"Erdoğan'a çay vermem" demek bile suç!

CHP'li İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, medyaya yönelik baskıları örnekleriyle Meclis'e taşıdı.

26 Aralık 2016 Pazartesi 11:44
"Erdoğan'a çay vermem" demek bile suç!

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, basın emekçilerinin tarihte görülmemiş bir baskı çemberi içine alındığını söyledi. Yarkadaş, "48 saat içinde, 100'ü aşkın gazeteci açıktan hedef gösterildi. Bir TV kanalı kapatıldı. 5 gazeteci gözaltına alındı, bir basın emekçisi skandal zinciriyle tutuklandı" dedi.

BASKILAR ARTIYOR

CHP İstanbul Milletvekili - CHP Medya Komisyonu Üyesi Barış Yarkadaş, Cumhuriyet Gazetesi Kantin İşletmecisi Şenol Buran'ın tutuklanması ile aynı gün içinde yaşanan baskı ve hak ihlallerini TBMM'ye taşıdı.

Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Yarkadaş, tutuklamadaki hukuksuzluklara ve skandallara dikkat çekti.

"DELİL YOK, HUKUK YOK"

Şenol Buran'ın, görgü tanığı olduğunu iddia eden bir polisin ifadesine dayanılarak tutuklandığını belirten Yarkadaş, "Basın emekçisi Buran, Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla tutuklandı. Ortada delil yok; kanıt yok; hukuk yok, vicdan yok" ifadesini kullandı.

"ADALET BAKANI YOK SAYILMIŞ"

Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunu düzenleyen TCK 299'a göre, suç isnadının soruşturulması için Adalet Bakanı'nın yazılı izninin olması gerektiğini belirten Yarkadaş, "Tutuklama gerçekleşirken, hiçbir şekilde meşru görmediğimiz ve iptali için defalarca teklif sunduğumuz bu kanuna bile uyulmamış. Tutuklamaya konu olan soruşturmada bakanın izninin alınmasına gerek bile görülmemiş" dedi.

SKANDAL ZİNCİRİ

Tutuklama kararı veren 11. Sulh Ceza Hakimi'nin, Cumhuriyet Savcısı'nın soruşturma tutanağı olmadan karar aldığını belirten Yarkadaş, skandal zincirinin hayli uzun olduğunu vurguladı. 

"BEYAN EDİYOR AMA..."

Yarkadaş, kantin İşletmecisi Şenol Buran'ın kendisini şikayet eden polis memuru ile daha önce başka bir konu yüzünden tartıştığı ve aralarında ihtilaf olduğunu belirtmesine rağmen bunun dikkate alınmadığını dile getirdi. 

KEYFİ TUTUM

Hakimin keyfiliğinin sorgudaki diyaloglara yansıdığını da belirten Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tutuklanan basın emekçisi Şenol Buran'ın Avukatı Özgür Urfa'nın aktardığına göre, hakim sorgu bittiğinde şüpheliye dönerek ilginç sözler söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kast ederek, (Adam herkesi affetti; siz hala uslu durmuyorsunuz) diyor. İşte bu zihniyet; keyfi kararlar almaktan çekinmiyor. Tüm kuralları çiğneyerek verdiği tutuklama kararı sonrası sırtının sıvazlanacağının güvencesiyle  keyfi davranıyor."

YETKİ GASPI

Hakimin bu tutumuna en başta Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın karşı çıkması gerektiğini belirten Yarkadaş, "Ortada bir yetki gaspı vardır. Hakim, bakanın izni olmadan bakanın yetkisini kullanmıştır. Savcının ifade almasına gerek görmemiştir. Bunun adı keyfiliktir; hukuk tanımazlıktır... Keyfiliğin olduğu bir yerde hukuk da adalet de yoktur; olması da mümkün değildir" dedi.

