Çiftçinin giderek tarımdan uzaklaştığını belirten Gürer, “Adalet ve kalkınma Partisi döneminde çiftçi büyük sıkıntı yaşıyor, bu dönemde gördüğü zulmü hiçbir dönemde görmediğini söylüyor” diye konuştu.
Gittiği köy ve kasabalarda, patates ve soğanın depoda kaldığına ve bir ay içinde satılmazsa çürüyeceğine dikkat çeken Gürer, “90 kuruş maliyeti olan patates ne yazık ki 85 kuruşa alıcı bulamıyor. Soğanda maliyet 70 kuruş, onda da şu anda üretici 60 kuruşa ürününü satamıyor. Bu durumda, keşke Ticaret Bakanı geçen yıl bastığı depolara bir kere gidip baksa ve Tarım Bakanına; ‘Depodaki ürünler çürüyecek. Geçen yıl 'terörist' dediğimiz çiftçiye kendimizi affettirelim, onun için de depodaki ürünleri Toprak Mahsulleri Ofisine alalım, tüketici de ucuza ürün alma şansına sahip olsun’ dese” şeklinde konuştu.
Tarlada 5 lira olan fasulyenin şu anda ithal lobisinin uyguladığı stratejiyle 30-40 lirayı bulduğunu, nohudu 3 liraya tüccara satamayan çiftçi mağduriyet yaşarken, mercimekte üretiminde dahi sıkıntılar varken, ithalat lobisinin piyasayı yüksek tutuğunu belirten vekil, “Bunun sonucunda kendi çiftçimiz değil, yabancı çiftçiler destekleniyor. Bu yolla ülkeye getirilen ürünlerde de büyük vurgunlar oluyor” dedi.
Çiftçiye Kefil Olan da Zor Durumda
Gürer konuşmasının devamında, tohum, ilaç ve gübrede yüzde 100'ü bulan artışların yanı sıra, sulama suyunda kullanıldığı için elektriğe yapılan iki yılda yüzde 108'e yakın zammın çiftçiyi ekim yapamaz noktaya taşıdığına dikkat çekerek, çiftçilerin; borçlarının en az beş yıla yayılarak ötelenmesi, bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine olan faizlerin silinmesi şeklindeki taleplerini dile getirdi, Tarım kredi kooperatiflerinin çiftçiye ticari işletme gibi faiz uyguladığına da değinen Gürer, kaynak kullanım bedeli nedeniyle, çiftçinin, tarım kredi kooperatifinden aldığı kredileri ödeyemediği için icralık olduğunu ve çiftçilere kefil olan arkadaşlarının da mağduriyet yaşadığını belirtti.
Çiftçi Ne Ekeceğini Şaşırdı
TBMM Genel Kurulunda Çiftçi sorunlarını kapsamlı olarak anlatan Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde çiftçilerin yaşadığı sorunları çözmek için iktidar ne yazık ki bir girişimde bulunmuyor. Elektriğe gelen zamların yanında, tohumda, gübrede, ilaçta yaşanan sıkıntılara karşı da çözüm üretmiyor. Bunun sonucunda ülkemizde tarım alanları daralıyor” dedi. Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dâhil olan yaklaşık 700 bin çiftçinin sistemden çıktığını ama bunun dışında, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dâhil olmayan 2 milyona yakın çiftçinin de artık toprağını ekmediğini belirten vekil, Hazine arazilerinin, miras yoluyla bölünen arazilerin sorunları giderilmediğinden, buradaki üretimden de iktidarın haberi olmadığını, aynı zamanda on sekiz yıldır tarım sayımı yapılmadığı için verilerin yeterli olmadığının da altını çizdi.
Gürer, “Bütün bunların sonucunda, ülkemizde çiftçilerin yaşadığı mağduriyeti diğer milletvekili arkadaşlarımızın da gördüğünü düşünüyoruz ama görmeyen Tarım ve Orman Bakanlığıdır” diyen Gürer, özel bankaların çifçilere verdiği yüksek faizli kredilere değinerek, “Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatlerinin dışında, özel bankaların da çiftçinin boğazına sarıldığı bir dönemdeyiz. Hızla, acilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde vermiş olduğumuz kanun teklifleriyle çiftçi borçları beş yıl vadeye yayılarak ötelenmeli, faizlerin silinmesi sağlanmalı. Ülkemizde eğer çiftçi üretmezse bu ülkenin geleceği yok olur. Köylüyü, çiftçiyi, emekçiyi Meclis olarak destekleyecek kanunları bir an önce çıkarmalıyız diyorum” şeklindeki sözleriyle konuşmasını tamamladı.