“TAKLİT VE TAĞŞİŞ ÜRÜNLERİNİ NEDEN AÇIKLAMIYORSUNUZ?”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ömer Fethi Gürer, su, hava gibi gıdanın da insan yaşamının vazgeçilmezi olduğunu söyledi. Tarım Bakanlığının sitesinde okuduğu bir sözü dile getiren Gürer, “Uluslararası gıda terörünün yanı sıra, ulusalda yaşadığımız sorunları bir milletvekili olarak Tarım Bakanlığının sitesinde okuduğum bir söz üzerine burada dile getirmek istedim. Bakanlık diyor ki: "Gıdanın en büyük denetçisi vatandaştır; gıdayı denetleyin, bizi de uyarın." Bu bağlamda, Tarım Bakanına buradan sesleniyorum: Taklit ve karışık ürünlerle ilgili Bakan olduğunuzdan bugüne kadar açıklama yapmadınız. Bakanlığınız döneminde hiçbir denetim yapılmadı mı? Sizin Bakanlığınızdan önce yapılan denetimlerde ortaya çıkan ürünler duyuru yoluyla kamuoyuyla paylaşılıyor ve bu bağlamda yurttaşlar bilinçlenebiliyordu” dedi.
“GIDA TERÖRÜ ENGELLENMİYOR, GDO’LU ÜRÜNLER RANTÇILARIN İŞTAHINI KABARTIYOR”
Gıda terörü kadar önemli diğer bir silahın da GDO'lu ürünler olduğunun altını çizen Gürer, “Bu ürünler, az gelişmiş ülkelere GDO'lu ürünleri sevk ederek para kazanan rantçıların iştahını kabartıyor. Bunun sonucu olarak da dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kalp, kanser ya da beyin kanamasından ölümler artıyor çünkü ne yedeğimizi ne içtiğimizi ne tükettiğimizi yeterince bilmiyoruz. Rafta satılan bir üründe koruyucu olarak içinde olanın miktarı belirtiliyor ama onun dışında, aynı rafın dışında farklı 10 tane ürün aldığımızda, koruyucu olarak yer alan ürünlerle kendimizi zehirliyoruz. Doğal olarak, bu sorunların insan yaşamı üzerindeki etkisini Meclis olarak detaylı olarak ele almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“PORTÖR MUAYENESİ OLMAYAN KAÇAK İŞÇİLER TEHLİKE SAÇIYOR”
Bu konuda onuncu kalkınma planının süresi dolduğu halde söylenenlerin hiçbirinin olmadığını hatırlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Önümüzdeki süreçte de yapılacaklar madde olarak yazılmış, bundan sonra ne kadar olur bilmiyorum ama Türkiye için büyük bir tehlikeye daha dikkat çekmek istiyorum. Gittiğiniz lokantada, fırında, benzer iş yerlerinde kaçak işçiler çalışıyor. Bunu gittiğiniz zaman siz de görüyorsunuz, saptıyorsunuz. Geçmişte gıdayla ilgili üretim yapılan her yerde portör muayenesi ve akciğer filmi çalışanlar için zorunluluktu ancak bununla ilgili yapılan düzenlemede çalıştırana bu iş bırakıldı. Bir salgın hastalığın ya da birinde olan hastalığın size bulaşabileceği bir yol da gıdadır. Bu konunun dikkate alınması gerekiyor. Daha önce gıdayla ilgili denetimler belediyenin de yapabildiği bir olaydı ancak bu, Tarım Bakanlığına geçti, Tarım Bakanlığının kadroları bu konuda yeterli değil. Yeniden belediye zabıtaları eliyle bu kontrollerin yapılması gerekiyor. Merdiven altı üretimin, kayıt dışının kontrol altına alınmaması sağlığımız açısından ayrıca sorunlar yaratıyor” dedi.
“RUSYA İADE EDİYOR, TÜRKİYE AFİYETLE YEDİRİYOR”
Son dönemlerde yurt dışına giden ürünlerle ilgili de kamuoyuna yansıyan haberleri hatırlatan CHP’li Gürer, domatesin Rusya'dan domates güvesi nedeniyle iade edildiğini ya da eriğin Akdeniz sineği yüzünden iade edildiğini belirtti. Domates güvesi ve Akdeniz sineğinin aslında Türkiye’de olmadığını hatırlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bunlar ithal ürünler yoluyla bu ülkeye gelen zararlılar. Rusya onları laboratuvarında kontrol edip saklıyor, iade ediyor ama biz Türkiye'de bunları tüketmenin ötesinde ülkenin bütününde bu hastalıkların ve zararlıların yaygınlaşmasının yolunu açıyoruz. Gelen tohumla patateste kanser 27 ilde topraklarımıza ekim yapılmasının önünü kesti. Akdeniz sineği 45 ilde ne yazık ki üreticinin ürettiği ürünü pazarlayamaz duruma düşürdü” dedi.
“DOMUZ, AKP DÖNEMİNDE KASAPLIK HAYVAN OLDU”
Gıdada, Tarım ve Hayvancılıkta yaşanan bütün olumsuzlukların sorumlusunun Tarım Bakanlığı olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Gürer, “Bakınız, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde 2006 yılında domuz eti kasaplık hayvan eti sayıldı. Şu anda helal gıdanın yanında kasaplık et olarak satılıyor ama yapılan denetimde bir iş yerinde 8 denetimin 5'inde köfte harcında domuz varlığı tespit edilmiş, orası kapatılmıyor. Tüketmek isteyen tüketebilir. Ne var ki, domuz etinin köftede olduğunu yazarak satıyorsa yasal hakkı ama yurttaş onu "dana eti" diye alıyor. Yurttaşı bu şekilde yanıltarak domuz karışımlı eti "dana eti" diye yedirmeye hiç kimsenin hakkı yok” dedi.
“SREBRENİTSA’YI ANANLAR, SIRBİSTAN’DAN ET ALIYOR”
Farklı firmaların ülkemize soktuğu ürünlerde yaşanan sorunlar nedeniyle önlemler alınması gerektiğini ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Laboratuvarlarımızın yetersiz olduğu, yurt dışına giden ürünlerin ortaya çıkan sorunlarından görülüyor. Et konusu da ülkemizde sorunlu olan bir alan. Biraz evvel Srebrenitsa'yı anarken Yugoslavya'da yaşananları söyleyen sayın vekilim buradan gitti herhâlde. Şunu belirtmek lazım: Sırbistan'dan et alıyoruz, Sırbistan'dan yetişmeyen ayçiçeğini alıyoruz, İsrail'den tohum alıyoruz, sonra bunlara veryansın ediyoruz. Bize ait olan, kendimizin yerli ürünlerini bu anlamda sahiplenmiyoruz ve sorunların varlığına da bir nedenle bu tohumlarla yol açıyoruz” dedi.