CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan'ın açıklaması şöyle:
"REKLAM ARASI" DİYENLERE MÜDÜR DE EKLENMİŞ
Vekili çıkar da Cumhuriyete "reklam arası" derse, "Anayasımızın ilk dört maddesi değiştirilebilir" derse, torunu çıkar toprak talep ederse, İl Başkan Yardımcısı çıkar "iç savaşa hazırlanın" derse, Denizli'de şube müdürü de Laik Cumhuriyet’e saldırır.
Bu tavrı şiddetle kınıyorum. Bu değişikliğin asıl hedefi rejimle hesaplaşmaktır dediğimizde “Hayır” diyenler bu meczupça açıklamalara ne diyecekler?
Laik Cumhuriyet için HAYIR lı ve kararlı cevap günümüz 16 Nisan'dır. Biz, bu ülkeyi kolay kazanmadık, laik Cumhuriyeti ve bu devleti iki günde de kurmadık. Yurt toprağını, milletin kaderini hiç kimsenin hırslarına, koltuk sevdalarına, iç savaş çağrılarına ve içi boş rüyalarına da kesinlikle terk etmeyiz.
Bazı Valilerin "Evet" açıklamalarını, Beyağaç Kaymakamının, rektör vekilinin "Evet" açıklamalarını esefle karşılıyorum ve kınıyorum. Bunlar yetmiyormuş gibi, Pamukkale’de bir şube müdürünün açıkça toplumu kin ve nefret üzerinden ayrışmaya çağıran, Cumhuriyeti kurmuş atalarını hain belleyen sözleri, bir anayasa ve başkanlık uğruna milletin nasıl bir ayrışmaya getirildiğinin kanıtıdır. Devlette liyakatı terk eden, partizanlık uğruna laik Cumhuriyete laf eden kadrolar yetiştirenler 16 Nisan’da hesap vereceklerdir.
ŞUBE MÜDÜRÜ KOLTUK UĞRUNA DEDESİNİ DÜŞMAN BELLEMİŞTİR
Belli ki bu şube müdürü anayasada "Hayır" çıkarsa koltuğunu kaybedeceğini düşünmüş, aklına ne gelirse sosyal medyadan dökülmüş. Belli ki bu şube müdürü Cumhuriyet düşmanlığını anayasa değişikliği paketi içine akıtmış ve kadro-koltuk uğruna Ankara’ya bir selam göndermiştir. Bu anayasa paketinin bir maddesi, bu müdürü belli ki telaşlandırmış. Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi ve her türlü üst düzey yöneticiyi tek başına atama yetkisini alacak olması, Pamukkale’de bu şube müdürünü telaşa sokmuş olacak veya iştahını kabartmış olacak ki, Cumhuriyet kuran dedesini, Atasını dahi düşman bellemiş, koltuğuna sımsıkı sarılırken adresi Cumhuriyette değil Osmanlı’da bulmuştur. İşte, devlette partizanlığın geleceği tehlikenin ilk sinyali budur.
İÇ SAVAŞ ÇAĞRISININ DEVAMIDIR
Aklını koltuk hırsına kiraya veren, Cumhuriyet sayesinde eriştiği makamın hakkını veremeyen, referandumda Hayır diyecek komşusuna dahi düşman kesilebilen bu düşünce, toplumsal barışa ve huzura zarar verecektir.Bu düşünce bir AKP İl Başkan Yardımcısının iç savaş çağrısının usul usul devamcısıdır. Biz, kim ne derse desin, Cumhuriyet ilkelerini, laikliğin o anlamlı kazanımlarını asla bu gibi düşüncelere terk etmeyeceğiz.
Fikrine değil, "masaya vuracağı yumruğa" bakan, memurken siyaset için saha inmeye kalkan, "düşman oklarına" göre yön tayini yapan bu yönetici hakkında cesur amirleri ve savcıları göreve çağırıyorum ve suç duyurusunda bulunuyorum. Hiçbir kamu görevlisi makamını kullanarak siyasi görüşünü medyada açıklayamaz, görevini suiistimal edemez. Edenlerden günü geldiğinde hesabı sorulur.