CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, bugün ABC Gazetesi’nde yazdığı “Darbe Gerçekleşse Kimler Bakan olacaktı?” başlıklı köşe yazısında hükûmete FETÖ’ye ilişkin sert sorular sordu.
İşte CHP’li Erdem’in köşe yazısı:
15 Temmuz faşist FETÖ girişimi sonrası, AKP'nin "uzlaşma, barış" diye takdim ettiği süreç sona erdi ve AKP fabrika ayarlarına geri döndü. Siyasi kadrolarının %90, hayatında en az 1 defa FETÖ okullarında alnını secdeye koymuşken, bir anda "muhalefeti" FETÖ ile ilişkilendirme adına çirkin bir operasyon baş gösterdi.
FETÖ'cüler halen siyaset sahnesinde cirit atarken; "aleviler, kürtler FETÖ'cü oluverdi."
Bu "algı operasyonunun amacı neydi peki?"
* Bakın sadece biz FETÖ'cü değiliz algısı yaratmak.
* Zaten tüm medya gücü elinde olan AKP'nin uygun koşulu sağlayıp "erken seçime gidebilme" gerekçesi üretmek.
* Muhalefeti dizayn edip, "rahatsızlık duyulan isimleri" tasfiye etmek.
***
Esas sorulması gereken sorular ise, "havuz medyasının bilinçli tahribatı" nedeniyle sorulamıyor. Ben yüksek müsaadenizle o soruları sorayım:
1- FETÖ'nün Dünya'da açtığı tüm okulları listeleyelim. Bu okullara "anne ve babasının ismi verilen kaç Milletvekili ve Belediye Başkanı var şu an görevi başında?" Rakam vermeyeyim, araştırmacıları teşvik etmiş olayım.
2- FETÖ yurtlarının yapıldığı arazilerin "imar plan değişiklikleri" hangi belediyelerden geçti? Türkiye'de kaç Belediye, bu yurtlara "tahsisli arazi verdi?"
3- Şu ana kadar ABD'ye gidip FETÖ liderini ziyaret eden Milletvekili sayısı kaç? Bu milletvekillerinin, ziyaret öncesi "hesap hareketleri" ile ziyaret sonrası hesap hareketleri arasındaki fark ne boyutta?
4- Şu an FETÖ'ye söven "AKP'li Gazetecilerin kaç tanesi aylık DÜZENLİ himmet aldı geçmişte?"
5- 15 Temmuz sonrası oluşacak Bakanlar Kurulu listesinin Binali Yıldırım'da olduğu biliniyor. O listedeki isimler arasında kimler var?
6- FETÖ okullarına "yüzbinlerce TL bağış yapan" kaç kişi şu an AKP'de Milletvekili, Bakan ve Belediye Başkanıdır?
***
Kandırıldık deyip sıyrılıyorlar. AKP, FETÖ'yü devlete yerleştirirken kandırılmış(!)
Vergi dairesine yerleştirirken kandırılmış olabilirler. "Vergi memurudur, masa başında oturur, gariptir, gurebadır, para kazansın" demiş olabilirler(!)
Eğitime yerleştirirken kandırılmış olabilirler. "Ne olacak ki, bunlar da okumuş, tahsilli adam, bizim adamımız, ekmek yesinler" demiş olabilirler(!)
Ama, "Emniyet İstihbarat, MİT ve TSK'ye yerleştirirken" kandırılamazsınız. Dünya'nın beyin ve idrak fonksiyonları en zayıf insanı bile; "hop kardeşim, ne işin var senin istihbaratta MİT'te diye sorar." Keza bunu bana Paris Senato Başkanı sormuştu...
***
Bir hükümet neden MİT, Emniyet ve TSK'yi ele geçirmeye çalışır? Bu silahlı organları niye kontrol altına almaya çalışır?
Evet...
FETÖ'nün siyasi ayağı derhal ortaya çıkartılmalıdır. Ama mümkünse; "hedef saptırmakta pek mahir olan Hükümet ve medyasının palavraları ile değil, hukuk ile ortaya çıkartılmalıdır." Bu nedenle, 550 Milletvekilinin dokunulmazlığı tamamen kaldırılmalıdır. Tek seferlik, geriye dönük değil. Tümüyle, kalıcı olarak dokunulmazlıklar kaldırılmalı, tüm siyasete mercek tutulmalıdır.
