CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin iki günde 180 derece şekilde değişen dış politik gündemini değerlendirdi. GEMİLERİ, FİLOLARI, AFAD’I GAZZE LİMANINA GÖTÜRMEYE YÜREĞİN VAR MI? Başta Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşmaya değinen Erdem, konuya ilişkin “İki gündür pes dedirten yazılar yorumlar okuyorum. İsrail’i dize getirmişiz, Gazze ablukasını hafifletmişiz, Biz ne önemli işler yapmışız gibi. Bir yandan yapılan anlaşmaya bakıyorum bir yandan anlaşmanın içeriğine ve mahiyetine, ikisi arasında hiçbir alaka kuramıyorum. Hem Türkiye’yi hem de Gazze’deki kardeşlerimizi bu anlaşmayla İsrail’in iradesine teslim eden bu zihniyet neredeyse havai fişekler patlatıp, milyonları sokağa döküp devasa kutlamalar yapacak. Tarih bunlardan yalancısını görmemiştir. Abluka hafifledi diyorlar. Aşdod Limanı zaten açık, bakın yabancı basında yer alan haberler bile bu yalanı gözler önüne seriyor. Örneğin İsveç Aşdod Limanı üzerinden insani yardım götürmüş Gazze’ye. Örnein, Mahmut Abbas, haberlere yansıyan bir açıklamasında, ‘Aşdod üzerinden Gazze’ye sokulmaya çalışılan Katar petrollerini istemiyoruz’ diyor. Aşdod Limanı’ndan ilk defa insani yardım götürmeyeceğiz, zaten götürülüyor, liman açık zaten. İsrailliler Mavi Marmara’ya saldırırken zaten ‘Gazze Limanı’na değil, Aşdod’a getirirseniz sorun olmaz’ diyorlardı. Arkadaşlar kimi kandırıyorsunuz. Bu anlaşmayla Gazze ablukası resmen tanınmış oluyor. Ablukanın meselesi zaten yardımı direkt Gazze Limanı’na götürmekte. Var mı yüreğin ey Erdoğan! Gemileri, filoları, AFAD’ı Gazze Limanına demirlemeye yüreğin var mı?” diye sordu. MADEM ÖZÜR DİLEYİP TAZMİNAT ÖDEYECEKTİNİZ, NİYE MİLLETİN ANASINI AĞLATTINIZ! Rusya’dan özür dilenmesinin ardından Antalyalı turizmcilerin Rus krizi sürecinde yaşadığı zorlukları hatırlatan Erdem, “Çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Antalya’da esnaf ‘20 yıllık esnafım, ilk kez bu hale geldim’ diyor, ‘Kemer esnafı turist duasına çıktı’ haberleri basında yer alıyor, diğer tarafnta havuz medyası esnafımızı güzel hayaller kurmaya teşvik ediyor ve ‘ülkemize 10 milyon Arap turist gelebilir’ diyor; ancak turist dediğin şey topraktan çıkmıyor ki, ülkenin güvenilir bir ülke olması gerekiyor. Tüm bu süreçte Antalyalı esnafın anası ağlıyor, sonra çıkıp özür dileniyor. Siz madem tazminat ödeyeceksiniz, özür dileyecektiniz, niye milletin anasınız ağlattınız. Dünyaya efelik yapıp tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalıp niye turizmcileri bu hale getirdiniz. Hükûmet bütün zararını tazmin etmek zorundadır. Tüm turizmci arkadaşları örgütlenmeye çağırıyorum. Sahte kabadayılık yapanlara bu ülkeyi niye böyle bir krizin içine sürüklediniz diye sorun.” dedi. YAKINDA BUNLAR ‘GAZZE’DE BİR ŞEY YOKMUŞ, KANDIRILMIŞIZ’ DERLERSE ŞAŞIRMAYIN Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın komisyonculuk amacıyla yapıldığını ifade eden Erdem, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden Çetin Tokçuoğlu’nun eşi Çiğdem Tokçuoğlu’nun sözlerini hatırlattı: “Mavi Marmara’da eşini kaybeden Çiğdem Tokçuoğlu AKP’ye ‘Sizi Allah’a havale ediyorum, keşke ben de o gemide olsaydım da bu günleri görmeseydim’ diyor. Yakında bunlar ‘Gazze’de bir şey yokmuş, kandırılmışız’ derlerse şaşırmayın. Diplomasiyi bilmeyen bir siyasi iradenin Türkiye’nin yalnızlaştırmasından vazgeçmesi gibi görünse de, bir yanda ağır bedeller ödenmiş bir mücadelenin böylesine vahim şekilde peşkeş çekilmesi tablosuyla karşılaşıyoruz. Madem bu iş bu kadar basitti, niye 3 yıl önce bu imzayı atmadınız. RABİA İŞARETLERİYLE TOPLUMU KUTUPLAŞTIRANLAR HALKA ÖDETİLEN BÜYÜK BEDELLERİN SORUMLULUĞUNU TAŞIYORLAR! Dış politikanın iç siyaset malzemesi olarak kullanılmasının halka büyük bedeller ödettiğini belirten Erdem, “Anlaşılan o ki, hükûmet bit reddi miras içerisinde. Önümüzdeki günlerde Suriye ve Mısır politikasından da radikal değişiklikler bekliyorum. Madem bu kadar basitti, dış politikayı iç siyasette bir kutuplaştırma malzemesi olarak kullanmanın bedelini bu halk neden ödedi, Orta Doğu halkları neden ödedi? Maalesef Esma ve Rabia işaretleri üzerinden toplumu kutuplaştıranlar, bunun da sorumluluğunu mutlaka üstlenmiş olacaklar, Ahmet Davutoğlu’na ihale etmekle de kurtulamazlar. Geçmişte orduya, gazetecilere cemaatle beraber omuz omuza kurdukları kumpaslardan nasıl sıyrılıp da ‘biz kandırıldık’ dedilerse, Davutoğlu için de aynısını diyecekler. Ben Davutoğlu’na şimdiden geçmiş olsun diyorum. Nasıl bir iradenin temsilcisi olduğunu tekrar gözden geçirsin. Keşke istifa ederken bunların hesabını yaparak bir konuşma yapsaydı, bugün daha makûl bir pozisyonda olacaktı” dedi.
28 Haziran 2016 Salı 19:05
Son Güncelleme: 28.06.2016 19:05