İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 505 milyon liralık yatırımla inşası tamamlanacak olan Unkapanı Yağmur Suyu Tüneli'nin de içinde yer aldığı altyapı projesiyle ilgili olarak “İstanbul’un altyapısını, çağın gereklerine uygun bir şekilde yenileme yolculuğuna çıktık. Yağmur sularının atık suyla karışmasının ortaya çıkarttığı sel ve su baskınlarını Tarihi Yarımada'da tarihe gömeceğiz. Ve bir daha böyle bir olumsuzluğu biz, bu sahada görmeyeceğiz” dedi. Kentte yaşanan kuraklığa ve günlük su tüketimindeki artışa dikkat çeken İmamoğlu, bir kez daha İstanbulluları su tüketimi konusunda hassas davranmaya davet etti.
İBB’nin köklü kuruluşu İSKİ'nin, 505 milyon TL’lik yatırımla, kentin en eski yerleşim noktalarından Fatih’teki olası su baskınlarını önlemeye yönelik inşasına başladığı Unkapanı Yağmur Suyu Tüneli’nde çalışmalar sürüyor. Tünel delme makinelerinin Vatan Caddesi’ne kadar olan görevini tamamlandı. Tünel delme işlemlerinin bitmesi nedeniyle düzenlenen etkinlikte, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa birer konuşma yaptı.
Konuşmasına iklim krizinden kaynaklı kuraklık tehlikesine vurgu yaparak başlayan İmamoğlu şunları söyledi:
"HER GÜN 3,5 MİLYON METREKÜPÜ AŞAN BİR SU VERİYORUZ İSTANBUL'A: Bu yaz biz, İstanbul'da, normal zamanlardan neredeyse yüzde 20 daha fazla su tüketimine de hizmet sunuyoruz. Aslında İstanbul'da böyle bir nüfus artışı yok. Ama malum; kayıtlı, kayıtsız yoğun mülteci sayısı -ki artık ne yazık ki milyonlar diyoruz- ve diğer etkenlerle beraber bu denli yoğun su tüketiminin içindeyiz. Yani neredeyse her gün 3,5 milyon metreküpü aşan bir su veriyoruz İstanbul'a. Bu, geçen sene 2 milyon 800 – 3 milyon civarında bir tüketim sayısıyken, bugün bu rakamlarda. Tabii çok büyük emekle ve büyük bir enerji tüketimiyle bunu sağlıyoruz. Çünkü, Melen Deresi'nden su taşıyoruz farklı aktarmalarla. Kuraklık en derin olarak Avrupa Yakası'nda yaşanıyor. 5 yılı aşkın süredir de ciddi bir kuraklığı ayrıca Trakya yaşıyor. Ve Istrancalar'dan barajlarımıza, başta Terkos olmak üzere, ciddi anlamda sıkıntı var.
İSTANBULLULARI SU TÜKETİMİ NOKTASINDA YOĞUN HASSASİYETE DAVET EDİYORUZ: İklim değişikliğiyle ilgili mücadele ülkelerin ve belediyelerin sorumluluğunda. Ama bir başka sorumluluk, gerçekten insani bir sorumluluk. Hayatımızın her aşamasında, suyu kullanmamızdan tutun da çevreye zararların bir şekilde insani olarak ele alınması ve titizlik gösterilmesi de çok mühim bir nokta. Bu bağlamda İstanbulluları su tüketimi noktasında, yoğun bir hassasiyete davet ediyoruz. Ve umut ediyoruz ki çok kurak geçen yaz döneminden sonra, sonbahar döneminde inşallah arzuladığımız yağışlarla beraber, İstanbul'umuz başta olmak üzere, kuraklık yaşayan her yerin nefes almasını diliyorum. Bu konuda çocuklarımız özel bir duyarlılığa sahip. Onlara iyi bir dünya bırakmak, iyi bir şehir bırakmak, iyi bir ülke bırakmanın da hepimizin sorumluluğu altında olduğunu da ifade edeyim.