Bunu kim yapacak? FETÖ ilan edilme korkusuyla "eli ayağı titreyen Savcılar mı?" FETÖ ilişkisi deşifre olmasın diye 80 takla atan siyasetçiler mi?
Tüm geçmişi FETÖ ile mücadeleyle geçmiş muhalifleri FETÖ ilan ederek, hükümetin kavuğunu kurtarmaya çalışan "bataklık medyası mı?"
Lozan ve Atatürk düşmanı Cumhurbaşkanı mı?
O'nun yaveri olan Başbakan mı?
Zor...
BİR HATIRAT
Yıl 2011...
"Türkiye'de bir burjuvazi yok, Nurjuvazi vardır" demiş ve FETÖ'nün tüm Emperyalist ilişkilerini ifşa eden bir kitap yayımlamıştım.
NURjuvazi teriminin patenti bana aittir.
Kısa bir süre sonra, kitabımın ilk baskısını yapan TOGAN Yayınlarının sahibi bana telefon etti. Seni ifadeye çağırıyorlar dedi.
Gittim. İfade verdim...
Kısa sürede dava açıldı, kitabımın toplatılması için açılan davanın ilk duruşmasına çıktım.
Dava kamuoyuna yansımıştı. O günlerde "kitap nedeniyle bana hakaret eden" bir çok kişi AKP'den Milletvekili oldu.
Bir tanesi Belediye Başkanı oldu.
Hatta halen görevi başında olan çok sayıda AKP'li bürokrat, NURjuvazi kitabım yüzünden gazetelerde ağır hakaretlerde bulunmuşlardı.
Yıl 2014...
NURjuvazi kitabımın toplatılması için açılan davanın hemen akabinde, yan yana anılmaktan utanç duyduğum bazı isimlerle birlikte; "FETÖ'nün organize ettiği Selam-Tevhid-Kudüs Ordusu" kumpas davasında örgüt yöneticiliğinden hakkımda soruşturma açıldığını öğrenmiştim.
Beni bu kumpasa dahil edip telefonlarımı dinleyen, muhtemelen "ağırlaştırılmış müebbet" ile yargılanmamış sağlayacak olan kişiler tutuklandı, cezaevine kondu.
Tüm havuz medyası; "FETÖ'nün büyük kumpası" diye bu davayı manşetten verdi. Cumhurbaşkanı, Bakanlar günlerce açıklamalar yaptılar. Büyük kumpas... Büyük kumpas...
Tüm deliller sahteydi. Ama mesele Eren Erdem olunca iş değişmişti. FETÖ'nün hazırladığı ve havuz medyasının aylarca manşetten "kumpas" diye duyurduğu o dava dosyasında benimle alakalı ne varsa, havuz medyası tarafından haber yapıldı.
Bu dava sayesinde; "İran ajanı oldum..."
FETÖ, İran'ı sevmez. İran ajanlığı en klişe karalama metodudur.
Ama işin garibi.
NURjuvazi kitabım davalık olduğunda bana "İslam'a bu kadar hizmet eden bir hakikat hareketini karalayan Kemalist bir dinsiz" cümlesiyle itham eden, sonra Milletvekili olan bir "şahıs," bana FETÖ'cü demişti.
İşte AKP'nin FETÖ ile mücadele karnesi budur.
Çare Aziz Nesin!
SONSÖZ
Muharrem mateminde Kerbela'nın ızdırabını içerleyen tüm Can'lara selam olsun.
Bu günlerde Mehmet Ali Hilmi Dedebaba'nın "aynayı tuttum yüzüme Ali göründü gözüme" deyişini sıkça dinliyorum. Pir baba beni affetsin. Can'lar beni affetsin. Her dinlediğimde kelimeler değişiyor. Çağrışımlar değişiyor. Bu nedenle, affınıza sığınarak bu dörtlüğü Hükümete uyarladım. Bestesini Uğur Işılak yapabilir, seçim kampanyasında AKP'nin işine yarayabilir. Keza tam da onları anlatıyor.
Aynayı tuttum yüzüme
FETÖ göründü gözüme
Nazar kıldım ben özüme
FETÖ göründü gözüme
FETÖ evvel FETÖ ahir
FETÖ batın FETÖ zahir
FETÖ tayyip FETÖ tahir
FETÖ göründü gözüme
Binali Yıldırım bir kemter
Görür gözüm dilim söyler
Her nereye kılsam nazar
FETÖ göründü gözüme
Son Güncelleme: 08.10.2016 15:39