Yeni yılıyla birlikte, değeri yüksek konutlardan ek vergi alınması gündeme geldi. Ancak gelen tepkiler üzerine, "varlık vergisi" olarak adlandırılan bu uygulamadan, bütçede yaratacağı büyük boşluğa rağmen, vazgeçildi.
İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin, ucuz üç öğün yemek imkânlarının kısıtlanması üzerine yapılan protestolar sonucu iktidar devreye gerdi ve bu karar geri alındı. Bununla birlikte KOBİ’ler başta olmak üzere işletmelerin kredilerine, kamu bankaları aracılığıyla getirilen kolaylaştırıcı kararların devam ettiği, bu arada tarım kesimindeki ödenmemiş borçlara ucuz faizle 5 yıl yeniden yapılandırma imkânı getirildiği görüldü.
Daha önce bu tepkileri genellikle dikkate almayan iktidarın son dönemde takındığı bu yumuşak tutum ve geniş kesimleri memnun etmeye dönük kararları, siyasi gelişmelerle bir araya gelince, "2020’de baskın erken seçim" söylentilerinin artmasına neden oldu.
DW Türkçe'nin derlediği habere göre, bu arada oy oranlarına ilişkin son anket sonuçlarının da bu tartışmalara zemin oluşturduğu görülüyor. Kimi analizciler seçim halinde iktidar bloğunun artık yüzde 50’ye ulaşmasının çok zor olduğunu, bu ortamda seçimin yapılamayacağı görüşünü savunuyor. Kimileri ise giderek iktidarın oyunun azalacağını, o nedenle ileride seçim kazanması daha da zorlaşacağı için şimdiden seçime gidebileceğini savunuyor.
Ekonomik tablo göz önüne alınarak yapılan analizlerde de, yine aynı tabloya bakıp iki farklı analiz yapılıyor. Bazı analistler önümüzdeki yıllarda ekonominin daha da zora gireceğini onun için şimdiden seçimi yapmanın iktidara yarayacağını söylüyor. Kimileri ise "Mevcut ekonomik koşullar, seçim kararı alındıktan sonra daha da ağırlaşacak ve iktidarın seçim kazanma ihtimalini azaltacaktır" yorumunu yapıyor.
Öte yandan iktisatçıların çoğu, alınan popülist kararların arttığını kabul ediyor ama bunu bir erken seçim işareti olarak görmenin pek yerinde olmayacağını söylüyor.
İktidarın şu anda bir erken seçim kararı olmadığı görüşü ağırlık basıyor. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın nabzı iyi tutan bir politikacı olduğu göz önüne alındığında, henüz bir karar vermediği ama "her ihtimale karşı, artan toplumsal tepkileri azaltarak, zemini sürekli kendisi için uygun bir halde tutmaya çalıştığı", son kararları bu çerçevede değerlendirmenin daha doğru olacağı yorumu yapılıyor.