MELEN BARAJI’NDA MİLYARLARCA LİRALIK ZARAR SÖZ KONUSUDUR. SORUMLULAR HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASI GEREKMEKTEDİR: Her yerde dönem dönem gündeme taşımamıza rağmen, hiçbir hükumet yetkilisinin sağlıklı bir cevap verme konusunda bir adım atmadığı Melen Barajı hususunu da bu vesileyle tekrar gündeme taşıyayım. ‘2016 yılında bitireceğiz’ dedikleri Melen Barajı, ne yazık ki derin çatlaklarla beraber açılamaz durumdadır. Revizyonu, tadilatı ve hayata geçirilmesiyle beraber neredeyse bir yıllık su tüketiminin depolanacağı bir barajın, aynı zamanda elektrik ihtiyacını da karşılayacak olan böylesi kıymetli bir projenin, ciddi bir mühendislik hatası ve ciddi bir israfla bu hale düşürülmesinin sorumlularının mutlaka ortaya çıkarılması ve haklarında soruşturma açılması gerekmektedir. Bu anlamda hem ilgili bakanlığı, yani Tarım ve Orman Bakanlığı hem ilgili kurum ve kuruluşları ve hatta Sayın Cumhurbaşkanımızı da bu anlamda bilgilendirmek ve gereğinin yapılması hususunda da ilgilerine, buradan, İstanbul'dan sunmak isterim. Zira bu konu milli bir meseledir. Milyarlarca liralık zarar söz konusudur. Bu zararın nasıl tadil edileceği hususunda da hiçbir bilgi tarafımızda yoktur. İSKİ’de de yoktur. Kamuoyu zaten bilmemektedir. Bu konunun da yine gündemimizin İSKİ olduğu bir ortamda kamuoyu tarafından bilinmesi ve aynı zamanda kamunun ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından da tekrar hissedilmesi maksadıyla dile getirdim. Arzu ediyorum ki en yakın zamanda da inşallah İstanbul yağmurla buluşur.
ŞEHİRLERİN BİR GÖRÜNEN KONFORU BİR DE GÖRÜNMEYEN KONFORU VAR: Şehirlerin bir görünen konforu var, bir de görünmeyen konforu var. Bazen görünen konforu parklarıdır, kaldırımlarıdır, yollarıdır. Ama görünmeyen konforu yerin altındadır ve oradaki altyapı çalışmalarıdır. Altyapının niteliği, kalitesi ve güçlü olmasına bağlıdır. Bu anlamda bir kentin gelişiminde de bu denli rol oynayan altyapı çalışmalarını, biz de dönemimizde ayrı bir yere koyduk ve güçlü çalışmalar yürütüyoruz. Altyapının bu yapılan bölümlerini gözle görmek mümkün olmayabiliyor vee sonuçları, 16 milyon insanımız tarafından gözlemlenemeyebiliyor. İstanbul'da 4 yıldır yaptığımız altyapı çalışmalarının sonucunu, 16 milyon insanımıza yaşam olarak yansıtmanın keyfini yaşıyoruz. Aşırı hava olaylarında, yoğun yağışlarda İstanbul'da artık çağ dışı görüntülerin sona ermesi noktasında çok ciddi yatırımlar yaptık. İhmal edilmiş onlarca noktaya, artık yüz küsur noktaya ciddi yatırımlar yaparak kötü görüntülere, sellere, su baskınlarına vesile olan çağ dışı görüntülerin dünyadan izlenmesine artık son veriyoruz.
İSTANBUL’UN ALTYAPISINI, ÇAĞIN GEREKLERİNE UYGUN BİR ŞEKİLDE YENİLEME YOLCULUĞUNA ÇIKTIK: Söz konusu yatırımlar geçmiş dönemlerde ihmal edildi. Silivri'den Tuzla'ya kadar, Şile'den Bakırköy'e, Kadıköy'e kadar bütün ilçelerimizi bu anlamda masaya yatırdık. Yağmur sularının atık suyla karışmasının ve yağmur sularının temiz bir şekilde denize ya da derelere ulaşmasının mümkün olmadığı ortamları tedavi etmenin çok önemli olduğunun altını çizmek isterim. Tabii bu, bir başka bir sorun da yaşatıyor bizlere. Yağmur suyu, atık su birbirine karışınca, arıtma tesislerimizdeki enerji tüketimi de artıyor. Böylesi bir ortamın doğaya verdiği zarar da cabası. Tabii İSKİ olarak hızlı bir şekilde harekete geçtik. İstanbul'un altyapısını, çağın gereklerine uygun bir şekilde yenileme yolculuğuna çıktık. Dere ıslahları, atık su kollektörleri, yağmur suyu ve atık su tünelleri ile sorun yaşanan bölgelere müdahale ettik, etmeye devam ediyoruz. Bu 4 yıl içerisinde, İstanbul'da, toprak altında gerçekten hummalı bir çalışmayı arkadaşlarımızla yönettik. Bu çalışmalarından birini de Fatih Unkapanı Yağmur Suyu Tüneli inşaatıyla yapıyoruz.
