CHP Milletvekili Gürer, TMO’nun hububat fiyatlarına enflasyon oranının üzerinde zam yapmasını eleştirdi.TMO’nun taban fiyatına göre makarnalık buğday satış fiyatı %61 arttı
Bu artışların başta un ve unlu mamuller olmak üzere yem, et ve süt ürünlerine de zam olarak yansıyacağını anlatan Ömer Fethi Gürer, TMO’nun hububat ürünlerine yönelik zamlarının, önümüzdeki süreçte ekmek fiyatlarının şu anki fiyatın iki katına çıkacağı anlamını taşıdığını belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyon rakamları üzerinden, TMO’nun hububat fiyatlarına yaptığı zam oranlarını kıyasladı ve “TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 36 olarak açıkladı ama TMO taban fiyat olarak çiftçiden ürün alım bedeli olarak 8 ay önce açıkladığı fiyatlarına, arpaya yüzde 45, ekmeklik buğdaya yüzde 45 ve makarnalık buğdaya da yüzde 61 oranında zam yaptı” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TMO’nun yılbaşı itibariyle hububat fiyatlarında Mayıs 2021’de açıkladığı alım taban fiyatlara göre ekmeklik buğdayda % 45, makarnalık buğdayı % 61 ve arpa fiyatını % 45 oranında artırarak piyasaya verdiğini belirterek, bu zammın başta ekmek olmak üzere undan üretilen tüm mamullere ve arpa fiyatında artış ile yem fiyatlarına yansıyacağını söyledi. TÜİK % 36 yıllık enflasyon rakamının ise TMO satış fiyatlarının dahi altında kaldığına dikkat çekti.
TMO’nun Aralık ayında 2 bin 625 liradan sattığı ekmeklik buğdayı Ocak 2022’de 3 bin 275 liraya, 3 bin 200 lira olan makarnalık buğdayı da 3 bin 950 liradan satışa sunduğunu belirten Gürer, hububata gelen zamların, önümüzdeki günlerde temel tüketim ürünlerine gelecek zamların habercisi olduğunu ifade etti. Arpa satış fiyatının besici ve yetiştiricilere 2.050 TL/ton fiyatla, yem fabrikalarına ise 2.150 TL/ton fiyatla peşin yapılan satış fiyatlarında Ocak 2022 tarihi itibari ile besici ve yetiştiricilere 2550 TL/ton fiyatla satılacağının açıklanmasının da yem fiyatlarının artmasına neden olacağını ifade etti.
TÜİK’nin açıkladığı yıllık % 36 enflasyon rakamlarının da Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğine işaret eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yurttaşların yaşamının içinde olan elektrik, akaryakıt, doğal gaz ve gıda ürünlerine gelen zamlar üzerinde hesaplama yapılmaz ise gerçek enflasyon rakamına ulaşılamaz” dedi.
TMO’nun enflasyon rakamlarının da üzerinde fiyat artışı yapmasını, ülkemizde öngörülebilir bir tarım politikasının olmamasıyla bağdaştıran Ömer Fethi Gürer, “Çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışa rağmen taban fiyatlarını düşük tutan siyasi iktidar, 8 ay içinde çiftçiden aldığı hububat ürünlerine yüzde 45’den az olmamak şartıyla fiyat artışı yaparak satış fiyatı açıkladı” diye konuştu.
Bu durumda piyasada yem ve un fiyatlarının artacağına işaret eden Gürer, “yem fiyatlarındaki artış et ve süt mamulleri fiyatlarında artışa neden olacak. Buğday fiyatlarındaki artış da ekmek başta olmak üzere unlu mamullerde artış yapacak.2021 yılı ortasında 180 lira olan 50 kg’lık unun fiyatı 350 liraya çıktı. Bunun nedeni girdi maliyetlerindeki artışa rağmen iktidarın bu konuda duyarsız olmasıdır” şeklinde konuştu.
Çitçinin bir dönüm üzerinde kullandığı mazotun maliyeti 48 lira iken bugün 105 liraya çıktığını ve mazot desteğinin ise sadece 22 lira olduğunu anımsatan Gürer, zirai ilaçlarda, tohumda, elektrik fiyatlarında, mazottaki artışlara müdahale edilmez ise ürün fiyatlarının artmasının da kaçınılmaz olacağını belirtti.
Konya Borsası’nda aralık ayı sonunda ekmeklik buğdayın 4 bin 633 tl ton, arpanın 3 bin 755 lira/ton olduğunu, Gaziantep Borsası’nda ise buğdayın çeşidine göre 5 bin lira ile 5 bin 200 lira/ton, arpanın ise 3 bin 750 lira/ton olduğunu belirten Gürer, borsalardaki fiyatların TMO’nun fiyatlarının üzerinde olduğuna dikkat çekti.
Piyasadaki artışın üretime de yansımadığını ve çiftçinin kazanmadığını anlatan Gürer, “Ürünü çiftçi üretince o günkü değerden mecbur satıyor. Borcu var, ürün çiftçiden çıktıktan sonra fiyat artıyor. Bu da çiftçiye fayda sağlamıyor. Çiftçi mutlu olmadığı için ekimden her yıl uzaklaşıyor. 1980 yılından bugüne 3 milyon hektar yalnız hububatta tarım arazinin ekim alanı olmaktan çıktı. 700 bin çiftçinin de çiftçiliği bıraktı” dedi.
