hayır şimdi geleceğim'. Komşuluk ilişkilerinde kapı kırarak ziyaret olur mu?
ELÇİLİĞE SOKMAMALARINI KINIYORUM: (Sizin örnekten gidersek, Komşu'da kardeşim varsa o da misafirliğe gitmiş) Onu savunmuyorum. Büyükelçiliğe sokmamalarını kınıyorum. Orada devletin, hükümetin yanında olurum. Büyükelçilik benim toprağım, benim egemenlik alanın, sen kim oluyorsun da buna engel oluyorsun! Kınıyorum bu tavrı. Bunda hiçbir şüphe yok. Hiçbir sıkıntı yok.
FACE TIME'DA ÇAKKK YAPTIKLARINI BİLE DÜŞÜNÜYORUM: Ancak bu başka konu. Ama ben face time'da karşılıklı olarak birbirlerini kutladıklarını ve 'ne kadar iyi götürüyoruz' dediklerini düşünüyorum. Hollanda Başakanı ile Tayyip Erdoğan'ın karşılıklı görüştüklerini, 'çakkk kardeş bu işi ne güzel kıvırıyoruz' dediklerini bile düşünüyorum...Böyle birşey olamaz her ikisinde de seçim var. Hollanda'daki ırkçılık yaparak, bu milliyetçi politikalarla oy kazanıyor şimdiki iktidar. Bizde? Bizimkiler de oy kazanıyor bu süreçten. Milliyetçi söylemlerde bulunuyorlar. (İki puan kazandık gibi açıklamalar yapılıyor') Tabii. Tabii...
İŞTE YASA, İŞTE ERDOĞAN'IN İMZASI: Bakın burada ne var. 2008 tarihli yasa. Altında kimin imzası var. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası var, ben biraz büyüttüm imzayı... 'Yurtdışında ve ve temsilciliklerde seçim propangandası yapılamaz.' Yani yapmak istedikleri şey Türk kanunlarına göre yapılamaz. AKP'nin oylarıyla kabul edilmiş bu. Ne diye gidiyorlar bakanlar. Siyasi progagandaya gidiyoruz demiyorlar, 'kültürel faaliyete gidiyoruz' diyorlar. Gerçekte böyle mi, hayır...
HOLLANDA'YA ARTİSTLİK YAPIYORSUNUZ: Siz Bulgaristan'daki bir Türk'e siyasi propaganda yapmasın diye yasak koydunuz. Şimdi Hollanda'ya sokak ağzıyla konuşmanın alemi var mı? O zaman sokak ağzıyla söylersem; artistlik yapıyorsunuz, nedir bu? Bir başka örnek. Yıl 2004. Bakın Tayyip Erdoğan ne diyor Sayın Rauf Denktaş'a, 'ne anlatacaksan Kıbrıs'ta anlat; Türkiye'de niye miting yapacaksın?'
BAŞBAKAN KENDİSİ HOLLANDA'YA GİDİLEMEYECEĞİNİ SÖYLEDİ: Bakın bu krizin geleceğini bizzat Sayın başbakan söylüyor, öngörüyor adeta. 6 Mart'ta bir televizyon programına çıktı Başbakan. Ne diyor? Hollanda'da seçim var; buraya gidilecek gibi görünmüyor. Demek ki, giden bu iki bakan Başbakanı da dinlemiyorlar. Herşey belli yani...
BİZİMKİLER ELLERİNİ OĞUŞTURUYOR: Hollanda'daki parti göçmen, İslam karşıtlığı yaparak oy devşirmek istiyor. Bizimkiler de ellerini oğuşturuyor. Bizimkiler şöyle bakıyor, oh ne güzel meydan okudu Hollanda'ya. Hollanda da kim, Konya kadar toprağı yok. Kim oluyorsun sen! Oysa Hollandalı böyle bakmıyor, diplomatik süreçler olarak bakıyor bunlara. 'Hangi şirketleri alırız' diye bakıyor.
MHP VE AKP TABANLARINI İKNA EDEMEDİKLERİNİ GÖRÜYORLAR: Hollanda'nın Konya kadar toprağı yok ama senin tarım üretiminin yedi katını üretebilen bir ülke. Kalıcı yatırımların 22 milyar dolar seviyesine çıktığı bir ülke. Olay ne biliyor musunuz, bütün olay aman Anayasa konuşulmasın; aman değişiklikler bilinmesin. MHP ve AKP tabanlarını ikna edemediklerini gördükleri için bu tür krizleri çıkarıyorlar. Olayın özü budur...