BİR DAHA BÖYLE OLUMSUZLUKLARI BU SAHADA GÖRMEYECEĞİZ: Bu tarihi alanda, yüzeyden kazılarla altyapı çalışmaları yürütmek, neredeyse imkansıza yakın. O yönüyle TBM dediğimiz, tünel delme makinesiyle beraber Vatan Caddesi’nden başlayan, Aksaray'ı içine alan ve Unkapanı'na doğru devam eden, kendi akıntısıyla beraber de temiz yağmur sularını Haliç'e taşıyan bir mekanizmayı hayata geçiriyoruz. Bu TBM, buradan çıkacak, hızlıca hazırlık yapılacak ve Samatya Tüneli'nde çalışmalara başlayacağız. Yani Tarihi Yarımadayı böyle ele alırsak, biz, Vatan Caddesi itibariyle belli bir bölümünü Haliç'e akıtmış olacağız suyun. Diğer yamaca doğru kalan bölümünü de yine Samatya Tüneli'nde toplayarak, Marmara Denizi’ne akıtacağız. Dolayısıyla yağmur sularının atık suyla karışmasının ortaya çıkarttığı, sel ve su baskınlarını, Tarihi Yarımada'da tarihe gömeceğiz. Ve bir daha böyle bir olumsuzluğu biz, bu sahada görmeyeceğiz. Dolayısıyla Yenikapı'da bulunan arıtma tesisimizin yükünü de hafifleteceğiz.
SİZİ, HALİÇ’TE PIRIL PIRIL, PIRLANTA GİBİ YEMYEŞİL BİR ALANDA YÜRÜTÜR HALDEYİZ: Bunlar, aslında yılların birikmiş işleri. Aslında bu konular ve bu sorunlar, çok önceden çözüme kavuşturulması gereken işler. Artık sizi, kesintisiz Eminönü'nden Alibeyköy'e kadar, pırıl pırıl, pırlanta gibi yemyeşil bir alanda yürütür haldeyiz. Yani biz, sadece bir tramvay, sadece bir tünel açmıyoruz. Aslında üst yapıda da inanılmaz keyifli yeşil alanları, sanat alanlarını -ki Feshane de onlardan bir tanesi- birçok revizyon da yaparak İstanbul'u güzelleştirmeye, iyileştirmeye ve dünyada hak ettiği yere taşımaya devam ediyoruz. Ve 500 milyon lirayı aşan bir yatırımla, su ve sel baskınının ortaya koyduğu bütün olumsuzlukları Fatih'ten çıkaracağız. Beyazıt Meydanı'ndan Ordu Caddesi'ne, birçok tarihi eserden, restorasyonlarından arkeolojik sahalara, Yedikule’sinden Eminönü Meydanı'na varıncaya kadar, inanın iddiayla söylüyorum; böylesi bir 5 yılı Fatih, Tarihi Yarıma'da görmedi.
İSTANBUL MESELESİ, MİLLİ BİR MESELEDİR: Hizmetlerimizi ilçe ayrımı yapmadan sürdürüyoruz. İstanbul meselesine biz, milli bir mesele olarak bakıyoruz. Belediyecilik hizmetine milli bir hizmet, insanlarımızın her birisine de bizim insanımız, vatandaşımız gözüyle bakarak, bu şiarla hizmetimizi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Bizim ahlakımız da hizmet anlayışımız da budur. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. İstanbulumuza ve aynı zamanda gönülleri fetheden Fatih Sultan Mehmet'in ismini taşıyan Fatih'imize hayırlı ve uğurlu olsun. Cumhuriyetimizin 100’ncü yılında, Cumhuriyetimize yakışan ve Cumhuriyet’in bir evladı olarak da ülkemize, milletimize yakışan hizmetler yapma yolculuğunda ilerleyen bir Belediye Başkanınız olarak, bu yoldan asla vazgeçmeyeceğimizi ve güzel hizmetlerimize devam edeceğimizi beyan ediyorum."
FATİH’İN HİZMETTEN PAYI 3,7 MİLYAR LİRA OLACAK
Unkapanı bölgesinde; tünellerle toplanan yağmur sularını Haliç’e aktarmak için 6,00x2,00 metre kesitinde 406 metre dere ıslahı, 600-2200 çaplarında 450 metre atık su kollektörü ile Unkapanı Alt Geçidi kavşağında su baskınlarının önlenmesi ve kavşak bölgesinde toplanan yağmur sularının Haliç’e aktarılması amacıyla, Unkapanı Köprülü Kavşak bölgesinde 1 adet terfi sistemi ve 1400-2000 çaplarında 460 metre yağmur suyu kanal çalışmaları da proje kapsamında yer alıyor. Yağmur suyunun Haliç’e aktarılmasını sağlayacak tünel projesiyle bölgenin atık su ve yağmur suyu ayrıştırma çalışmaları tamamlanacak. Projenin tamamlanmasıyla; Vatan Caddesi, Aksaray Meydanı, Aksaray Yeraltı Çarşısı, Unkapanı Alt Geçidi, Namık Kemal Caddesi, Haşim İşcan Alt Geçidi, Beyazıt Bölgesi, Ordu Caddesi gibi araç ve yaya trafiği yoğun olan bölgelerin olası su baskını problemleri son bulacak. Proje, güncel rakamlarla 505 milyon liraya mal olacak. Fatih özelinde tamamlanan projelerin toplam bedeli 778 milyon liraya ulaştı. Devam eden ve planlanan projelerin toplam bedeli ise 3 milyar 700 milyon lirayı bulacak.