YENİ SUÇ TANIMI

Kantin İşletmecisi Şenol Buran'ın "Erdoğan buraya gelse çay bile vermem" dediği için bir polis tarafından şikayet edildiğini belirten Yarkadaş, "Bu söz ne zamandan beri suç sayılmaya başlandı?" tepkisini gösterdi. 

Yarkadaş, Şenol Buran'ın Cumhuriyet Gazetesi'nin kantin işletmecisi olduğu için "potansiyel suçlu" muamelesi gördüğünü belirtti. 

CHP'li vekil, "Kantinci Buran, istisna kapsamına bile girmemesi gereken bir uygulama sonucu tutuklandı; hukuk alt üst edildi ve cezaevine gönderildi" dedi.

Yarkadaş, basın emekçilerine yönelik baskıların bununla sınırlı kalmadığını da sözlerine ekledi.

YOL TV'YE DE AYNI YÖNTEMLE KAPATMA

Yol TV'nin de aynı kapsamda; "Cumhurbaşkanına hakaret"le suçlandığını ve RTÜK tarafından kapatılma kararı verildiğini belirten Yarkadaş, "Söz konusu Recep Tayyip Erdoğan olunca, akan sular duruyor... Kanunlar rafa kaldırılıyor. Bürokratların Saray korkusu, her şeyin önüne geçiyor. Kanal yönetiminin savunması bile alınmadan, yayınlara son verdirtiliyor" dedi.

GAZETECİLER TEHDİT EDİLİYOR

Son 48 saat içinde başta Cumhuriyet Yazarı Aydın Engin olmak üzere 100'ü aşkın gazetecinin açıktan hedef gösterildiğini ve tehdit edildiğini belirten Yarkadaş şunları söyledi:

"Aydın Engin, açıktan ölümle tehdit edildi. İçişleri Bakanlığı, dünkü çağrımıza rağmen herhangi bir koruma önlemi almadı. Bu yetmezmiş gibi, akşam saatlerinde 100'ü aşkın gazetecinin ismi, Twitter'daki bazı adreslerden yazıldı. Bu meslektaşlarımızın haklarında soruşturma açılacağı belirtildi. Yapılanın adı açıkça hedef göstermek ve tehdit etmektir. 

REFERANDUM ÖNCESİ GÖZDAĞI

Olası bir referandum öncesi, aydınlar, yazarlar, yönetmenler, gazeteciler ve tiyatrocular susturulmaya; korkutulmaya sindirilmeye çalışılmaktadır. Bu operasyonların tamamı iktidar desteğiyle gerçekleştirilmektedir."

SAATLERCE HABER ALINAMADI

Pazar günü sabah saatlerinde Birgün Gazetesi ve Dihaber Ajansı'nda çalışan beş gazetecinin evlerinden gözaltına alındığını da hatırlatan CHPli Yarkadaş, "Savcılığa davet edildiklerinde gidecek olan gazetecilerin evleri basılmış, bazıları darp edilmiştir" dedi. 

Bazı gazetecilerin ailelerinin darp edildiğine ilişkin iddiaların olduğunu da belirten Yarkadaş, "Gazetecilerden saatlerce haber alınamamış, devreye girmemizle birlikte nerede tutulduklarını öğrenmek mümkün olmuştur. Gazetecilerin avukatları, suçlamaları ise yandaş medyada yapılan yayınlardan öğrenebilmiştir" dedi. 

SİLİVRİ CEZAEVİ'NDE EZİYET

CHP'li Yarkadaş, "AKP gazeteciliğin suç olmadığını kabul etmek ve anlamak zorundadır" ifadesini kullandı.

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının son dört gündür çok soğuk bir ortamda kaldıklarını da hatırlatan Yarkadaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a seslendi. 

Bozdağ'ın kaloriferi yanmayan odalar için talimat vermesi ve sorunu çözdürmesini isteyen Yarkadaş "Bir türlü bulunamayan kalorifer parçasının adını bize verin; hemen temin edip Silivri'ye götürelim" dedi.​

Son Güncelleme: 26.12.2016 12:03
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.