TMO yetkililerinin kuraklığa, pandemiye ve girdi fiyatlarındaki artışa rağmen tarımda sürecin bir önceki yıla göre daha iyi olduğu yönünde açıklama yapmasını da eleştiren Gürer, enflasyonun yüzde 36 olduğu ülkemizde yüzde 45 ila yüzde 61 oranında zam yaparak piyasaya ürün veren TMO’nun tarımda pembe tablo çizmeye çalışmasının akıl alır bir durum olmadığını ifade etti.
TMO’nun tonu 5 bin lira taban fiyat açıkladığı mercimeğin 16 bin 75 liraya, 4 bin lira olarak açıkladığı nohuttun 12 bin liraya, tarlada 8 bin liradan alınan fasulyenin de 16 bin liraya borsalarda satıldığını anlatan Gürer, “Marketlerde ise mercimeğin kilosu 30 liraya, nohut 30 liraya satılıyor. 5 lira nere, 30 lira nere? Tüketici pahalıya ürün yiyor, üretici kazanmıyor, aracı kazanıyor” dedi.
ZAMLARIN ARKASI KESİLMİYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yeni yıl ile birlikte iğneden ipliğe her şeye zam yapılan ülkemizde, TMO’nun hububat fiyatlarını artırmasının önümüzdeki günlerde başta ekmek ve unlu mamuller ve arpada artışın yem fiyatlarında artış ile süt ve etten mamul ürün fiyatlarına yansıyacağını, temel gıda ürünlerine de büyük oranda zam yapılacağı anlamına geldiğine dikkat çekti. Gürer, “1kilo ambalajlı buğday unun parkende fiyatının 15.50 krş. çıktığını, tam buğday 18.60 krş. satılmaktadır. Su böreği fiyatları baklava fiyatına yetişmeye çalışırken bazı işletmelerde fiyat nedeni ile su böreği dahi satmayı bırakıp poğaça simitte dönmüştür. Bu gidiş bu yılın daha sorunlu geçeceğine işarettir. Çiftçi temel girdileri gübre, tohum, ilaç, sulama suyu elektrik faturası, mazot fiyatları sürekli zamlanmaktadır. Girdi maliyetleri düşürülmeden ürün fiyatlarında bir düşme beklenemez. Bu süreçte çiftçi kazanamamaktadır. Artan maliyetler çiftçiyi üretimden uzaklaştırmaktadır. Yalnız hububatta 1980 yılına göre 3 milyon hektara yakın azalan ekim alanı vardır. Bu yıl gübresiz ekim nedeni ile rekolte ve verim kaybı yaşanabilmesi olasıdır. Çiftçi desteklenmeli ve önlem alınmalıdır. “Marketlere fiyat indir” diyen iktidar düzenli kamu eliyle zam bindiriyor” dedi.
BAKANLIK ÖNGÖRÜDE SORUN YAŞIYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının öngörülerde isabetsiz verilerinin TÜİK 1 ve 2. Bitkisel Üretim verilerine yansıdığını anımsatıp TMO Fenolojik değerlendirme açıklamasına değindi.
Gürer 2021 yılında yayınlanan raporda kışlık hububat ekiminin % 88 oranında tamamlandığını, DAP gübresi kullanımı fiyatından dolayı azalsa da daha uygun fiyatla gübreler ve ilave destek verilen gübreler kullanıldığını, sonuç olarak üreticilerin tarımsal üretime yönelik bütün hazırlıklar ve planlamaları yaparak ekilişlerin büyük ölçüde tamamlandığını ve sonbahar ekim dönemi itibariyle bir önceki yıla göre daha olumlu bir tablo izlendiğini duyurduğunu belirterek, “TMO’nun tarladan ve çiftçiden çok haberi yok. Verilen destekler yetersiz. Bir yıl önce bir dekara 48 TL mazot tüketen traktör dekara 105 TL mazot tüketir duruma gelmiş, gübre fiyatı en az beş kat artmış, ilaç en az % 150 fiyat artışı var. Tarla kirası ve diğer ekipman masrafları dikkate alındığında çiftçi nasıl ekime devam etsin.2022 yılı sorunlu geçecek. Sorun yok demekle sorun yok olmuyor. Borsa fiyatlarına bakınca fiyatlardaki artış net görülebiliyor. TMO verilerine göre Paris’te ekmeklik buğday 326 dolar/ton, yemlik buğday Londra’da 308 dolar/ton olarak gerçekleşmektedir. Bu fiyatlar dikkate alındığında dünyada da fiyatlar ithal için yüksek. Gelecekte ithalde de fiyatlar düşmeyecek görünüyor. Kendi kendine yeten kendi üreten bir ülke olsaydık, hem ucuz hem ithalatçı bir noktaya erecektik. Tarım stratejik bir alan, bunun en önemli kesimi çiftçi, üretici ve besicidir. Süt inekçiliği yapan bu kesimi korumazsak sorunlar daha da artar. Yeterli destek sağlanmalı ve sorunlara gerçekçi çözümler bulunmalıdır” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üreticilerin mutlaka desteklenmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesine yönelik düzenlemelere gidilmesi, gübre ve mazot desteğinin de en az 3 kat artırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.