Tekin’in açıkladığı verilere göre, 2002 yılından beri İstanbul'da TOKİ tarafından gerçekleştirilen toplam konut projesi sayısı 98,846 dır. Bu projelerden 60,632'si tamamlanmış durumda. Ancak, tamamlanan bu konutların %80'inin üst ve orta sınıfa yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda, dar gelirli vatandaşların konut ihtiyacının büyük ölçüde yok sayıldığı anlaşılıyor. Dedi
Tekin, “2000 yılında Türkiye'de 16,5 milyon konut varken, 2023 yılı itibarıyla bu sayı 41,3 milyona ulaştı. Buna rağmen, konut sahipliği oranı 2001’de %73 iken, 2023 yılında %56,2'ye düşmüş durumda. Hane başına düşen konut sayısı 1,07'den 1,5'e çıkmış olmasına rağmen, konut sahipliği oranının dramatik bir şekilde düşmesi, vatandaşların konut edinme konusunda yaşadığı sıkıntıyı net olarak göstermekte.
Farklı bir açıdan değerlendirecek olursak, 2000 yılında Türkiye’nin nüfusu 67 milyon 803 bin iken, 2023 yılında bu rakam 85 milyon 372 bine ulaştı. Aynı dönemde hane halkı sayısı 15 milyon 70 binden 26 milyon 309 bine yükseldi. Hane halkı büyüklüğü ise 4,5'tan 3,1'e düştü. Bu verilerin, konut ihtiyacının giderek arttığını ve konut politikalarının bu ihtiyaca yanıt vermekte yetersiz kaldığını gösteriyor.
TOKİ’nin kamu gücünü kullanarak yüksek rantlı bölgelerde orta ve üst sınıfa konut üreten bir özel sektör aktörü gibi çalışıyor. Sadece İstanbul’da 2000-2019 yılları arasında kamu arazilerinin imara açılması sonucu 130 yüksek rantlı proje ile 85 milyar dolarlık rant yaratıldı. Bu rant, İstanbul’u dört kez depreme hazırlayacak büyüklüktedir, ancak kamu kaynakları belirli şirketlerin zenginleştirilmesi için kullanıldı.
Son 20 yılda Emlak Konut GYO tarafından inşa edilen 90 bini aşkın konutun %69'unun lüks konutlardan oluştuğunu hatırlatan Tekin, “Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinde yer alan konutların yalnızca %15.2'sinin TOKİ tarafından üretilmiş. Bu durum bile, konut politikalarının dar ve orta gelirli vatandaşlardan ziyade varlıklı kesimlere hizmet ettiğini göstermektedir. Vatandaşın barınma hakkı, sadece belirli odakların zenginleştirilmesi için kullanılmaktadır. Konut politikalarında ciddi bir reforma ihtiyaç var. Kamu kaynakları, vatandaşın güvenliği ve refahı için kullanılmalıdır," dedi.
